UNUTULMAZ OLAYLAR !?

 

                        UNUTULMAZ OLAYLAR !?

Yıl 1975!.. Dünyada ‘Petrol Krizi’ had safhalara çıkmış, ekonomik krizin üzerine tuz-biber ekmiş, en büyük petrol ihraç eden ülkelerden biri olan Suudi Arabiyya’nın başında Kral Faysal var!.. Petrolü, bütün büyük Batı ülkelerinin, özellikle de Amerika’nın ikaz ve ihtarlarına rağmen direniyor,  petrolünü illâ zamlı fiyattan satmak istiyordu…

ABD’nin ünlü Dışişleri Bakanı ve merhum Bülent Ecevit’in de hocası olan Henry Kisıncır, defalarca Kral Faysal’la telefonda görüşüyor, ziyaretine gidiyor, bir türlü onu ikna edemiyordu!.. En sonunda Kisıncır Kralı tehdit edip, petrol kuyularını bombalayabileceklerini söylüyor!.. Kral Faysal yine lâf dinlemiyor ve ABD Dışişleri Bakanı’nın yüzüne; “Evet siz güçlü devletsiniz, petrol kuyularımızı bombalayabilirsiniz!.. Ama unutmayın ki, dünyada ABD diye bir devlet yokken biz vardık!.. O zamanlar petrol yoktu, biz çölde yine yaşayıp gidiyorduk!.. Ama şimdi petrol var, hiç kimse petrolsüz yaşayamıyor, o halde bize parasını da ödeyecekler!..” diyor…

Kısa bir süre sonra Kral Faysal, bir toplantıda kendi yeğeni tarafından öldürüldü!.. Sebebi neydi, kim cinayeti tezgâhladı, hâlâ bilinemiyor!? Ölüm sonrasında ABD resmi açıklaması şöyleydi: “Kral Faysal bizim çok iyi dostumuzdu, bunu yapan gerçek faillerin bir an önce yakalanmasını bekliyoruz!..” Gerçek failler yakalandı mı? Hayır!..

Merhum Başbakan Adnan Menderes, 1959 yılında ekonomik olarak sıkışınca, ABD’den yardım talebinde bulundu, reddedildi!.. Bir dost ve müttefikten beklemediği bu cevap sonrasında Menderes yüzünü Sovyetler Birliği’ne çevirdi, çeşitli antlaşmalar yapmak için Moskova’ya uçtu, ne hikmettense uçağı düştü (veya düşürüldü?), şans eseri sağ kurtuldu… Bir yıl sonra da askeri darbe ile iktidardan indirildi!..

1963 yılında geçici hükümetin Başbakanı İsmet İnönü idi, bazı anlaşmalar yapmak için ABD’ye gitti, istekleri kabul görmeyince de; “Üçüncü bir dünya kurulur, biz de orada yerimizi alırız!” diye rest çekti!.. Aynı gün uçakla geri dönerken, burada hükümet düşürüldü!..

12 Eylül 1980’de bir darbe daha yapıldı, merhum Demirel hükümeti düşürüldü!.. ABD’li yetkililerin telefonda; “Endişeye mahal yok, darbeyi bizim çocuklar yapmış!” dedikleri, bizim basın tarafından defalarca yazılıp-çizildi!..

Bir Rahip Branson olayı ile birlikte, Suudi Arabiyya İstanbul Konsolosluğu’nda bir de Cemal Kaşıkçı cinayeti olayı yaşadık!.. Adam “Amerikan Casusu” olarak suçlanıyordu, salıverildi… Cemal Kaşıkçı’yı hiç gereği yokken buralara gönderen ABD diplomatları!.. Hani bu iki olay ne oldu, yine unutturulma trendine sokuldu, bugün adlarını bile anan kalmadı!.. İleride Prens Selman bu cinayet suçlamasıyla bir çıkmaz sokağa girerse eğer, Amerikan dostları buna da kesin bir çözüm bulacaklardır, bundan emin olunuz!..

Yukarıda anlattıklarım, sadece 40 – 50 yılda yaşadığımız bilinmezlerdir!.. Bunları halının altına süpüre süpüre, halının altı bir hayli pislendi artık!.. Dürüst bir el bu halıyı bir kaldıracak olursa eğer, herhalde orada alfabemizde bulunan birinci, ikinci ve beşinci harflerini göreceklerdir!..

05 Kasım günü saat 08.00’de ABD’nin “İran Ambargosu” başladı… Bakalım bu işin de siyasi, ticari ve askeri sonuçları ne olacak!? Pek hayırlı sonuçlar çıkacağa benzemiyor ya, bekleyip hep beraber göreceğiz inşallah!..        Sakin KOŞAR...

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI