Doğalgaza 'SUNİ' Zam !?

 

                     Doğalgaza 'SUNİ' Zam !?

Son yerel seçimlere girerken, iktidar yöneticileri övünerek; "Doğalgaz fiyatlarında % 10 indirim yaptık" diyorlardı. Daha seçimlerin üzerinden 6 ay bile geçmeden, bir ay içinde iki defa ve toplamda % 30'u geçen zamlarla bizleri hayal kırıklığına uğrattılar!..

Bütün dünyada doğalgaz fiyatları ucuzlarken, bizdeki bu zamlar da neyin nesiydi!? Tam Kış aylarına girerken, memur ve emeklilere pişkin halde % 4+4 zam önerirken, tüm gıda maddelerine % 64 zam gelmişken, daha kimsenin kesesine bu gülünç zamlar bile girmemişken, 01 Eylül 2019 tarihinden itibaren bu millet bu zamları ödemeye başlayacaklar, iyi mi?

Milletvekili maaşları "24.400 TL", asgari ücretli maaşları "2.200 TL" iken, bu milletin insanları bu zamları aynı faturalarla ve aynı oranlarda ödeyecekler, öyle mi? Adalet bunun neresinde!? Aynı ülkede, aynı topraklar üzerinde, aynı koşullarda yaşayan insanların ücretleri arasında 12 kat fark olur mu? Ülkede biri yer, biri bakarken, insanlar arasındaki uyumu, huzuru nasıl sağlayacak, bu adaletsizliği bize nasıl izah edeceksiniz?

Sadece doğalgaz olsa neyse? Daha dün çaya, şekere, ekmeğe, petrole, taksi-dolmuş ücretlerine, okul masraflarına, suya ve elektriğe de en az % 25'lik zamlar yapıldı!.. Bunu duyan ev sahipleri, lokantacılar, kasaplar, ayakkabıcılar, giyim eşyası satıcıları duracaklar mı, onlar da sattıkları ürünlerine zam yapmayacaklar mı? İyi de kardeşim, bu aşırı zam sağanağını  '% 4+4' zam alan çalışanlar nasıl karşılayacaklar, ödemelerini hangi parayla yapacaklar!?

Hani enflasyon ve pahalılık duracaktı? Hani faizler düşecekti? Hani Eylül ayı Ağustostan, Ekim ayı Eylülden daha iyi olacak, ekonomi düzelecek, herkes bizi hayretle ve gıptayla bakacaktı? Bunları söyleyen sayın Maliye Bakanı Berat Albayrak nerelerde? Niye bugünlerde ekranlara çıkıp da iki lâf etmiyor!? Ya da, bu zamları bizzat neden o bizlere açıklamıyor!? Üç kuruşluk geçici indirim olduğunda ekranlardan inmeyenler, böyle zamlar sonrası nedense hepsi araziye çekilip, görünmez oluveriyorlar!..

Neyse, bunlar derin mevzular, daha fazla dalarsak eğer, boğuluveririz maazallah!.. İyisi mi, ben size bugün merhum Hasan Pulur'un 2006 yılında Milliyet'te yazdığı "Sadrazam Hamamda" şiirini aktarayım, hep asık suratınız biraz gevşesin, e mi?

"Günlerden bir gün/ Hamama gideceği tuttu/ Sadrazam hazretlerinin/ Bir yanında birinci Veziri/ Bir yanında ikinci Veziri/ Bir yanında üçüncü Veziri/ Sonra efendime söyleyeyim/ Peşkircibaşı, Nalıncıbaşı, Sabuncubaşı/ Velhasılı tam dört yüz kişilik kafile/ Peştamal takıp girdiler hamama/ Geçtiler kurnaların başına üçer, beşer/ Sadrazam deseniz kuruldu göbek taşına/ Yan gelip yattı./ Memleketin ünlü tellâkları/ Sardılar dört bir yanın/ Kimi elini kaptı, kimi bacağını/ Bir keseleme, sürtme faslı başladı/ Tam on iki saat, on iki tellâk/ İncitmeden keselediler/ Hazretin mübarek vücudunu./ Öylesine kir çıktı ki, sormayın/ Her biri nah parmağım gibi/ 'Aman efendim bu ne kiri'/ Demeye kalmadı/ Keselerin altında eriyip gitti/ Koskoca Sadrazam!../ Bütün maiyet yerinden fırladı/ 'Nittünüz lan devletlüyü!?' dediler tellâklara/ Tellâklar cevap verdi/ 'Biz yıkadık, keseledik/ Devletlünün kirden ibaret olduğunu bilemedik/ Suç bizde değil, neyleyelim/ Kir bitti, Sadrazam elden gitti!' dediler."

Merhum üstat Hasan Pulur'u rahmetle ve özlemle anıyor, yazılarını ne kadar özlediğimizi şimdilerde daha iyi anlıyoruz!.. Sahi, eğer sağ olsaydı üstat Hasan Pulur, şu son zamlar hakkında o neler yazardı acaba?                     Sakin KOŞAR.

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI