"Ön raporda iş yeri sahipleri kusurlu bulundu"
Menteşe'nin Bayır Mahallesinde geçtiğimiz 15 Temmuz günü sabah saatlerinde hidrojen gazı üretim ve dolum tesisinde meydana gelen patlamada, 25 yaşındaki Nurhayat Karataş hayatını kaybetmiş, 1 kişi de yaralanmıştı. Muğla Cumhuriyet Başsavcılığı'nca başlatılan soruşturma kapsamında iş yeri sahibi Ali B. (63) ile oğlu Akın B. (30) tutuklandı. Patlamada hayatını kaybeden Nurhayat Karataş'ın ailesinin avukatı Didem Alaca, dosyayla ilgili hazırlanan İş Sağlığı ve Uzman Raporu hakkında açıklamalarda bulundu. Nurhayat Karakaş'ın ölümünde ihmaller zincirinin bulunduğunu kaydeden avukat Alaca, ön raporda iş yeri sahiplerinin kusurlu bulunduğunu belirterek, "İhmali olan her kişinin peşinde olacağız" dedi.
İHA
Alaca, "15 Temmuz günü Nurhayat söz konusu fabrikada aslında muhasebe görevlisiyken ve o gün resmi tatil olmasına rağmen iş yerine çağırılıyor. Acil yetiştirilmesi gereken işler olduğu söyleniyor. Sabah erkenden kalkıp apar topar iş yerine gidiyor. Nurhayat'ın iş yerinde normal de yapması gereken iş, tüpleri barkodlamak. Fakat bu barkodlama işlerini tüp dolum yerinde yapmaması lazım normalde. Yetişmesi gerektiği, acelesi olduğu için orada yapmak mecburiyetinde kalıyor. Burada düşünmemiz gereken şey, o gün niye oradaydı? İkincisi, orada olmasına rağmen niye tüp dolum rampasına çıkmak zorunda bırakıldı, orası onun görev alanımıydı, onun işi yapmasını kim zorladı, neden zorlandı?" dedi.
"İŞİ UCUZA MAL ETMEK İÇİN İNSAN SAĞLIĞI HİÇE SAYILMIŞ"
Söz konusu patlayan tüple ilgili şüphelileri ifadelerini de söyleyen Alaca, 'Tüp bizim firmamıza ait değil, dışarıdan geldi 2015 imal tarihli bir tüp.10 senelik bir son kullanma tarihi olsa daha 2025'e kadar kullanma süresi vardır. Bize göre tüpün kendisi hatalıdır. O yüzden patlama olmuştur' şeklinde söylüyorlar. Şimdi bu tüp fabrikaya bu şekilde gelen ilk tüp değildir. Eminiz ki yüzlerce binlerce daha son kullanma tarihi geçmemiş, dışarıdan gelen ve daha ucuza mal olan tipler daha öncede gelmiştir. O tüpler patlamamışken bunlar niye patladı? Bize göre bu tüpün maliyeti oldukça ucuz olduğunu için günümüzün koşullarında da bu işi ucuza mal etmek için insan sağlığı hiçe sayılmış görünüyor. Hem Nurhayat'ın o gün orada olmak mecburiyetinde bırakılması, hem de bu tüplerin sağlıksız, kontrolden geçmemiş tüpler olması, bu ölüm olayının önlenebileceğini bize gösteriyor" diye konuştu.
"ÖN RAPOR FİRMA SAHİPLERİNİ KUSURLU BULDU"
Ön raporda, şu an da tutuklu bulunan firma sahiplerinin ve dolum yapan kişinin ihmalinin olduğunun açıkça belirtildiğini dile getiren Alaca, "Zaten asıl tutuklama gerekçesi de bir ölü ve bir yaralamalı olayda bu kişiler asli kusurlu oldukları için haklı bir tutuklama. Gelecek olan rapor ve alınacak olan ifadeler önemli. Ön rapor, tek bir kişi tarafından, iş güvenliği uzmanı tarafından hazırlandı. Bu raporda dahi firmanın asli kusurlu olduğu açıkça belirtilmiş. Heyet halinde alınacak rapor ayrı bir irdeleme gerekiyor. Ben orada da kusurlu olduklarının tespit edileceği kanaatindeyim."
Alaca, açıklamasına şöyle devam etti: "Daha 25 yaşında gencecik yeni evlenmiş bir insan çok trajik bir şekilde hayata gözlerini yumdu. Hastaneye gittiğinde o vaziyette daha canlı. İşin bu trajik boyutu çok ayrı. Biz bu konu da ihmali olan herkesin peşinde olacağız. Nurhayat'ın ailesi çok bitik ve zor durumda. Biz suçluların sonuna kadar peşinde olacağız. Savcılık şu an da gerekli çalışmaları yapıyor. Ön rapor alındı. Gerekli tutuklamalar yapıldı. Yargılama ağır ceza mahkemesinde yapılacak. Çünkü dosyada bir ölü bir yaralı var. Diğer yaralının durumu da kritik. Ön rapordan sonra alınacak ana raporu da biz inceleyeceğiz. İfadesinin de alınmasının istediğimiz başka kişiler var. Onların da ifadesinin alınmasını sağlayacağız.
"NURHAYAT BASKILAR SONUCUNDA ORADAYDI"
Nurhayat'ın kardeşlerinin özellikle dinlenmesini istiyoruz. İş yeri tarafından Nurhayat'a iş saatleri ve görevi dışında çalışması konusunda kimlerin baskı yaptığını kardeşleri çok net biliyorlar. Eğer Nurhayat o baskılar sonucunda o gün orada olmasaydı, görevi olmayan bir duruma zorlanmasaydı, patlama olsa bile ölmeyecekti, aramızda olacaktı."