YOL KENARI 'ÇÖP MODASI' DEĞİŞTİ !?

 

                YOL KENARI 'ÇÖP MODASI' DEĞİŞTİ !?

Eskiden yol kenarlarımızda en çok sigara zıkkımı paketleri, izmaritler, çocukların yediği patos-çatos cinsi aperatif yiyecek kabukları, bisküvi jelâtinleri, üzerinde peynir-helva yenmiş gazete parçaları filân bulunurdu... Rüzgârlar bunları getirip yol kenarı kaldırımları diplerine sıraya dizerlerdi... Belediye Çöpçülerinin ulaşabildikleri yerlerde bunlar temizlenir, tenha yerlerdekilerini de canı ister de yağmurlar yağarsa, yağmur suları alıp gider, aşağılara, derelere, çaylara sürükleyip götürürler, her yağmur sonrası ortalık tertemiz olurdu...

Bir zamanlar bizler 'Tarım Ülkesi' iken, bu kaldırım kenarlarında ayva-nar-muz-narenciye kabukları ile fındık-fıstık-ceviz-badem-ayçiçeği kabukları da sıkça görülürdü... Hatta muz kabuklarına basıp da, elini-kolunu-belini kıran çok sayıda vatandaşa rastlanırdı... Ancak, bunların çoğu ithal edilip, fiyatları da çok fırlak olduğundan, bu kabuklara bugünlerde çok fazla rastlanamıyor!..

Peki, bugünlerde moda ne, en çok buralarda ne görülüyor? Tabii ki en çok görülen çöp de, bez 'MASKELER' oluyor!.. Kâh yerlerde, kâh ağaç ve çiçek dallarında, kâh duvar üstleri ve çatılarda, kâh arabaların üzerinde veya aynalarına geçirilmiş halde bulunuyorlar!.. Kimisi beyaz, kimisi siyah, kimisi mavi, kimisi de pembe!.. İyi de sizce, eski çöpler mi, yoksa bunlar mı çok tehlikeliydiler !?

Biz bu maskeleri ne diye takıyoruz? Çünkü başımızda 'Covid-19' denilen çok tehlikeli, çok bulaşıcı ve öldürücü bir hastalık var!.. Maskelerin iki yararı var; birincisi bulaşıcı hastalığı hava yoluyla kapmamızı engelliyor, ikincisi de, hasta olanın hastalığını nefes yoluyla dağıtmasını engelliyor!.. Bir süre takılan maskeler kirleniyor, koku yapıyor ve atılıyor, yeni bir maske takıyoruz ve rahatlıyoruz değil mi? İyi de, çıkardığımız bu mikroplu bez maskeyi, adam gibi götürüp de bir kapalı çöp kutusuna niye atmıyoruz!? Bunları çıkarıp yol kenarına atarak, -eğer varsa- bizdeki mikropları başkalarına bir şekilde hediye ediyoruz!.. Bunun sonucunda da hastalık günden güne hızla yayılıyor, sonra da dönüp-dolaşıp gelip, yine bizi ve yakınlarımızı buluyor!.. Bunu niye hiç düşünmüyoruz ki!?

Eğitimli toplumlarda bunlar hiç sorun değildir... Çünkü o insanlara ve hatta çocuklara bir şey söylemeniz gerekmez, kendiliğinden bu sorunlar çözülür, kimse de ne rahatsız edilir, ne de başkalarını rahatsız eder!.. Peki bizim gibi ülkelerde neler oluyor? Yolda maskeleri bulan çocuklar, bunları kendileri takmaya çalışıyor, arkadaşlarına takmak için arkalarından koşuyor, kimisi de şaka olsun diye arkadaşının gözünü bağlayarak tehlike saçıyorlar!..

Her yerleşim biriminde derhal bu cehaletin ve sorumsuzluğun önüne geçilmelidir!.. Sadece cezalarla bu işler bitmez, halkı ve çocukları her ortamda eğitmemiz, bu işin doğuracağı tehlikeleri örnekleriyle onlara göstermeliyiz!.. Her gün biraz hareket yapayım diye markete veya pazara yaya olarak gider-gelirim!.. Merak edip birinde saydım; benim evimden bankaya kadar tam 238 tane sokağa atılmış maske saydım!.. Bunu bir de sizler deneyiniz bakayım, bakalım hangi rakama ulaşacaksınız? Bu sizce çok normal bir şey midir!? Bu halimizle bizim bu salgın hastalığı sona erdirmemiz mümkün mü!? Bi kere o maske bir 'çöp' değildir artık, tehlike saçan 'tıbbî bir atıktır', niye bunu anlamıyoruz ki!?

Bu maskeleri uluorta yerlere atanlar, en az 'Ben Aşı Karşıtıyım' diyenler kadar tehlikelidir!.. Çünkü mantıklı bir insan, tüm sağlık örgütlerinin önerdiği bu aşıları yaptırır, hem kendini korur, hem çevresini ve hem de ailesini!.. Aşı yaptırmayınca da, potonsiyel bir tehlike olmaya devam eder!.. Lütfen biraz akıl, mantık ve saygı lütfen!..            Sakin KOŞAR...

YAZARIN DİĞER YAZILARI