BİR KELLE SARIMSAK, "5 TL !.."

Yok yok, öyle eskisi gibi kiloyla, poşetle, çuvalla 'Sarımsak' alma günleri geçti bayanlar baylar!..  Daha düne kadar en çok tükettiğimiz yiyeceklerden olan bu diş-diş olan topaç yiyecek, artık fakir-fukara yiyeceği olmaktan bugünlerde çıktı, o da kendini ağırdan satıp "zengin mutfağı" malzemesi olup semt değiştirdi gari ve kilosu da '100 TL'lere satılıyor !..

Eskiden bu acayip kokulu yiyeceği tüketenlerden bucak bucak kaçardık ama, bugünlerde onun beleş kokusunu bile arar olduk!.. Zati hepiniz biliyorsunuz da, ben bu sınıf atlamış eski dostumuzu, kokar Sarımsağı yine de bir tarif edeyim:

Efendim, zat-ı şahaneleri Sarımsak; "Zambakgillerden bir bitki olup, yaprakları-sapları ve toprak altındaki soğanında 'kokulu yağ' bulunan bir kültür bitkisidir!.. Latince adı; 'Allium Sativum' dur... Bu bitkinin baharat olarak kullanılan dişli bölümü..." demektir...

Bu bitki, şu Koronavirüs günlerinde bilim insanlarımız tarafından da çok övülmüş, mikrop kırıcı (antibiyotik) özelliği ve sindirim sistemini dezenfekte etmedeki, tansiyon düşürmedeki kabiliyeti nedeniyle birden şöhrete kavuşmuş, bunun için fakir-fukara yiyeceği olmaktan o da maalesef çıkmıştır!.. Eskiden sarımsak yiyenleri özellikle kapalı yerlerden herkes kovarken, hatta camilere bile gelmeleri istenmezken, bugünlerde sarımsak kokanlar el üstünde tutulup, çok da itibar görmeye başladılar!..

Halbuki aynı insanlarımız yıllardan beri bu sarımsak için; "Sarımsak yemedim ki, ağzım koksun... Sarımsağı gelin etmişler, kırk gün kokusu çıkmamış... Sağına sarımsak, soluna soğan asmış, yine de yönünü bulamamış..." sözleriyle bunu küçümserlerdi... Aynı sarımsağın çeşitleri de şunlardır: "Sarımsak otu, yabani sarımsak, sarımsak hardalı, kaya sarımsağı, köpek sarımsağı, su sarımsağı, taş sarımsağı..." Bu kültür bitkisi ülkemizin her yerinde yetişir ama; Kastamonu İlimiz ve Muğlamızın Ula İlçesi sarımsağı hiç bir yerin sarımsaklarına benzemez!.. Hatta bu Ula insanımızın adı her yerde "Sarımsakçılar!" diye de anılır...

Türk Dili üzerine yapılan çoğu yarışmalarda; "Sarımsaklasak da mı saklasak, sarısaklasaklamasak da mı saklasak!?" tekerlemesi sık sık söyletilir, dili sürçenler elenirdi... Ama bu yiyecek yüzyıllardır sofralarımızda öyle bir yer edindi ki; örneğin Kelle-Paça, İşkembe Çorbası, Cacık, Biber Yoğurtlaması, Patlıcan ve Kara Lâhana Salatası, her çeşit Turşu, hepimizin bayıldığı Tarhana Çorbası, bu yiyecek olmadan asla yenilmez!..

Şimdi bazılarınız çıkıp da bana; "Ulan bugünlerde Covid-19 belâsı, sokak yasakları, işsizlik, parasızlık kol gezerken; Dolar 7 TL, Çeyrek Altın 638 TL olmuşken, düştüğü söylenen benzin ve mazot fiyatları üç günde bir zamlanırken, sen bula bula bu 'Sarımsak' konusunu mu buldun yazacak be adam!? Zati canımız sıkkın, bir de sen sarımsak gibi kokma oradan!.." diye celallenebilir, kızabilirsiniz? Bu ortamda bu konunun uygunsuz olduğunu ben de düşünüyorum!? Ama pazara çıkıp da, bir kelle sarımsağa 5 TL verip, eve bunu sarkıtıp gelince, evde benim çektiklerimden haberiniz var mı sizin?

Oğlum alay ederek dedi ki; "Bunun sadece 7 tane dişi var... Yani 'bir diş sarımsağa' 75 kuruş ödemişsin!.. Yani bir diş sarımsak bir gazete, iki diş sarımsak da bir ekmek parası ediyor!.. Seni çok fena kazıklamışlar baba!" dedi... Hanım hazretleri ise; "Bu ne!? Ben bununla tarhana mı, cacık mı, patlıcan salatası mı yapacağım!? Sen iyice pintileştin yani!.. Bundan sonra ekmeği çeyreğe böldür de getir, tuzluğa girecek kadar tuz, bir çaydanlığı demleyecek kadar çay al da gel bari, e mi? Sen gittikçe 'Varyemez Amca'ya döndün, al şu sarımsağı da, sağ koluna bilezik olarak tak, ya da kasana götür de kilitle, aman çalmasınlar!.. Bir daha da bana gelip, pazardan ne alınacağını sakın sorma!.." dediler... Siz benim yerimde olsanız, bunları yazmayıp da, ya ne halt ederdiniz bakayım!?           Sakin KOŞAR...

YAZARIN DİĞER YAZILARI