Üniversitede eylem: "Tarikatçı dekan istemiyoruz"

 

 

Üniversitede eylem: "Tarikatçı dekan istemiyoruz"

Geçtiğimiz hafta Ensar Vakfı Muğla eski başkanının Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Eğitim Fakültesine dekan olarak atanmasının ardından MSKÜ Komünist Gençliği fakülte içinde eylem yaptı. Fakülte kantininde yapılan basın açıklamasından sonra grup, 'tarikatçı dekan istemiyoruz', 'bilimsel eğitimden vazgeçmeyeceğiz', 'ensarcılar dışarı', 'üniversiteler bizimdir' yazılı kağıtları asarak eylemi sonlandırdı. Yapılan açıklamanın son bölümünde, "Mücadelemizi eşit ve parasız, bilimsel eğitimin kamusal bir hizmet olarak tanındığı, yobazlardan kurtulduğumuz aydınlık bir Türkiye kurana kadar sürdüreceğiz" ifadeleri kullanıldı.

Haber Merkezi

Açıklamada şu ifadelere yer verildi: "Daha önce Karaman'da 45 çocuğa istismar iddiası ile gündeme gelen Ensar Vakfı'nın eski Muğla yöneticilerinden Osman Raşit Işık, üniversitemiz Eğitim Fakültesi dekanı olarak atandı. Osman Raşit Işık'ın eğitimci yetiştirecek ehliyeti yoktur. Bu alanda bir liyakatı bulunmadığı doğru olmakla birlikte, sorun tek başına bir liyakat sorunu değildir. Aksine bu atamayı yapanlar açısından son derece tutarlıdır. Osman Raşit Işık ülkenin karanlığa mahkum olmasında kendisine görev biçilen bir gericiden ibarettir. Sorun göründüğünden daha derin bir sorundur. Üniversitemize liyakatsiz bir şekilde atanmış, tarikatlarla açık bir şekilde bağı bulunan vakfın eski yöneticisi Osman Raşit Işık tepesinde sermaye sınıfının durduğu bir saadet zincirinin sonucudur. Zincirin bir halkasına takılıp kalmayacak zincirin bütün halkalarının parçalanmasının yollarına bakacağız.

Osman Raşit Işık, rektörlüğün önerisiyle YÖK tarafından atanmış olsa da önerenlere kimin tavsiye ettiğini, tavsiye edenlerin önünü kimlerin açtığını çok iyi biliyoruz. Bu rezaletin faili memleketin ve eğitimin gericileştirilmesinde doğrudan sorumluluk alan siyasal iktidar olsa da mimarı gericilikten çıkarı olan sermaye sınıfının bizzat kendisidir.

Siyasi iktidarın amacı, laiklik ve cumhuriyet düşmanı nesiller yetiştirerek; halkı açlık ve yoksulluğa mahkûm eden sermaye sınıfının ihtiyaçlarına yönelik bir toplum yaratmaktır. Sermaye sınıfının işbirlikçisi AKP iktidarının üniversitelerimize yaşamın her alanında yaymaya çalıştıkları karanlığa geçit vermeyeceğiz.

Üniversiteye bilim üretmeye gelmiş, laiklikten vazgeçmeyen, ülkenin aydınlık geleceği için mücadele eden öğrenciler olarak geçmişinde istismarlar ve açık tarikat bağlantıları olduğu bilinen vakıf adı altındaki gerici yapılarda görev almış kişilerin kampüslerimizde görevlendirilmesini reddediyoruz.

Bizler, üniversitelerimize 'ziyaret' başlığı altında gelen siyasilere ya da 'seminer' başlığı altında gelen patronlara el pençe divan duran rektörler, dekanlar ya da akademisyenler değil; bizlere bilimin ve aydınlanmanın yolunu açan, biz öğrencilerin insanca yaşama hakkını savunan, laik ve bilimsel eğitimden yana olan eğitimci kadrolar istiyoruz.

Türkiye Komünist Gençliği olarak üniversitelerimizde gericilikle mücadele ederken yobazların iplerini elinde tutanları unutmayacağız. Mücadelemizi eşit ve parasız, bilimsel eğitimin kamusal bir hizmet olarak tanındığı, yobazlardan kurtulduğumuz aydınlık bir Türkiye kurana kadar sürdüreceğiz."

DİĞER HABERLER