DEVLET, GENÇLERE İŞ BULMAK ZORUNDA MI !?

DEVLET, GENÇLERE İŞ BULMAK ZORUNDA MI !?

Arapça bir sözcük olan Devlet, Türkçe Sözlüklere göre; "Toprak bütünlüğüne bağlı olarak siyasal bakımdan örgütlenmiş millet veya milletler topluluğunun oluşturduğu tüzel varlık" demektir.

Osmanlı İmparatorluğunun onuncu padişahı Kanuni Sultan Süleyman (1494-1566); "Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi/ Olmaya devlet cihanda bir nefes, sıhhat gibi" demiştir.

Kurtarıcımız ve Kurucumuz Mustafa Kemal Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni iki cihanda da her şeyin üstünde tutardı!.. Bu yüzden ölürken de vasiyetinde, iğneden ipliğe her şeyini bu aziz millete ve devlete bağışlayarak aramızdan ayrılmıştı.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti siyasetinin 50 yılına damga vuran merhum Süleyman Demirel; "Kars'ta, Ardahan'da bir koyun kaybolsa hesabı benden sorulur!" demişti. Çünkü bilirdi ki bu devletin insanlarının türettiği; "Devlet adamı, devlet baba, devletlüm, devlet bakanı, devlet bankası, devlet başkanı,  devlet düşkünü, devlet kapısı, devlet kuşu, devlet nişanı, derin devlet, sosyal devlet." gibi deyişler, devletlerine ne kadar bağlı olduklarını, ondan ne kadar çok şey beklediklerini ve istediklerini gösterir.

Eylül ayı ortalarında sayın Cumhurbaşkanı bir konuşmasında; "Ülkede işsizlik varmış? Olabilir? Üniversiteyi bitirmiş olan herkese devlet iş bulmak zorunda değil ki?" demişti.

Bu sözüne muhalefetten ve bazı sendikacılardan hemen tepkiler geldi. CHP Sözcüleri; "17 yıldır bu ülkeyi çok kötü yöneten birinin çıkıp da, bunları söylemesi hiçbir akıl ve mantık sahibi insan tarafından kabul edilemez!.. Bu ülkenin bütün fabrikalarını sattınız, bütün yatırımları betona gömdünüz, oy kapmak için en olmadık yerlere üniversiteler açıp, oralara Hocalar bile gönderemediniz, eğitimi mahvettiniz, istihdama hiç önem vermediniz!.. Tabii ki bunun sonucunda işsizlik olacak, ekonomi de bozulacaktı!.. Başka ne bekliyordunuz ki!? Siz orada icraat makamındasınız, sorunlara çare bulacak olan sizlerdiniz, hesap vereceğinize şikâyet ediyorsunuz!.. Bırakınız da bu şikâyetleri muhalefette olan bizler yapalım!.." dediler.

DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu da; "Devlet yatırımlar yapmak, istihdam yaratmak ve gençlerine iş bulmakla Anayasa önünde yükümlüdür!.. Sayın Cumhurbaşkanı'nın konuşması, bizim alışageldiğimiz devlet gelenekleriyle hiç uyuşmuyordu, içim acıyarak dinledim!" dedi. Bizim aslan ve Türkiye'nin en büyük işçi sendikası Türk-İş ve de Hak-İş Sendikası Genel Başkanlarından ise, bu sözlere karşı tek tepki yoktu, yazık!..

Şimdi hep beraber düşünelim: Bu ülkenin vatandaşları her yıl devlete vergilerini veriyorlar mı? Veriyorlar. Bu vergiler bütçede toplanıp, devlet ve millet için hükümetlerce harcanıyor mu? Harcanıyor. Ailelerin erkek çocukları askerlik yaşına gelince, devleti ve milleti korumak için zorunlu olarak askere gidiyorlar mı? Gidiyorlar. Devletin mülki amirleri İllerde ve İlçelerde bir çağrıda bulununca, yasal zorunluluk olarak millet bu çağrılara uyuyorlar mı? Uyuyorlar.  İlköğretim bu devlet yasalarına göre mecburi ve parasız olduğu için, her aile çocuklarını okullara gönderiyorlar mı? Gönderiyorlar.

Şimdi sadede gelelim: Millet üzerine düşen görevleri yapıyor mu? Yapıyor!.. Yapmayanlar cezalandırılıyor mu? Cezalandırılıyor!.. Devlet ve hükümet de bu milletin ekonomik, sosyal, güvenlik, eğitim ve sağlık sorunlarını yasal olarak çözüm bulmak zorunda değil mi? Evet, zorunda!.. Öyleyse biz neyi tartışıyoruz!.. Başımızdaki büyüklerimiz ekonominin kötü, işsizliğin tavan yaptığını bu sözlerle kabul ediyorlarsa, millet olarak biz de şimdi soruyoruz; bu başarısızlığın gereğini niye yapmıyorlar!?            Sakin KOŞAR.

                     

YAZARIN DİĞER YAZILARI