Başlıktaki bu sözler, Bodrum'da 01 Eylül Dünya Barış Günü'nde konser veren, sunuculuğunu da ünlü ressamımız Bedri Baykam'ın yaptığı Fransız Şarkıcı Loulou Dedola'ya aitti... Türkiye'de ilk kes sahneye çıkan ve kendisini yıllardır koyu bir 'Atatürkçü' olarak tanıtan Dedola; "Atatürk için şarkılar yazdım, dört dilde kitaplar yayımladım" dedi... (Haber: DHA Muhabiri Yaşar Anter...)
Konser arasında konuşan Loulou Dedola; "Ben bir Kemalist yazar ve sanatçı olmaktan büyük gurur ve onur duyuyorum!.. Mustafa Kemal'in yaşam felsefesi ile ile yaşamımı sürdürüyorum!.. Eğer Mustafa Kemal yaşasaydı, 'II. Dünya Savaşı' dahil, birçok savaş da çıkmazdı!.. Çünkü O, yaşam felsefesini komşuları ile sürekli barış ve dostluk üzerine kurmuştu!.. 20. Yüzyılda Faşizm, Komünizm ve Sosyalizm çöktü; 21. Yüzyılda Köktendincilik, Liberal Vahşi Kapitalizm tükenmeye başladı, ama 'Kemalizm' dimdik ayakta duruyor!.." demiş...
Eyy benim attıkları zaman mangalda kül bırakmayan 'Böyyük Böyyük Gazetecilerim", 60'lı yaşlara gelmiş böyle Atatürkçü dünya sanatçılarını, Atatürk için şarkılar ve kitaplar yazmış bir sanatçıyı, şimdiye kadar neden haber yapmadınız bakayım!? Yine kendinizi beş paralık iç siyaset çekişmelerine kaptırıp, dünyaya gözünüzü ve kulaklarınızı tıkadınız değil mi!? Böyle gerçekler ortaya çıktıkça, sizin aslınızın ve ağırlığınızın ne kadar hafif olduğunu daha iyi anlıyoruz!.. İyi ki Bodrumlu bilinçli insanlarımız var, iyi ki Bedri Baykam gibi çağdaş sanatçılarımız ve Yaşar Anter gibi gazetecilerimiz var da, böyle insanların varlığından haberimiz olabildi!.. Hepsine kalpten saygılarımı sunuyorum!..
Sanatçı Dedole doğru söylemiş... Eğer Ulu Önderimiz Atatürk, 1938 yılında ölmeyip de yaşasaydı, 1939 ile 1945 arasında çıkan II. Dünya Savaşı olmayabilirdi? Atatürk, Almanya'da Başbakan olan Adolf Hitler'e ilk yaptıkları için; "Faşist, tehlikeli ve maceraperest" diyor, İtalya'nın Lideri Mussolini için de; "Hayalperest ve artist" benzetmesi yapıyordu!.. O müthiş öngörüleriyle sınır komşularımızı ve Avrupalı aklıbaşında liderlerini bir şekilde ikna eder, aralarındaki sorunları 'Barış ve Dostluk' denilen sihirli sözcüklerle çözebilirdi belki!? Sonuçta da, bu savaşta öldürülen 40 milyona yakın insan yaşamına devam edebilirdi belki?
Hitler Almanya'nın başına seçilince, 1933 ile 1945 yılları arasında ülkesinde bulunan 'Yahudileri' ya kovdu, ya da Gaz Odalarında yakarak sabun yaptı!.. Bu arada Almanya'da dernek kuran Yahudi bilimadamlarını hiç bir ülke, Hitler korkusuyla kabul etmiyordu!.. Cesur Atatürk, bu sürede 1.200 Yahudi bilimadamını, Hitlerin öfkesine rağmen ülkesine kabul etti, O'nun tehditlerine kulak bile asmadı!.. Zamanın Milli Eğitim Bakanı olan 'Reşit Galip' bu bilimadamlarını Türk Üniversitelerine 'Hoca' olarak atadı, eğitim alanında ülkenin gelişmesine en büyük katkıda bulundular!..
Peki, bu güzel haber birkaç duyarlı gazetemizde yayımlanırken, Atatürk ve Cumhuriyet düşmanları uyuyorlar mıydı? Hiç uyurlar mı efendim, bu fırsat düşkünleri aynı günlerde yine kendilerini gösterdiler: "Almanya'da yaşayan ve 'oezge81' adlı bayan kullanıcı; "Atatürk Müslümanlığa ve İslâma karşı çok kötü şeyler yaptı!.. Atatürk'ün kabrine bakın, şimdi beton altında o adam!.. Toprak bile onu kabul etmiyor, ama siz ona tapıyorsunuz!.." diye mesajını paylaştı...
Görüyorsunuz, elin Fransızı Atatürk hayranı, bizim 'nankör kediler' ise neler yapıyor ve neler düşünüyorlar!? Artık sabrımızı taşırıyorsunuz gari!.. Sakin KOŞAR...