AH ŞU GARİP DÜNYA !?

      AH ŞU GARİP DÜNYA !?

Bugün sizi biraz ‘siyasi-mizah’ olaylarından uzaklaştırıp, şu kavanoz dipli Dünyamızda ne garip olaylar da oluyormuş, dilimiz döndüğünce bunları anlatacağım…

--Hindistan’da bir hırsız, cep telefonu satan mağazaya girer… Kameralardan korunup, tanınmamak için başına bir plâstik poşet geçirir… Cam sehpalar içindeki bütün telefonları çıplak elle dokunup, iyilerini torbasına doldurur, sonra da rahat bir şekilde evine kaçar… Polis kameraları inceler, başına geçirdiği şeffaf beyaz poşet içindeki hırsızı hemen tanır, camlar üzerindeki bolca parmak izlerinden kendisini tespit eder, daha iki saat bile geçmeden evinde huzur içinde uyuyan hırsızı çabucak yakalar!..

Yahu insan bu kadar da mı avanak olur? Böyle akıl yoksunu yeni yetme hırsızlar yüzünden, dünyanın en eski mesleği olan hırsızlığın da içine ettiler!.. Biliyorsunuz, dünyanın ilk hırsızları, Cennet’ten yasak elmayı çalan Âdem babamız ile Havva anamız, ilk katil de bunların oğulları; kıskançlık yüzünden öz kardeşi Habil’i öldüren Kabil idi…

Biliyor musunuz; eski Ispartalılar Devleti insanlarının bir geleneği vardı: İyi bir at çalıp da gelmeyen genç adamlara, yani ‘At Hırsızı’ olmayanlara asla kız vermezler, evlendirilmezlerdi!.. Yaa Rabbim, şu insanlık nerelerden nerelere geldi görüyor musunuz?

--İstanbul varoşlarında yaşayan sarhoş bir adam evine gelir… Daha yemeği hazırlamamış olan karısına kızar, mutfaktaki bir bıçakla karısına saldırır, lâkin bıçak teneke gibi eğilir, karısı yerine adamın elini keser!.. Daha da öfkelenen adam, ikinci bir bıçak alarak karısına saplamaya çalışır, bıçak kırılır… Kanı beynine çıkan adam, üst raftaki büyük bıçağı kapar, yine karısına saldırır, bu bıçak da kâğıt gibi bükülür, kadının elbisesinden içeriye bile girmez!.. Adam yerdeki bıçakları hışımla tekmelerken, kadın bir fırsatını bulup komşularına kaçar ve polise haber verir… Öfkesi dinmeyen adam, polislerin arasında giderken: “Bu memlekette kalite bitmiş kardeşim, kimse işinin ehli değil, herkes hileci ve sahtekâr olmuş, üç bıçakla bir karıyı bile doğrayamadım, yazık bu memlekete, yazık!..” diye bağırıyormuş…

--Deprem sonrasında Sakarya’da iflâs eden bir tüccar, kendini iş yerindeki yüksek tavana asarak intihar etmek istemiş… Tam ipi boynuna geçirip asıldığı sırada ip kopmuş, yere düşen adamın ayağı kırılmış, bu sayede ölümden kurtulmuş… Yani, yukarıda bıçakların kalitesizliğine isyan eden sarhoşun aksine, ‘kalitesizlik’ de, kırk yılda bir işe yarıyormuş demek ki…

--İstanbul’da bir PTT Şubesini soymak için gelen maskeli ve eli tabancalı soyguncu, gişe memurunun cesurca direnmesiyle rezil oldu; elindeki tabancayı kaptırdı, yüzündeki maskeyi düşürdü ve çabucak yakalandı… Ulan bu kadar yeteneksiz biriydin de, ne diye boyundan büyük işlere kalkışırsın be adam!? Bu halinle sen git de çiklet-çekirdek-simit çal, çocukların elinden horoz şekerleri kap, ne işin vardı o ciddi müesseselerde, adamın karizmasını böyle çiziverirler işte!? Allah aşkına şimdi bunlara gülünür mü, kızılır mı, acınır mı?

--Peş peşe açılan güzellik fuarlarında yeni bir tür ‘Şampuan’ tanıtıldı… Bu şampuan hem saçlarınızı yıkamaya yarıyor, hem de ekmek üzerine sürülerek yenilebiliyor!.. Hani Prof. Dr. Canan Karatay hocamız sakın duymasın ama, bu şampuanı yiyenler; “Hem doğal, natürel, hem de tadı çok güzel” diyorlardı… Haa, yarın ağzınızdan ve altınızdan etrafa, bozuk çamaşır makinesi gibi köpükler saçmaya başlarsanız eğer, vallahi ben karışmam ama…

--Müjdeler olsun, genç kızlar Japonya ve ABD’den sonra, sevgilisinin adını bir dişinin üzerine “Dövme” yaptırma modası bizde de başladı… Kız babalarının işi kolaylaştı, kızının kime âşık olduğunu bulmak için, artık evire çevire dövmeleri gerekmiyor; onları sadece güldürmeniz, güldüğünde de dişinin üzerindeki sevgilisinin adını okumanız yeterli… Bir de bu ülkede mizahı-gülmeceyi tamamen tedavülden kaldırıp, yasaklamaya çalışıyorlar; işte gülmenin bir faydası daha böylece ortaya çıkmış oldu, biz boşuna mı yıllardır sizleri güldürmek için yırtınıp duruyoruz sanki!.. İşte şahit, işte ispat!..       Sakin KOŞAR…

YAZARIN DİĞER YAZILARI