Ülke İnsanımızın Bugünlerdeki Hali !?

 

                    Ülke İnsanımızın Bugünlerdeki Hali !?

--Televizyonlardaki ‘Evlilik Programı’ izlenme oranı = % 79

--‘Yemek Programı’ izlenme oranı = % 76

--‘Yarışma Programı’ izlenme oranı = % 58

-- ‘Yurt ve Dünya Haberleri’ izlenme oranı = % 32

--Kitap Okuma Oranı = Sadece % 1

Geçtiğimiz yıllarda bir “Arena” programına katılan köşe yazarları anlatmışlardı: 10 milyon civarında nüfusları olan Yunanistan ve Azerbaycan’da, bir yazarın kitabı en az “100 Bin Adet” basılırken, 80 milyonluk ülkemizde ise, 20 ile 25 Bin adet basılıyormuş… Halbuki nüfusa oranladığımızda bu rakam, en az “Bir Milyon Adet” olmalıydı!..

Taa 1970’lerde merhum İsmail Cem TRT Genel Müdürü iken, siyasi liderlerle üniversitelerimizin seçkin bilim insanları ekranlara çıkarılır; ülke sorunları, sanat, tarih, felsefe, çağdaş buluşlar ve ileride yapılacak yeniliklerin neler olacağı konularında uzun uzun tartışmalar yapılır, herkes de bunları ilgiyle izlerdi!..

Yıllardan beri bu tür programlar halkımıza unutturuldu, bilimle-sanatla-çağımızla hiç alâkası olmayan yüzeysel, basit ve cahilce programlar ısrarla sürdürülüyor!.. Kaç seçim öncesinde, değişik partilerden hiçbir siyaset adamını ekranlarda tartışırken göremez olduk!.. Halktan kopuk, halktan uzak, ama hepimizi çok yakından ilgilendiren birçok değişiklikler körü körüne gerçekleştirildi!.. Böyle bir ülkede gelişme olur mu? Halk gerçekleri öğrenebilir mi? Okumuyoruz, dinlemiyoruz, tartışmıyoruz, merak etmiyoruz; bindirildik bir alâmete, gidiyoruz kıyamete!..

Şu halimize bakınız bir; TV’lerde en çok izlenen program, ‘Evlilik Programı!..’ Yahu kardeşim; bekâr, evde kalmış, eşinden ayrılmış veya eşleri ölmüş kadın ve erkek olarak, iki kişinin evlilik kararı almasından bize ne !? ‘Gönül’ denilen şey ota da konar, b..ka da konar!.. Bu işte 80 milyonun çöpçatanlık veya sağdıçlık yapmasına gerek yok ki !? Evlenecek yaşa gelmiş iki yetişkin insan bir yerde oturup da, kendi geleceklerini kendileri konuşamıyor mu!? Kendi geleceklerini kendileri sorgulayamıyor mu!? Bu akıl ve izandan yoksun iseler, araya girenler bu evlilikte ne derece başarılı olabilirler ki !?

Uzun bir süre sonra nihayet bu işlerin boş ve avare işler, en önemli konuda herkesin soytarılık yaptığı anlaşıldı, bu zevzek programlar nihayet tedavülden kaldırıldı da, kurtulduk!..

Şimdilerde de “Yemek” ve “Yarışma Programları” revaçta!.. Çok kültürlü (!) ve aslan TV kanallarımız bu konuda da adeta birbirleriyle yarışıyorlar!.. Yahu, bu millet yüzyıllardır aç mı geziyordu!? Yemek yapmasını bilmiyor idiyseler, dünyaca ünlü “Osmanlı MutfağıTürk Mutfağı” yemekleri niye tarihe geçmişti!? Her biri süslü stüdyolara kurulup; “Efendim et nasıl kesilmeli… Tavuk nasıl doğranmalı… Balık nasıl tuzlanmalı?” diye anlatıyorlar… Yahu şu günlerde bu millet eti-tavuğu-balığı buldu da, bunun nasıl doğranması ve tuzlanmasına mı kalındı!? Diyorlar ki; “Efendim, sabah kahvaltı yapamadıysanız eğer, bu kahvaltının tek alternatifi, birkaç avuç ‘Badem’ yemektir!..” diyorlar… Yahu, zati yurt dışından ithal etmek zorunda kaldığımız Bademin bir kilosunun, ‘üç kilo et’ fiyatını geçtiğini bilmiyor musunuz!? Çoğunun ‘1.603 TL’ asgari ücretle geçindiği bu gariban millet, kilosu 180 TL olan bademi nasıl alsın da yesin!?

Bu ülkede en geri kalmış uygulama, “Rehberlik” uygulamasıdır!.. Bunu neden diyorum? % 1 gibi acı gerçeği öğrendiğimiz ‘kitap okuma’ alışkanlığımız için, illâ kitap satın almamız gerekmiyor!.. Gidiniz devletin veya belediyelerin kütüphanelerine, ücret ödemeden her kitabı alıp, okuyup, geri veriniz!.. Ama bunu halka kim anlatıyor ki!?           Sakin KOŞAR…

YAZARIN DİĞER YAZILARI