"SON YÜZYILIN LİDERİ !?"

 

                     "SON YÜZYILIN LİDERİ !?"

Tam da 12 Mart günü... Tam da '12 Mart 1971 Muhtırası'nın 50'nci yılında... Aziz milletimiz sayın AK Parti Genel Başkanı sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın iktidarının 19'uncu yılında bilmem kaçıncı "Ekonomik Reformunu" açıklayacağı sıralarda... Tarım ve Orman Bakanı sayın Bekir Pakdemirli çıkıp, basın mensuplarına tarihi bir açıklama yaptı!..

Bakan Pakdemirli dedi ki; "Son yüzyılın tek dünya lideri sayın Recep Tayyip Erdoğan'dır!.. Zaten bunu ABD eski Başkanı Donald Trump da söylemişti!.." diyerek, böyyük ülkemizin gündemini birden değiştiriverdi!.. Tabii, art niyetli bazı yandaş olmayan TV kanalları ve muhalif partiler, beklendiği gibi hemen itiraz edip, karşı çıktılar!..

Dediler ki; "Yahu senin tanık gösterdiğin Donald Trump, kendisinin seçimi kaybedeceğini bile bilemedi, sen kimi tanık gösterdin de, bu kadar kesin konuşuyorsun!?" dediler... Bazıları da; "Bu ülkeyi işgalcilerden kurtaran, Cumhuriyeti kuran, devrimleri yapan, bugün oturduğunuz koltukları size bırakan Mustafa Kemal Atatürk değil miydi bu asrın lideri? Siz bu bilgiyi hangi kaynaktan aldınız Bakan Bey!?" dediler...

O saatten sonra Bakan Bey ortadan kayboldu, ne sorulara cevap verdi, ne de muhaliflerin telefonlarına çıktı... Sosyal medya yıkıldı!.. Bakan Beye soran soranaydı; "Hangi araştırma kurumu bunu yayımladı? Siz bu bilgiyi hangi üniversitenin araştırma biriminden aldınız? Böyle bir ödülü biz duymadık, hangi uluslararası kuruluş bunu açıkladı? Sizin ortaokul ve lise tarih dersi notunuz kaçtı beyefendi?" gibi... Tabii, bu sorulara da hiç bir karışılık verilmedi...

Koskoca Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin bir hükümetinde 'Tarım ve Orman Bakanı' koltuğunda oturan biri, bu ülkenin kurtarıcısı, kurucusu ve kısa sürede yaptığı devrimlerle yabancılar tarafından Atatürk'ün "Yüzyılın Lideri" seçildiğini nasıl bilmez!? Bu ülkenin "Tek Adamı" olan Atatürk'ü nasıl tanımaz!? Bu yüzyılda bir tek Atatürk var ise, ikinci bir 'Dünya Lideri' diye birinin ismini nasıl telâffuz eder!? Bir yüzyılda iki tane 'Asrın Lideri' olur mu!?

"Bu ülkede tarım ne âlemde, üretici ne halde-âmelde? Depolara konulan tonlarca patates-soğan çürürken, bunların satışı ve ihracatı ile Tarım ve Orman Bakanlığı hiç ilgileniyor mu? Boş kalan araziler neden sürülmüyor? Tarım işini bırakan köylüler neden hep şehirlere göç etmeye başladılar? Hani bizde çiftçi ve üreticiye teşvikler?" Zati bu sorulara cevap bulamamış bir Bakan, basın önünde hangi açıklamayı yapsa da, ne kadar kabul görür ki?

Yıllardan beri "Liyakat... Liyakat!" diye boşuna mı yazıyoruz bizler!? İşi ehline vermezseniz, sonuçlarını da böyle görürsünüz işte!.. Neyse, bendeniz bu konuda çok doluyum, bu konu daha çok su kaldırır!.. İyisi mi, ben size bugün de bir şiirle veda edeyim:

"Atatürk'ü Düşünürken" Cahit Sıtkı Tarancı-Türk Dili/ 1951...

Ne şairane bir mevsimdi eskiden Sonbahar/ Bahçeleri talan eden bir deli rüzgârdı/ Kırılan dal, düşen yaprak, şaşkın uçan kuşlar/ Eskiden Sonbahar'ın bir güzelliği vardı!..// Gel gör ki Atatürk'ün ölümünden bu yana/ Sonbahar bile bir tuhaf, bir başka geliyor/Vatan gerçeklerini hatırlatıp insana/ Türk yüreklerimizi burka burka geliyor!.."

İşte şairlerin dizeleri, işte bizim görüşlerimiz!.. Bu ülkenin esenliği için nasıl yıllardan beri "Eğitim, Eğitim, Eğitim!" diye çırpınıyorsak, böyle olayları gördükçe de; "Liyakat, Liyakat!" diye ünlemekten de hiç bir zaman vazgeçmeyeceğiz!...          Sakin KOŞAR...  

 

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI