'' ETRAK-I Bİ İDRAK * '' TAN , '' NE MUTLU TÜRK'ÜM DİYENE'' GİDEN SÜREÇ...

 '' ETRAK-I Bİ İDRAK *  ''  TAN , '' NE MUTLU TÜRK'ÜM DİYENE'' GİDEN SÜREÇ...
( * Algılaması olmayan,kafası basmayan,cahil, aptal Türk )

ETNİK KİMLİK KADERDİR.

Öncelikle şu gerçek iyi bilinmelidir: insanların annelerini ve babalarını, içine doğmuş oldukları etnik kimliği ve ten renklerini seçme şansları yoktur.Bu yüzden insanları yargılayıp dışlamak  ve aşağılamak ırkçılıktır, faşistliktir.

Doğal olarak her insanın bir etnik kökeni vardır.Bu yüzden kişilerin mensubu olduğu etnik kimliğe sahip çıkmaları ve sevmeleri son derece doğaldır.Ama ait olduğu etnik kimliği yok saymayı ve reddetmeyi  de soysuzluk olarak görüyorum.

Burada yanlış olan bir diğer durum da,kendi ulusunu baş tacı edip diğer ulusları ve halkları aşağılamaktır.Bu ırkçılıktır. Faşistliktir.Nitekim Avrupada son zamanlarda görülen ırkçı hareketler ve siyaset bunlara bir örnektir.

'' BİR TÜRK'ÜN BENİM YANIMDA ÇİZMEMDEKİ ÇAMUR KADAR DEĞERİ YOKTUR''

Bir Alman Neo - Nazi kızının '' bir Türk'ün benim yanımda çizmemdeki çamur kadar değeri yoktur '' dediği bir dönemde elbette  bizlerin de Türklükten istifa etmemiz beklenemez.

Bu kıza göre biz Dolar milyarderi,dünyaca ünlü bir sporcu,sanatçı veya Nobel Ödülü kazanmış bir bilim  insanı olsak bile, sırf etnik kökenimizden dolayı bu kızın yanında bir hiçiz.Bu düşüncede olmak insanlık suçudur diye düşünüyorum.

OSMANLIDA ‘’TÜRK  ‘’ SÖZCÜĞÜ HAKARET VE AŞAĞILAMA ANLAMINDA KULLANILIRDI.

Kuruluş döneminde Türk ve Türkmen unsurlar kurucu unsur oldukları için ‘’ Millet-i Hakime ‘’ ( Egemen Millet ) olarak adlandırılırlardı.Osmanlı yönetimi altında yer alan diğer milletler özellikle de gayri müslimler ‘’Millet-i Mahdume ‘’ ( Osmanlıya hizmet eden ) denilirdi.Osmanlı devlet hizmetinde görev alabilmenin temel koşulu Türkçe bilmek ve Müslüman olmaktı.18.Yüzyılın sonlarından başlayarak 19.Yüzyılda ( özellikle Tanzimattan sonra)  gayri Müslimler  yoğun olarak  Osmanlı devlet hizmetinde yer almışlardır.

Osmanlı Devletinde Türk ve Türkmen unsurların gözden düşmesi Osmanlı Padişahlarının halife olması,Osmanlı Devletinin bir din ( şeriat ) devletine dönüşmesinden ,özellikle Celali İsyanlarından sonra başlamıştır.

Tanzimatla birlikte başlayan yabancı hayranlığı aydınları kendi halkından uzaklaştırmıştır.

19.Yüzyılın sonlarında , 20. yüzyılın başlarında Osmanlı Devleti'nde '' Türk '' sözcüğü kaba, cahil ,dağlı, bilgisiz,görgüsüz,hödük gibi anlamlarda kullanıldığından kimse '' Türk '' olmayı kendine yediremiyordu.Hele hele bir İstanbul efendisi bunu kendine hakaret sayabiliyordu.’’Türk müsün ? Sorusuna verilen cevap ‘’Estağfurullah ‘’ diye başlardı.Çünkü o dönemde geçerli olan kimlik , ümmet esasına dayanan dinsel kimlikti .

