"BEYAZ ADAM"IN GÖZÜ DOYMADI, DOYMAYACAK !?

 

                   "BEYAZ ADAM"IN GÖZÜ DOYMADI, DOYMAYACAK !?

Amerika'da Mayıs ayı sonunda polis şiddetiyle öldürülen siyahî George Floyd için eylemler bitmek tükenmek bilmiyor, gün geçtikçe de artarak devam ediyor!.. 29 Haziran günü de ABD'nin 'St. Lous' kentinde heyecanlı gösteriler vardı... Irkçılık karşıtı bu göstericilere kızan 'Beyaz Irktan Avukat karı-koca Patty ve Mark Mc Closkey' çifti, bireysel silâhlarını alarak dışarı fırladılar!.. Beyaz bayan Avukat Patty'nin elinde namluya mermi sürülmüş tabanca, kocası beyaz Mark'ın elinde ise uzun namlulu otomatik tüfek vardı!..

ABD Başkanı'nın "Beyaz Saray"înı andıran süper lüks villalarının önünde, ırkçılığa karşı yürüyen sıradan insanları tehdit ediyorlardı!.. Bir ara bayan Avukat Patty, evin korkuluklarına yaklaşan kadına tabancasını öfkeyle doğrulttu, yoldaki kadın ceketini açarak, göğsünde "Ateş Etme, Siyahların Hayatı da Değerlidir!" yazılı beyaz tişörtünü gösterdi ve geri dönüp gitti...

Düşünüyorum da; 1492 yılında Avrupalılar tarafından keşfedilen Amerika Kıtası'nda sadece 'Kızılderili Yerliler' yaşıyorlardı... "Beyaz Adam" ateşli silahların gücü ve Avrupa'dan getirdikleri bazı hastalıklarla, önce Kızılderililerin canına okudu!.. Hiç dokunulmamış bakir ormanlar, madenler ve arazilerden zenginlik fışkırıyordu!.. Büyük çiftlikler ve madenlerde ucuz işçi çalıştırmak için, Avrupa'nın en azılı suçlularını affederek buraya getirdiler, yetmedi!.. Sonra korsan gemileriyle Afrika kıyılarına gittiler, çeşitli hile ve tuzaklarla 'Zenci' erkek ve kadınları yakalayıp, zincirleyerek gemilere doldurdular!.. "Geride bıraktıkları çaresiz çocukları, anaları-babaları var mı?" diye düşünmeden, karın tokluğuna çalıştırmak için Amerikan çiftliklerine ve madencilerine 'Köle' olarak sattılar!..

Dünyada insan hakları ve demokrasi geliştikçe, yıllar sonra Amerika'ya da demokrasi ve insan hakları geldi... Yıllarca 'Seçen ve Seçilenler' hep Beyazlardı!.. 19. Yüzyılda tam demokrasiye geçildi, siyahlar ve melezler de haklarına kavuştular ama, ortada paylaşılacak bir 'Zenginlik' kalmamıştı, her şeye 'Beyaz Patronlar' sahiptiler!.. Zenci ve melezlere hep işçilik, küçük esnaflık, şoförlük ve gemilerde tayfalık kalmıştı!.. Çünkü Çiftlikler, fabrikalar, petrol, madenler, demiryolları, havalimanları, gemiler, senato, hep 'Beyaz Patronların' elindeydi...

Taa ki 2008 yılında bir zenci Başkan 'Barack Obama' seçilene kadar!.. 520 yıllık devlet hayatında Amerika'da ilk 'Siyahî Başkan' böylece seçilmişti, ne gecikme ama değil mi? Peki, siyahi bir Başkan seçildi diye, ABD'de 'IRKÇILIK' bitmiş miydi? Ne gezer efendim, yıl 2020, 'Milenyum Yılı' olmuş, bu ülke insanları 1969 yılında 'Ay'da Yürümüştü' ama, şu Amerikan sokaklarının halini görmüyor musunuz!? Peki sebep ne? 'Beyaz Adam'ın gözü bir türlü doymuyor, yetinmiyor, hükümranlığı elden bırakmak istemiyor!..

Bundan 450 yıl önce bir Kızılderili Reisi bu hırsı görmüş ve bilgece şöyle demişti: "Son ağaç kesildiğinde, son nehir kuruduğunda, son balık tutulduğunda, Beyaz Adam paranın 'yenmeyen' bir şey olduğunu anlayacak, ama iş işten geçmiş olacak!" demişti değil mi? İşte Amerika, bu bilge Kızılderili Reisi'nin söylediği özlü sözün serüvenini yaşıyor!..

Yazımızı büyük ozanımız Yunus Emre'nin, Yüce Peygamberimizin en büyük düşmanı olan 'Ebu Cehil' için yazdığı, şu anlamlı şiirle bitirelim, bu arada ırkçı Amerika'ya da bir selâm olsun!..

"Kara taşa su koyarsın/ Elli yıl ıslatır isen/ O taş yine kaskatıdır/ Hünerli taş olur değil!..// Taştan çıkan türlü sular/ Ayağında neler pişer/ Cahil gönül taştan beter/ Yola gelmez, gelir değil!..// Boz yapalak Devlengece/ Ekmek verme gündüz-gece/ Onun işi Köstebektir/ Salıp, ördek alır değil!.."               Sakin KOŞAR...

 

 

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI