"12 EYLÜL DARBESİ" 41 YAŞINDA!..

 

                "12 EYLÜL DARBESİ" 41 YAŞINDA!..

Keşke o uğursuz gün de, tıpkı 23 Nisan, 19 Mayıs, 30 Ağustos ve 29 Ekim günleri gibi 'Hayırlı' bir gün olaydı da, biz de hep bir ağızdan; "41 Kere Maşallah!.." diyebilseydik... Ama o gün hayırlı değil, çok 'Şer' bir gündü, 41 Bin kere lânet olsun!..

Çünkü 12 Eylül 1980 günü askerî darbesi sonrası; tam 650 Bin kişi gözaltına alındı, 171 kişi işkencelerde öldürüldü, 14 kişi cezaevlerindeki 'açlık grevleri' sonrası öldü, sırf Diyarbakır Cezaevi'nde 34 tutuklu öldürüldü, yurt genelinde açılan 210 Bin davada tam 230 Bin kişi yargılandı, bu davalar sonunda 50 kişi idam edildi!.. Daha 17 yaşındaki 'Erdal Eren' yaşı büyütülerek idam edilmişti, çok büyük tepkiler üzerine bu darbenin elebaşısı Kenan Evren çıkıp; "Ne yani, bu anarşisti asmayıp da beslesey miydik!?" diyerek daha fazla tepki göstermişti...

Yaşımız itibariyle o günleri içimiz sızlayarak bizler yaşadık, yeni nesil  iyi ki bunları yaşamadı!.. Ama o gün doğan çocuklarımız, bugün '41 yaşına' girdiler!.. Ancak bunlar o dava sayılarını, hapse atılanları, işkence görenleri ve idam edilenlerin sayılarını ne yazık ki bilmiyorlar!.. Kenan Evren bütün İlleri dolaşıp, her yerde  bir imamın oğlu olduğunu, oruç tuttuğunu, namaz kıldığını, yani dindar biri olduğunu söyleyerek, hazırladıkları  Darbe Anayasası'na 'Evet' oyu vermelerini söylüyordu!.. Ancak, bir kulun bir kulu idam etmesi, hele hele daha 17 yaşında, daha 'reşit' bile olmamış genci idam etmesi, kutsal kitabımız Kur'an-ı Kerim'in neresinde yazdığını hiç söylemiyordu!.. Sonuçta % 91 oyla Anayasa ve % 82 oyla da kendisinin Cumhurbaşkanlığı, bu aziz halkımız tarafından kabul edildi... 1983 yılında sivil yönetime geçildi, bütün Cumhuriyet ve devlet kazanımlarını 'Satacağını' yani özelleştireceğini söyleyen Turgut Özal'ın "Anavatan Partisi" tek başına iktidara getirildi...

Ondan sonra kurulan sivil hükümetler, kendi işlerine de öyle kolay geldiği için, bu "12 Eylül Yasaları ve Uygulamalarını" değiştirmeye çalışmadılar!.. Taa ki 03 Kasım 2002 seçimlerinde bunları değiştireceğini, AB'ye tam üyelik sağlayacağını, "Yasaklar-Yokluk-Yolsuzluklar (3-Y)" ortadan kaldıracağını söyleyen AKP, bu vaatleriyle seçime girdi ve % 34 oyla tek başına iktidara geldi... Tam sekiz yıl susan iktidar, taa 12 Eylül 2010 yılında, bu Anayasa'yı değiştireceğini söyledi... Buna inanan bazı solcular; "Yetmez Ama, EVET!" deyince, taa Amerikalardan seslenip; "Bu Anayasa için ölülerinizi bile diriltip oy verdiriniz!" diyen Fethullah Gülen şarlatanı da destekleyince, % 60'a yakın bir oyla kabul edildi, bütün yetkileri tek elde toplandı, şimdiki 'Cumhurbaşkanlığı Sistemi'nin temelleri atıldı, Başbakanlık kaldırıldı, Meclis etkinliği kenara itildi!..

Şimdi yeni bir seçime doğru gidilirken, tam bu ilk seçim vaatleri sorma zamanıdır: "Biz AB'ye girdik mi? 'Yasaklar-Yolsuzluklar-Yokluklar (3-Y)' ortadan kaldırıldı mı? 12 Eylül darbe izleri silindi de, biz 'tam demokrasiye' geçtik mi? İşsizlik, parasızlık, borçlar, faizler ve enflasyon o zaman kaçtı, şimdi ne oldu!? Sendikalı işçi-memur sayısı çoğaldı mı, azaldı mı? Sanat, kültür, sinema, okunan gazete-kitap oranının hali nicedir? İç ve dış borç kaç oldu!?"

1961 Anayasası'nın 'Emekçilere' sağladığı 'Sendikal ve Sosyal Haklar', Kenan Evren Anayasası ile Özal döneminde tırpanlanmaya başlayınca, zamanın "Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) Başkanı; "Bugüne kadar bizim anamızı ağlattınız, şimdi de siz işçilerin anaları ağlayacak!" demeye başlamıştı, hatırladınız mı? AKP'nin Maliye Bakanı Unakıtan da; "Babalar gibi satarım!" dediği ve satılan devlet fabrikalarında, binlerce işçi-memur kapıların önüne konulmuştu, ya bunu da hatırladınız mı!?

Sizleri bilemem ama, işte her "12 Eylül" geldiğinde ben, hep bunları düşünür, bunları yaşarım!.. O gün beynimde bizim deli Orhan Veli'nin 1938'de yazdığı 'Derdim Başka' şiirindeki şu sözcükleri sayıklarım: "Neden 'liman' deyince/ Hatırıma direkler gelir?/ Ve 'açık deniz' deyince, yelken?// 'Mart' deyince kedi/ 'Hak' deyince İŞÇİ/ Ve neden ihtiyar değirmenci/ Allah'a inanır düşünmeden?// Ve rüzgârlı havalarda/ Yağmur niye iğri yağar?"  Sakin KOŞAR...

YAZARIN DİĞER YAZILARI