TÜRK MİLLİYETÇİLİĞİ DİĞER MİLLİYETÇİLİKLERE TEPKİ OLARAK DOĞMUŞTUR.

Fransız İhtilalinin getirmiş olduğu milliyetçilik,bağımsızlık ve özgürlük gibi kavramlar Osmanlı Devleti gibi  imparatorluk yapısındaki devletler açısından son derece sakıncalıydı.Buna rağmen Osmanlı Devleti 19.Yüzyılın başında başlayan milliyetçilik hareketi ve sonrasında çıkan bağımsızlık isyanlarını önleyememiştir.Bu doğrultuda Osmanlı Devletine ilk isyan edenler Sırplar ( 1804) ,ilk bağımsızlıklarını kazananlar da Yunanlılardır ( 1829)

19.Yüzyılda Osmanlı Devletinindeki halkaları bir arada tutmak için Tanzimat Fermanı ( 1839 ), Islahat Fermanı ( 1856 ) ile Kanun-u Esasi ( Anayasa )  ilan edilip Meşrutiyet yönetimine geçilmesi (1876 ) ve Osmanlıcılık düşüncesinin egemen olması özellikle Hristiyan teba arasında ayrılık hareketlerini egelleyememiştir.Bunun üzerine II.Abdülhamit ile birlikte İslamcılık akımı başlamışsa da bu durum I.Dünya savaşı sırasında Arapların ihaneti üzerine son bulmuştur.

İmparatorluk içinde milli bilinçlerine en geç ulaşanlar Türklerdir.Türk Milliyetçiliği de diğer ( özellikle Balkan ) milliyetçiliklere tepki olarak doğmuştur.Türk milliyetçiliğinin doğmasında Yusuf Akçura ,Gaspıralı İsmail ,Zeki Velidi Togan,Ağaoğlu Ahmet gibi Rusyadan kaçan Türk aydınlarının çok büyük etkisi vardır.

20.Yüzyılın başında  Osmanlı aydınları ile harbiye,tıbbiye ve mülkiye gibi yüksek öğretim kurumlarında Türk Milliyetçiliği ve Turancılık çok yaygın olup İttihat ve Terakki Partisinin de ideolojisiydi.Ziya Gökalp ‘’ Türkçülüğün Esasları ‘’ adlı kitabıyla bir çığır açar.

TÜRK'ÜN TÜRK'TEN BAŞKA DOSTU YOKTUR.

I. Dünya Savaşı'nda din kardeşimiz olan Müslüman Arapların Hristiyan İngilizlerle bir olup Ümmeti Muhammediye mensubu Türk kardeşlerini öldürmesi '' Ümmet '' kimliğini de geçersiz kılmıştır. Bunun sonucu olarak  '' Türk'ün Türk'ten başka dostu yoktur '' anlayışı doğrultusunda milli kimliğimize dönülmüştür.Atatürk ilkelerinden Cumhuriyetçilikten sonra gelen ilke milliyetçilik ilkesidir. Bu durum ’’Ulus devlet’’ olmanın  bir zorunluluğu olarak görülmüştür.

MİLLETTEN DEVLET DEĞİL, DEVLETTEN MİLLET YARATMAK.

Ama bu hiç de kolay olmamıştır.Avrupa milli devletlerine baktığımızda orada hep milletten devlet yaratıldığını görürüz.Oysa bizde durum farklıdır.Bizde devletten millet yaratılmıştır.

Uygarlıklar beşiği olan Anadolu'da ondört ayrı uygarlık kurulmuştur.Sonuncusu bizleriz.Osmanlı Devleti'nin Kafkaslardaki ve Balkanlardaki topraklarını yitirmesiyle beraber oradan sürülen ve canlarını zor kurtaran kılıç artığı Müslüman ahali Anadolu'ya gelmiş ve bütün bu insanlar etnik kökenine bakılmaksızın '' Türk kimliği '' ortak paydasında toplanarak ,yeni bir Türk devleti yaratılmıştır.Mustafa Kemal'in '' Ne mutlu Türküm Diyene '' ve '' Türk ,Öğün , Çalış ,Güven '' demesi boşuna değildir.

Yılmaz Bozkurt .16.09.2018.

YAZARIN DİĞER YAZILARI