TARİHİMİZİN VE TARİHİ ESERLERİMİZİN BİZDEN ÇEKTİKLERİ !?

 

              TARİHİMİZİN VE TARİHİ ESERLERİMİZİN BİZDEN ÇEKTİKLERİ !?

---Antalya - Perge'de 1.700 yıllık bir kadın heykeli bulundu... İstanbul Üniversitesi Arkeoloji Bölümü'nden Prof. Dr. Sedef Çokay Kepçe tarafından yürütülen başarılı kazılarda, 2020 yılının ilk kadın heykeli bulundu... Pamfiyla Bölgesine Başkentlik yapan Perge'de bulunan kadın heykelinin giysili ve 3. Yüzyıla ait olduğu belirlendi...

---Üç yıllık aranın ardından Alacahöyük'te ara verilen arkeolojik kazılar, 15 kişilik ekip ve Prof. Dr. Tayfun Yıldırım'ın Kazı Başkanlığında başlıyor!.. Çorum'a 45 Km. Mesafedeki Alacahöyük'te, Tunç Çağına ait, çok değerli '13 Kral Mezarı' bulunuyor!.. Çıkan eserler Kaltolitik, Hitit ve Frig dönemlerine ait olup, hemen yanındaki müzede sergileniyor...

Bayram günlerinde gelen güzel ve sevindirici haber böyleydi... Bir de, eğitim ve kültürden nasibini alamamış bazı yöneticilerimiz ve cehalet abidesi bazı insanlarımız yüzünden de çok can sıkıcı haberler alıyoruz!? İşte bunlardan biri: Afyonkarahisar merkeze bağlı Anıtkaya Köyü Muhtarı olan çok bilmiş dallama; kendi başına karar verip, köyündeki 700 yıllık 'Eğret Kervansarayı' merdivenlerini ve giriş kapısı önünü granit mermerler kaplayıp, duvarlarını da çimento ile sıvamış, iyi mi? Bu kervansaray, Germiyanoğlu Süleyman Bey zamanında 1370 ile 1380 yılları arasında yapılmıştı...

Afyon İl Kültür ve Turizm Müdürü Mehmet Tanır'ın verdiği bilgilere göre; bu tarihi eser düşmanı Muhtar hakkında gerekli incelemeler başlatılıp, Cumhuriyet Başsavcılığı'na da suç duyurusunda bulunmuşlar!.. Bu cahil Muhtara en ağır cezaları verilse ne olacak ki? Tahrip ettiği güzelim tarihi eser, eski orijinal haline mi gelecek ki? Önemli olan ise; bu konularda herkesi eğitip, cahil sürülerini de böyle işlerin başına asla getirmemektir!.. 

Anadolu'nun neresine giderseniz gidin, her yerinden tarih fışkırıyor, topraklarının altı da, üstü de tarihi eserlerle dolu!.. Ama bugüne kadar iş başına gelen hükümetlerin hiç birinin bu konuda hatırı sayılır kaynaklar ayırıp da, bu Anadolu insanımızı eğittiğini, kazılara yeterli kaynaklar ayırdığını söylememiz mümkün değildir!..

Yüzyıllardır "Saldım çayıra, Mevlâm kayıra" dercesine, bu eserlerimiz tesadüfen korunup da, çok azı kazılarda çıkarılabildi!.. Halbuki buralara yıllardır yeterli kaynaklar ayırıp da, bu eşsiz eserlerimizi gün ışığına çıkarabilmiş olsaydık eğer, bizim çevre düşmanı fabrikalar kurmamıza hiç gerek kalmaz; tıpkı Yunanistan-İtalya-İspanya-Mısır... gibi turizmden alacağımız pay, o çevre düşmanı fabrikaların gelirinden çok daha fazlasını bize sağlardı!..

Bakın işte gözümüzün önünde, elimizi uzatsak dokunacağımız kadar yakınımızdaki "Turgut-Lagina ve Eskihisar-Stratonikeia" da çok geç kalmış kazılardan bazıları... Bu iki 'Mermer Kent' dünyada eşi-benzeri bulunmayan tarihi eserlerden ikisi!.. Daha yüzeysel kazıları bile bitirilemedi!.. Neden? Çünkü her yıl yeterli kaynak ayrılmıyor!.. Sadece "Verilmedi" denmeyecek kadar, 'ölmeyecek kadar, adam olmayacak' kadar para ayrılıyor!.. Halbuki bu iki mermer kentimiz ve bir de Panamara gün ışığına çıkarılsa, eminim ki başta Avrupalılar olmak üzere, bütün dünya turistleri ve tarih meraklıları buralara kamplar kuracaklar, buradan gitmek bile istemeyeceklerdir!.. İşte "Göbeklitepe" gözümüzün önünde!..

Ben bu vesile ile sayın Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Tarih Bölümü Hocalarımızdan istirham ediyorum: Şu meşhur "Tanrı Apollon ve Marsyas" müzik yarışması efsanesini yeniden inceleyip, bizim yörede geçtiği belli olan bu efsaneyi, Afyon-Dinar'ın elinden alıp, bizim Muğla'ya maletmeye çalışmalarını diliyorum!.. Size gerekli her türlü desteği (Muğla Doktoru) Prof. Dr. Şadan Gökovalı Hocamın vereceğinden de hiç kuşku duymuyorum!? Çünkü 'Maryas Çayı' Dinar'da değil, bizim yörededir; adı da "Çine Çayı"dır!.. En büyük akarsu kaynağı ve varolma sebebi de, Genek Çayı ve  Bozüyük-Pınarbaşı'dır!..          Sakin KOŞAR...

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI