'HAYAT' VE 'ÖLÜM' ÜZERİNE DEYİŞLER !?

 

                 'HAYAT' VE 'ÖLÜM' ÜZERİNE DEYİŞLER !?

Ünlü şairimiz Cahit Sıtkı Tarancı'nın Varlık Dergisi'nde 01 Mart 1941 yılında yayımladığı çok ilginç ve belki de hiç duymadığınız "Dalgın Ölü" şiirini öncelikle size yazayım da,  esas konumuza öyle girelim:

"Dün güzel bir kadın geçti/ Kabrimin yakınından/ Doya doya seyrettim/ Gün hazinesi bacaklarını/ Gecemi altüst eden.../ Söylesem inanmazsınız/ Kalkıp verecek oldum/ Düşürünce mendilini/ Öldüğümü unutmuşum!.."

Bilirsiniz, 'Ölümü' en çok işleyen şairlerimizin başında gelir bu üstadımız... Madem öldün, her şeyden elini ayağını da çektin, mezarında bile uslu uslu ve edebinle uyu bari değil mi? Sana ne yanından geçen güzel bir kadının bacaklarından artık!? Kadın mendilini düşürmüş de, kalkıp onu verecekmiş? Sen bir ölü müsün, yoksa mezarlık bekçisi misin be üstat!? Sizler mezarınızda bile hırlı durmayacak mısınız yahu!? Ama olmaz ki; toprağın altından, kefenin içinden de böyle bir şiir yazılmaz ki!.. Ne diyordu başka bir şair; "Ölüm Allah'ın emri/ Ayrılık olmasaydı..." Madem öldün, hepimizden ayrıldın, bari mezarında tek dur be adam!..

Arapça bir sözcük olan Hayat; "Canlı, sağ olma durumu, yaşam" demektir...

Türkçe bir isim olan Ölüm; "Bir insan, bir hayvan veya bitkide hayatın tam ve kesin olarak sona ermesi, vefat" demektir...Bir gün hepimizin başına gelecek mutlak son budur!..

Hayat (Yaşam) üzerine çok şey yazılmış, söylenmiştir: Yüce Atatürk; "Hayatta en hakiki mürşit, ilimdir!" derken, Fazıl Hüsnü Dağlarca; "Nasıl yaşamayı bırakmak, nasıl/ Bir memleket mi, bir elbise mi bu!?" diyordu... Attila İlhan; "Hiçbir şey yaşarken daha önemli değildir!" derken, Ömer Seyfettin ise; "Sen genç gibi yaşar, ihtiyar gibi ölürsün!" diyordu... Reşat Nuri Güntekin; "Sürgün, benim için ölüm gibi bir şeydir" derken, Yaşar Kemal ise; "Yaşlandıkça ölümün soluğunu ensemde hissediyorum!" diyor, Uğur Mumcu da Aziz Nesin İçin; "O, ölüyü bile güldürür ve de düşündürürdü!" diyordu...

Sağlıklı insanlar, normal hayat akışı içindeyken hiç ölümü düşünmezler!.. Sadece ölümü değil, hayatta sahip olduklarının kadrini-kıymetini de pek bilmezler!.. Ne zaman ki hayatın normal akışı sekteye uğrarsa, birçok şeyin farkına, sahip olduklarının değerinin ayartına, ancak işte o zaman varırlar!.. Tıpkı bugünlerdeki Koronavirüs Salgını yüzünden, "20 Yaş Altı-60 Yaş Üstü" insanların kendi evlerinde hapis hayatı yaşamaya başladıkları günler gibi...

Severek yaptığınız işlerinizden, çok değer verdiğiniz eşiniz-dostunuz-hısım-akrabanız ve de çocuklarınızdan ayrı düşünce, onların varlığının ne kadar önemli olduğunu, yokluklarının hiç bir şeyin yokluğuyla asla değişmeyeceği gibi şeyleri anlıyorsunuz!.. Tabii ki bugünler geçecek de, bu arada yüce Tanrı hepimizin akıl sağlığını da korusun inşallah!.. Göreceksiniz, bu peş peşe seri ölümler, hastalığa dair korkunç haberler, dışarı çıkamama, eşle-dostla muhabbetler ederek boşalamama, alıştığımız gibi özgürce dışarılara çıkıp gezip-tozamama durumlarına, bir de işsizlik ve parasızlık sıkıntıları eklenmişse; göreceksiniz, bu karantinalar sonunda birçok insanımız sağ kalsa bile, bu süreçten 'kafayı sıyırmış' olarak çıkacaktır!..

İnşallah bu öngörüler çok asgari düzeyde gerçekleşir, temennimiz tabii ki budur!.. Ama bu süreç sonunda sokaklarımızda uzun sopaları altlarına at-eşek yapıp da, Donkişot gibi yel değirmeni diye gelip-geçen araçlara saldıranları görürlerse... Mahalle kahvesine, bakkalına gidip de; "Bana Cengiz Han derler, yanımdaki arkadaşım da İran Şahı İsmail'dir!.. Eyy Osmanoğulları, bu topraklar artık bizim, şimdi siz defolup gidin bakalım, yoksa hepinizi kılıçtan geçiririz haa!.." diyenler çoğalırsa, aman kimseler şaşırmasın, bunlar normal hadiselerdir!.. Vieatnam Savaşı sonrasında 10 Binlerce ABD askeri kafayı sıyırıp da gelmediler mi? Aman ha, vücudunuzu bu lânet virüsten korurken, akıl sağlığınızı şu günlerde çok daha iyi korumayı da ihmal etmeyiniz!..          Sakin KOŞAR...

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI