10 KASIM !?

10 KASIM  !?

Kurtarıcımız ve kurucumuz Mustafa Kemal Atatürk, bundan tam 137 yıl önce, 1881 yılında Selânik’te doğmuştu… 57 yıllık kısa yaşamı mücadelelerle, savaşlarla, sıkıntılarla, uğradığı ihanetlerle, ölüm tehditleriyle, isyanlarla ve gerçekleştirdiği devrimlerin güzel sonuçlarını görmeye başlamasıyla geçmişti…

Ünlü şairimiz Cahit Sıtkı Tarancı, 1947 yılında Varlık Dergisi’nde ’10 Kasım’ adlı şu şiirini yayımlamıştı:

“Yıl Otuz Sekiz, On Kasım Perşembe/ Hatırdan çıkmayacak bir Sonbahar/ Sarsılıyor İstanbul-yedi tepe/ Yaman esmiş Dolmabahçe’de rüzgâr!..// Gerçek olamaz, olsa olsa bir düş/ Dokuzu- Beş geçe Atatürk ölmüş/ Böyle toptan bir yas nerede görülmüş/ Beraber ağlıyoruz kurtlar, kuşlar!..// Bu memlekete en çok hizmet eden/ Bu aşk ile dağlara gücü yeten/ 18 Milyonun omzunda giden/ Atam, Ankara sırtlarında yatar!..”

Yine aynı şairimiz, Nisan-1947 yılı Varlık Dergisi’nde ‘Atatürk’ adlı şu şiirini yayımlamıştı:

“Atatürk’üm eğilmiş vatan haritasını/ Görmedim tunç yüzünde böyle geceler/ Atatürk, n’eylesin memleketin yarasına/ Uçup gitmiş elinden eski makbul  çareler!..// Nerde İstiklâl Harbi’nin o mutlu günleri/ Türlü düşmana karşı kazanılan zaferi/ Hiç sanmam öyle ağarsın bir daha tanyeri/ Atatürk’üm; ‘Ben ölecek adam değildim’ der!..// Git hemşerim, git kardeşim toprağına yüz sür/ O’dur, karşı kıyıdan cümlemizi düşünür/ Resimlerinde bile melûl, mahzun görünür/ Atatürk’üm kabrinde rahat uyumak ister!..”

Evet, 10 Kasım 1938 Sonbaharında o yüce insanı fîziken kaybettiğimizde, nüfusumuz kimi şairimize göre 17 Milyon, kimine göre de 18 Milyondu… Ama onun ölümü sadece bizi değil, bütün gariban dünya milletlerini, hatta savaşta yendiği generalleri bile büyük üzüntüye boğmuştu… Kendisini esir alan ve ordusunu İzmir’de denize döktüğü Yunan Generali Trikopis, ülkesine dönünce, Atatürk adına bir dernek bile kurmuştu, düşünebiliyor musunuz!? Kurtuluş Savaşı’nda yenilen İngilizlerin Amirali Winshton Churchill Atatürk için; “Tanrı 50 veya 100 yılda dünyaya bir LİDER gönderir, bu sefer şans Türklere güldü ve Atatürk’ü gönderdi” demişti…

Peki, ölümünün ardından geçen bu 80 yılda, biz Mustafa Kemal Atatürk’ü gerektiği gibi yeni nesillerimize anlatabildik mi? Ben anlatabildiğimiz kanaatinde değilim!.. Bunca yıldır genelde yapılanlar tam bir “Gardırop-Şekil-Vitrin Atatürkçülüğü” idi… Son yıllarda Prof. Dr. İlber Ortaylı, Sinan Meydan gibi tarihçilerimiz ve Yılmaz Özdil gibi köşe yazarlarımız çıktı da, Atatürk’ü derinlemesine, tam da O’nun istediği gibi anlatmaya başladılar!..

Neydi o 12 Eylül 1980 darbesi sonrasındaki Kenan Evren ve ekibinin Atatürk anlayışı öyle!? Atatürk’ün yazlık silindir şapkasının ve elbiselerinin aynısı giymekle, oturduğu örgülü sandalyelere oturmakla, tren pencerelerinde O’nun gibi pozlar vererek fotoğraf çektirmekle ‘Atatürkçülük’ olmuyor!.. Siz O’nun devrimlerini anlayıp, günümüzde geliştirerek devam ettirdiniz mi? Yatırımlarını geliştirip, çağın teknolojisine uydurarak genişlettiniz mi? Eğitimde, sağlıkta, tarımda, sanayide ve teknolojide ülkeyi çağ atlattınız mı? Tek kitabı ‘NUTUK’u okuyup, anlayıp, orada dediklerini siz de uyguladınız mı? Ve siz O’nun, ‘Gençliğe Hitabe’ metnini doğru şekilde okuyup, yorumlayıp da, bu ülkeyi Türk Gençliğine emanet ettiniz mi? Yoksa, ‘suç işlediler’ diye 17 yaşındaki gençlerin önce yaşlarını büyütüp, onları darbe sonrası asıp; “Ne yani, onları asmayıp da, besleyecek miydik yani!?” diye lâflar mı etmiştiniz, ha!?

Ne diyordu Atatürk;  Beni görmek demek, behemehal yüzümü görmek değildir!.. Benim fikirlerimi anlıyor, benim dediklerimi yapıyorsanız, bu kâfidir” diyordu… Rahat uyu Atam, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nda bir günde sana, Anıtkabrine gelen ziyaretçi sayısı “Bir Milyon Seksen Altı Bin Kişi” oldu… Dünü boş verin, gün geçtikçe daha iyi anlaşılıyor, daha çok seviliyorsunuz, rahat uyuyunuz Atam!..                          Sakin KOŞAR…

YAZARIN DİĞER YAZILARI