EVLİ KADINLA EVLENMEK !?

 

                          EVLİ KADINLA EVLENMEK !?

Başlığa bakınca, yine beni suçlayıp da; “Bizim ihtiyar yazar yine tozuttu galiba? Evli kadınla evlenilir mi yahu!?” diyenleriniz çıkacaktır belki!? Ama bu da ülkemizde gerçek oldu ne yazık ki…

31 Ekim 2018 tarihli bütün gazeteler, fotoğraflarıyla birlikte şu haberi geçtiler: “Sivas’ta yaşayan İsmail Doğan (32), Azeri kadın G.T. (26) ile 3 Bin TL başlık parası ödeyerek iki ay önce dini nikâhla evlendi… Azeri gelin G.T.’nin para istekleri bitmiyordu… Kocasının ödediği paralar 60 Bin TL’ye dayandığı sırada, İsmail Doğan resmi nikâh için diretmeye başladı… Resmi nikah ısrarı sonrasında kaçan o gelinin, aslında ’10 Yıldır Bir Başkasıyla Ev li Olduğu’ ortaya çıktı” deniliyordu, iyi mi?

Hemen güvenlik güçlerine şikâyette bulunan İsmail Doğan, Azeri kadın tarafından dolandırıldığını anlamış ama, geçmiş olsundu!.. Kadın ortalarda yoktu, ihtimal ki, ilk kocasının yanına çoktan uçmuştu… Sivaslı İsmail’in elinde, sadece düğün öncesi çekilmiş fotoğraflar kalmıştı…

Bu olay üzerine sıkı ‘Milliyetçi’ olduğu anlaşılan damadın ablası Demet Doğan, basına bir açıklamada bulundu ve dedi ki; “Bu bize ders olsun!.. Başkalarının dolandırılmaması için, bundan sonra evlenecek her erkek, mutlak surette ‘milli ve yerli gelin’ seçsinler” dedi…

İktidar büyüklerimiz ve onların küçük ortağı parti büyüklerinin, ekonomik darboğazı aşmamız için her konuda sık sık söyledikleri ‘Yerli ve Milli’ tercihine, artık ‘Gelinler’ de böylece girmiş oldular…

Ekranlara çıkan mağdur koca İsmail Doğan’ın; “Namazında, abdestinde bir kadındı, beni bu haliyle nasıl dolandırdı, hâlâ aklım almıyor?” demesini hiç unutmayacağım!..

A benim saf oğlum; sen bu kadının 10 senedir başkaları tarafından kullanılmış olduğunu, o gece nasıl anlayamadın? Madem bu kadın Azeri, kimliğini alıp da, Büyükelçilikler tarafından soruşturulmasını nasıl düşünmezsin? Beraber olduğunuz bir evde, senden sürekli para istiyorsa, bu parayı başkalarına aktardığını nasıl akıl edemezsin!?

Biz niye böyleyiz? Bakınız, yeni yasalar çıkarmak için didinip duruyoruz!.. Sebep ne? Efendim hastanelerde doktorlara ve hemşirelere karşı artan şiddet olaylarını önlemek için!.. İyi de kardeşim, “bu saldırılar niye arttı, bunların sebepleri ne?” Bu konu hiç araştırıldı mı? Ne gezer efendim, her konuda olduğu gibi, bunların sebepleri üzerinde hiç kafa yormuyoruz da; hep sonuçları üzerinde duruyoruz!..

Biz vatandaşlar olarak, Meclis’te sağlık hizmeti alan şanslı 600 Milletvekilinden biri değiliz!.. Telefonla veya internetten sıra alıyoruz, hastanelere gidiyoruz… Her hastanede sırası olan da, olmayan da salonları tıka-basa doldurmuşlar, doktoru bekliyorlar… Bazıları geç geliyorlar, orada uzun kuyruklar varken, birkaç hemşire, hastane görevlisi, yanlarında getirdikleri torpilli hastalara öncelik sağlıyor, doktorlar da buna ‘Hayır!’ demiyorlar… Havasız koridorlarda sıra bekleyen hastaların psikolojileri bozuluyor, önüne gelene saldırıyorlar!.. Haberleri izleyen ve saldırıya uğrayan hastane personeli de, zanlıların “Adli Kontrol Şartıyla” salıverildiklerini görünce, onların da psikolojileri bozuluyor!.. Ama bu işler, bu sıkıntılar, aslında yetersiz hastane ve personel eksikliğinden kaynaklanıyor, niye bunu dile getirmiyorlar!?

Biz bu sebepleri düşünmeden, bunların getirdiği kargaşayı dikkate alıyor; yapılan haberlerde bile, yine sebepleri değil de, hep sonuçları üzerinde duruyoruz!.. Bendeniz ise, bunları gördükçe, nedense hep merhum Aziz Nesin’in “Biz Adam Olmayız” kitabında anlattığı olayları düşünüp duruyorum???        Sakin KOŞAR…

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI