DANİMARKA’DA YAKILIP KÜLLERİ FETHİYE’DE DENİZE SAVRULAN BİR DANİMARKALI JANE ELİSABETH (1952-2019)

DANİMARKA’DA YAKILIP KÜLLERİ FETHİYE’DE DENİZE SAVRULAN BİR DANİMARKALI JANE ELİSABETH (1952-2019)

Devrim Gazetemizin 23.04.2019 günlü sayısının son sayfasında bir haber çok ilimi çekti. Danimarkalı Jane Elisabeth 14 yıldır tatillerini Fethiye’de geçiriyor, Fethiye’yi çok seviyor. Bu yıl Danimarka’da kanserden ölüyor. Vasiyeti üzerine yakılıyor, küllerinin yarısı memleketinde yarısı ise çok sevdiği Fethiye’de Çalış Plajında  birlikte yaşadığı arkadaşı Knud Karlsen tarafından denize serpiliyor ve denize bir demet çiçek atılıyor.

Fethiye’ye duyduğu bu sevgi ve aşk beni şoke etti, tüylerimi diken diken oldu.

Ben Danimarka’da yaşamadım ama uzun süreli iki Danimarkalı kız arkadaşım oldu. İlki 1957-1970 yılları arasında pen friend (kalem arkadaşı) KETTY, uzun süre mektup arkadaşım oldu, kendisi ile hiç karşılaşmadık. Danimarka’da müzik eğitimi alıyordu. Ben o zaman müzikten bihaberdim, o bana bu konuda yol gösterdi, zaman içinde üzerimde etkili oldu. Bugün Mozart ve Beethoven’i severek dinliyorsam bunu Ketty’den mektuplarla öğrendim.

İkincisi Helga o da Danimarkalı 1989 yılında bu yana arkadaşız, tam otuz yıllık. Yazları Akyaka’ya geliyordu. Akyaka’yı çok seviyordu, ailecek misafirimiz oluyordu, özellikle annemi çok seviyor, Türkçe teyze diye hitap ediyordu. Türkçede biliyordu.

Biz İngilizce konuşuyorduk. Tarihi çok seviyor, Türkiye’de Duygu Asena’ya varıncaya kadar biliyordu. Helga İngilizce, Almanca başta olmak üzere tam 11 dili konuşabiliyordu

Bunları şunun için anlattım. Bu iki arkadaşlarım sayesinde Danimarkalıları oldukça tanıdığımı sanıyorum. Buna dayanarak bu yıl ölen Danimarkalı Jane Elsabeth’in Fethiye sevgisini yorumlayacağım. Tabii ki bu benim yorumum.

1..İlk çağlarda İyonya, Karia ve Likya, bugün Ege, Muğla ve Fethiye kıyıları denizi doğası, güneşli günleri ve ormanları ile Türkiye’de ve dünyada en önde gelmektedir. Bölgenin eşsiz doğası insanları büyülemektedir. Ben de bu duygularla AKYAKA dedim..

2. Çevre insanı sıcak kanlı ve misafir severdir. Turiste yabancıya sevecendir, Bende bunu Akyaka’da hep hissetmişimdir.

3.Çevrenin dünya ölçüsünde zengin tarihi büyülemiş olabilir. Düşünün Danimarka’nın tarihi sekiz yüzyılı aşmamaktadır. 16 ve 17nci yüzyıllarda Alman ve Danimarka sarayların da hamam yoktur. Hela olduğu şüphelidir. Ama bugün yaşam koşulları temizlik ve hijyen en ileridedir.

Ama Fethiye ve çevresi böyle midir? Hamalar vardır, göz kamaştırıcı mermer tapınaklar vardır. Tıp vardır, edebiyat vardır. Bu tarih her yabancıyı ve Avrupalıyı derinden etkilemektedir. Modern insan haklarına ve hukukuna Danimarka’nın kökleri buralardan gelmektedir.

Bence Jane Elisabeth bütün varlığının yarısını antik Likya’da yarısını Modern Danimarka’ya adamıştır diyorum.

 

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI