BİZ NELER GÖRDÜK, NELER YAŞADIK !?
Ülkemizin bitmez tükenmez seçimlerinden biri de, 22 Temmuz 2007 yılında, 23. Dönem Milletvekillerini seçmek için yapılan genel seçimdi... Ayrıca, görev süresi dolan Cumhurbaşkanı sayın Ahmet Necdet Sezer'in yerine 11. Cumhurbaşkanı da seçilecekti, en şanslı aday da Abdullah Gül idi...
Neyse...Bizim Yatağan'da CHP İlçe Başkanımız sayın Mustafa Öztürk, milletvekili adayı olduğu için, CHP İlçe Başkanlığı yine benim üzerime kalmıştı; İlçe Örgütü üyeleri ile yapılan seçimde, 'oy birliği' ile seçilerek göreve başladım...
O dönemin ülke genelinde CHP'nin en önemli ve popüler milletvekili adayları merhum Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk, ünlü sanatçımız Zülfü Livaneli ve eski Türk-İş Genel Başkanı Bayram Meral gibi şahsiyetlerdi... Genel Başkan Deniz Baykal ve ona en yakın adamı da, eski Devlet Bakanı 'Mehmet Sevigen' idi... Bunların hepsi, Haziran ayı içinde Denizli'ye mitinge gelecekti!.. Belediye Başkanımız merhum Hasan Haşmet Işık ve İlçe Örgütümüzün çabalarıyla, Yatağan'dan kalabalık bir grupla Denizli'ye mitinge gittik!.. Miting alanına vardığımızda, meydandaki on binlerce kalabalığa Yaşar Nuri Öztürk hitap ediyor, mitingin sunuculuğunu da Av. Mustafa İlker Gürkan yapıyor, ortalık heyecandan ve coşkudan yıkılıyor, Yaşar Nuri Hoca'nın söylediği ilginç sözleri herkes can kulağı ile dinliyor, partililer de içlerinden, "İyi ki bu dönem CHP'nin adayı oldu!" diye çılgınca alkışlıyorlardı...
Konuşmanın tam ortasında sahneye yıldırım gibi Mehmet Sevigen girdi, Prof. Yaşar Nuri Öztürk'ün elindeki mikrofonu yolarcasına alıp, o bildiğiniz cırtlak sesiyle delicesine bağırmaya başladı: "Aman Allah'ım, aman Allah'ım!.. Genel Başkanımız Deniz Baykal sizlere hitap etmeye geliyor!.. Aman Allah'ım bu coşku ne kadar büyük, CHP iktidara geliyor, iktidara!.."
Sunucu Mustafa Gürkan ve konuşmacı Yaşar Nuri Hoca oldukları yerde donup kalmışlardı!.. Yanılmıyorsam eğer, o seçimde CHP 156 milletvekili çıkarmıştı. 2010 yılında Deniz Baykal, başına gelen 'kaset olayı' yüzünden Genel Başkanlık'tan ayrılmış, yerine sayın Kemal Kılıçdaroğlu ile yeni ekibi seçilmiş, 'Mehmet Sevigen' de partinin Genel Merkez'deki gücünü ve havasını kaybedince, yeni yönetim aleyhindeki sözleri nedeniyle partiden ihraç edilmişti...
Aradan yıllar geçti... Bir de baktık ki; 14 Şubat 2021 Pazar günü, tam da 'Sevgililer Günü'nde, saat 12.00'de, o malûm yandaş kanallardan 'Beyaz TV'de Mehmet Sevigen konuşuyor!.. Hani o Melih Gökçek ve oğlu Osman Gökçek'in kurduğu, her programında CHP'yi yerden yere vurdukları uyduruk iddiaların sahibi olan TV kanalını diyorum!.. Yine kendilerine uygun bir adam bulmuşlar, CHP ve Genel Merkez Yönetimini kıyasıya eleştiriyor, kötülüyor, Mehmet Sevigen de öttükçe ötüyordu!.. Bütün partililer de bilir ya; Deniz Baykal bu kişinin hangi eğitimine, hangi bilgi- birikim-becerisine güvendi de onu geçici bir hükümette 'Devlet Bakanı' yapmıştı, bugüne kadar kimseler anlayamadı?.. Bugün hâlâ, 'boş teneke' gibi CHP aleyhinde ötüp duruyor işte!..
Bu tür insanları siyasetin içindeyken epeyce gözlemleme fırsatı bulduk... Sepetlerinde pamuk, sırtlarında doğru düzgün urbaları yokken, bu parti onlara her imkânını sundu, ülke çapında tanınmalarını da sağladı!.. Bunca iyiliğin karşılığı, şimdi yandaşlarla bir olup da, yemek yediğin kabın içini pislemek mi olmalıydı!? Artık bizden geçti, deneyimlerimizi de size anlattık da; karşınıza çıkacak yeni siyasilere aman dikkat ediniz!.. Eğitimsiz, liyakat sahibi olmayan böyle bencil insanlara aman kaşınacak tırnak vermeyin!.. Yarın kanları bitlenince, gelirler de o tırnaklarıyla önce sizin gözlerinizi oyarlar!.. Biz bu saçları değirmen damında ağartmadık!..
Bugünkü yazımızı, Orhan Veli'nin 'Odamda' şiirinin bir parçasıyla bitirsek uygun düşecek:
"...Bir ışık oyunu var tavanda/ Gölgeler seslerle birleşiyor/ Ve bir karga beynimi deşiyor/ Azaplar kemirdiğim bu anda!..// Kardeşini öldürüyor Kaabil/ İçimde bir yalnızlık duygusu/ Ölüm kadar uzun Yaz uykusu/ Sıkıntı ile geçilen sahil..." Sakin KOŞAR...