Kahramanmaraş'ta meydana gelen ve 10 kentte yıkıma neden olan depremin ardından gözler, Muğla'nın deprem riskine çevrildi. Prof. Dr. Naci Görür, Muğla'nın kıyı kesimlerini uyarırken, Jeoloji Mühendisleri Odası tarafından 5 Nisan 2021'de paylaşılan 'Fay üzerinde yaşayan kent Muğla Raporu'nda Muğla merkez için yapılan önemli uyarılar dikkat çekti. Raporda, Menteşe ve Milas ilçe merkezleri ile Muğla'ya bağlı eski köy/belde niteliğine sahip 18 mahallenin doğrudan fay zonu üstüne oturduğu belirtildi. Raporda, Muğla merkezden geçen fay haritası, Yatağan aktif fayı ile il genelinde deprem tehlikesi haritalarla gösteriliyor.
Haber Merkezi
Raporda Muğla kent merkezine yönelik şu ifadelere yer verildi: "Muğla Büyükşehir Belediyesi sınırları içerisinde Menteşe ve Milas ilçe merkezleri ile Muğla'ya bağlı eski köy/belde niteliğine sahip 18 mahallesi doğrudan fay zonu üstüne oturmaktadır.
Muğla merkez, kuzeybatıdaki bir dağ yamacının eteğinde yerleşmiştir. Bu yamaç ile ova arasında üzerine şehrin yerleşmiş olduğu kısım büyük ölçüde yamaç molozlarından ve güneybatıya doğru da alüvyondan oluşur. İlin kuzeyinde yer alan yaşlı kayalar ile yamaç molozu ve alüvyonlar arasında çok kollu bir yapıya sahip olan diri faylar bulunmaktadır. Gerek Muğla ve ilçeleri gerekse komşusu olan iller tarihsel (1900 öncesi) ve aletsel (1900 sonrası) dönemlerde yıkıcı depremler ile sarsılmış ve önemli hasara uğramışlardır. Jeolojide bir temel kural vardır: Bir yer geçmişte depremlerden etkilenmiş ise gelecekte de etkilenecektir.
"ZEMİNLERİN DEPREM DAVRANIŞI, MİKROBÖLGELEME ÇALIŞMALARI İLE ORTAYA KONULMAKTADIR"
Muğla kent merkezi neredeyse tamamı alüvyon zemin birimleri üzerinde yer alan bir bölgede yerleştiği için depremlerde zeminden kaynaklanan olumsuzluklar yaşamış ve gelecekte de yaşayacak olan bir ilimizdir. Alüvyon zeminler yukarıda da değinildiği gibi zayıf mühendislik özellikleri nedeniyle depremden kaynaklanan sarsıntıyı binalara iletirken olduğundan daha fazla büyütmekte, bu da deprem dalgalarını sönümlendiren zeminlere oranla hasarın çok daha fazla olmasına neden olmaktadır. Bunun yanı sıra bu tür zeminler depremde heyelan, sıvılaşma, oturma, yanal yayılma gibi problemlere de yol açmaktadır. Zeminlerin deprem davranışı ancak detaylı zemin araştırmalarını kapsayan mikrobölgeleme çalışmaları ile ortaya konulmaktadır. Bu çalışmalardan sonra eğer ekonomik sınırlar içerisinde kalıyor ise zemindeki olumsuzlukları önleyecek uygun önlemler deprem olmadan önce alınabilmektedir.
FAY ÜZERİNDEKİ BİNALAR ZAMAN İÇİNDE KALDIRILMALI, BURADAKİ NÜFUS AZALTILMALI
Muğla kent merkezi zayıf bir zemine sahip olmanın, bu nedenle de olası bir depremde şiddetle sarsılacak olmanın yanı sıra il merkezindeki binalarının altından diri fay geçen illerimizden biridir. Bu nedenle Muğla'nın 6.5 dan büyük bir olası depremde hem depremin yaratacağı şiddetli sarsıntı hem de yüzey faylanması tehlikesi nedeniyle hasar alması beklenmektedir. Bu durumda en akıllıca yaklaşım yapıların deprem sarsıntısını karşılayacak biçimde kurallara uygun hale getirilmesidir. Ayrıca diri fayların yerinin net olarak belirlenmesinin ardından fay sakınım bantı üzerindeki bina ve bina türü yapıların zaman içerisinde kaldırılarak bu alanlardaki nüfus yoğunluğunun azaltılması, yüzey faylanması tehlike kuşağı içerisindeki yerlerin farklı biçimde (park, günübirlik tesisler vb) kullanılması, henüz yerleşim olmayan bu tür alanlar varsa da bunların bina ve bina türü yapılar için kullanılmak üzere imara açılmaması gerekir.
Mikrobölgeleme çalışmaları ve Deprem Master Planı bir ilin deprem ile mücadelesinin temel adımları ve alınabilecek önlemlerin yol haritasıdır. Mikrobölgeleme çalışmaları sayesinde zemin yapısı detaylı bir biçimde öğrenilir, deprem üretme potansiyeli olan diri faylar belirlenir ve böylece Deprem Master Planı doğru bir temel üzerine oturtulur.
YAPILMASI GEREKENLER SIRALANDI
Bu kapsamda; Muğla Valiliği veya Muğla Büyükşehir Belediyesi tarafindan kent ölçeğinde uluslararası uygulama örnekleri de baz alınarak Mikrobölgeleme çalışmalarının yapılması, mikrobölgeleme çalışmaları kapsamında diri fayların yerlerinin yerleşime uygunluk açısından hassas olarak belirlenmesi, deprem üretme potansiyellerinin etüdü için üzerlerinde Paleosismoloji çalışmalarının yapılması, paleosismoloji çahşması yapılan alanlarda ise herhangi bir tartışmaya sebebiyet vermemek adına düzenlenen raporların mümkünse bir heyetin incelemesine tabi tutulması,
Muğla'da birçok yerleŞim alanının zayıf mühendislik özelliklerine sahip zemin birimleri üzerine oturması, sıvılaşma veya yanal yayılmaya uygun alanların varlığı ile kıyı yerleşim alanlarının Akdeniz ve Ege Denizinde, deniz içinde meydana gelebilecek olası bir depremde oluşabilecek tsunami olayından etkilenebileceği düşüncesi ile mikrobölgeleme çahşmalannda bu hususlarında irdelenmesi gerektiği,
MTA Genel Müdürlüğü tarafından yoğun depremlerin meydana geldiği alanlardan biri olanMuğla ili kıyı ve deniz alanları içinde kıyı ve denizjeoloji araştırmaları yapılarak, deprem üreten fayların Yeri, konumu, deprem üretme potansiyeli gibi konular açısından incelenmesi ve harita ve raporlarının hazırlanması, yukarıdaki çalışma sonuçlarından elde edilecek bilgiler ve diğer disiplinlerden (jeofizik, jeodezi, inşaat, mimarlık, şehir plancıları vd.) edinilecek bilgiler ile diğer afet olasılıkları ışığında Deprem Master Planının hazırlanması, deprem master planı dikkate alınarak kentin gelişim vc yerleşim stratejilerinin yeniden belirlenmesi gerekmektedir.
FAY YASASI ACİLEN YASALAŞMALI
Ayrıca; mikrobölgeleme çalışmaları kapsamında belirlenen diri fay hatlarının çevre düzeni planları dahil olmak üzere nazım ve uygulama imar planlarına işlenmesi, diri fay hatlarının sakınım bandı iÇinde kalan yapıların kentsel dönüşüm ve yenileme kapsamına alınarak bu alanlarda yaşayan yurttaşlarımızın can ve mal güvenliklerİnin sağlanması, fay sakınım bandı içindeki alanlar için yapı sınırlaması getİrİlmesİ İle bu sorunların çözümüne vesile olacağını düşündüğümüz fay yasasının TBMM'inde acilen görüşülerek yasalaşması gerekmektedir.
TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası olarak Muğla ve bağlı yerleşim alanlarının çoğunun Akdeniz ve Ege Denizinin tektonik olarak en aktif bölgesinin üzerinde veya kenarında yer almakta olup, Muğla'da olası bir dePremde büyük acılara sebebiyet verebilecek sonuçlarla karşılaşılmaması için bugünden gerekli hazırlık ve çalışmaların başlatılması gerektiği düşünülmektedir. Kamu yararı çerçevesinde yapılacak bu çalışmalara odamız her türlü desteği vermeye hazırdır."