ÜNİVERSİTELER KİMLERE EMANET YAA RABBİM !?

ÜNİVERSİTELER KİMLERE EMANET YAA RABBİM !?

Sanki bir bu eksikti, sanki bir görev veren varmış gibi, sanki bu tiplerin üzerlerine çok vazifeymiş gibi; Trakya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı, sözümona Prof. Dr. Cevdet Kılıç adında bir işgüzar, önce 04 Ocak 2021 tarihinde şahsına ait sosyal medya hesabından; "...Şöyle yapalım. Boğaziçi üniversitesini kapatalım yerine üniversite kuralım" demiş...

Hızını alamayan bu adam, 09 Şubat 2021 tarihinde de, aynı sosyal medya hesabından şu saçma iletiyi paylaşmış: "Boğaziçilimisiniz Bogazdışılımınız onu bunu bilmem. Aklınızın ucundan bile geçirmeyin.Biz abdest alır dışarı çıkmayız. Bizim zaten abdestimiz var. Bilin istedik de. Şöyle söyleyeyim. Siz hani bir ayı geçti eylem yapıyorsunuz ya. Biz eylem falan yapmayız. Biz gece vakti işi bitirir ertesi gün işe gideriz. Bilin istedim."

Size mesajı aynen, noktası-virgülüne kadar aynen yazdım... 'Prof. Dr.' olmuş, üniversiteye 'Dekan' olmuş birinin, şu yazdığı yazılardaki imlâ ve noktalama yanlışlarına bakar mısınız? Hiçbir soru ekini ayırmamış, 'dahi' anlamındaki "-de" eklerini ayırmamış, cümle sonlarında 'Nokta' dışında hiçbir noktalama işaretlerini kullanmamış!.. Bu büyüğümüz nasıl 'Türkçe ve Edebiyat' derslerinden geçmiş de, bu mevkilere kadar yükselebilmiş acaba?

İletisi, baştan sonuna kadar tehdit ve efelik kokuyor!.. Sosyal medyada bu çirkin iletisi çok aşırı tepki çekince de, hemen tam iki sayfalık bir izahat yayınlayıp, millet yine yemeyince de, sonra bu iletiyi ortadan kaldırıyor!.. İzahatında demiş ki; "Ben bunları '15 Temmuz' darbecileri için yazmıştım, siz yanlış anladınız!.."

Bu tiplerin hepsi aynı yapıda, aynı hafiflikte oldukları için, önce yapacaklarını yapıyor, baskıyı görünce de kıvırtıp, 'Ben öyle demek istememiştim!' bahanesini öne sürüyorlar!.. Bu yamukluklarını da kanıksadık artık; biri değil, beşi değil, hepsi böyle bunların!.. Yahu madem bir halt ettiniz, bir kere dahi olsun adam gibi dik ve arkasında durmasını bilin yahu!..

Sözcü Gazetesi yazarı sayın Deniz Zeyrek, 10 Şubat tarihli köşesinde, istifası istenen Rektör Melih Bulu'ya mektup yazan Alaattin Çakıcı için; "...Birileri bir organize suç liderinin, Boğaziçi Üniversitesi'ne 'Kayyum' gibi atanan Melih Bulu'ya verdiği desteği, bir kanaat önderi gibi, Türkiye'nin en zeki çocuklarına 'terör eylemcisi' demesini normal karşılamamızı ve bu şekilde haber yapmamızı istiyor, çok beklerler..." diyordu...

Peki, Yozgat'ta yaşananlara ne diyeceğiz!? Kurtuluş Savaşımız sırasında Mustafa Kemal Atatürk ve silâh arkadaşları için; "Bozguncular, din düşmanı hainler, Osmanlı ve Padişah düşmanları, eyy Allah'tan korkmayan mahlûklar, gücünüzün yetmediği devletleri (İngiltere, Fransa, Yunanistan) kızdırarak başımızı belâya soktunuz, vatan çocuklarını kırdırdınız!.. Artık yeter, bunların vücutlarını külliyen dünyadan kaldırmak, beşeriyet için, Müslümanlık için artık farz olmuştur!.." diyen, sonra İstiklâl Mahkemeleri'nde yargılanarak, vatan hainliğinden idam edilen 'İskilipli Atıf Hoca'nın mezarını Yozgat Valisi, Yozgat AKP İl Başkanı ve Milletvekili ziyaret edip, Atatürk döneminin bu kişiden özür dilemesini istiyorlar!..

Diğer muhalefet liderlerimizin çok daha önemli işleri olduğu için, bu can sıkıcı olay üzerine pek gidemediler, en sert tepkiyi de, Twitter hesabından sayın Muharrem İnce gösterdi!.. Dedi ki; "Çorum Valisi derhal görevinden alınmalıdır! Burası Türkiye Cumhuriyeti, herkes haddini bilecek!" dedi... İyi de, Anayasa suçu işledikleri herkesçe söylenen bu kişiler hakkında şimdiye kadar ne yapıldı, bu da güncel kavgalar arasında unutulup gidecek mi!?

Bu yazımızı da Cahit Sıtkı Tarancı'nın 1933'te yazdığı 'Akşak Vakti' şiiriyle bitirelim:

"Neden öyle sessiz duruyorsun öyle?/ Şarkın mı tükendi, dersin, biten günle/ Yoksa gün mü bitti şarkınla beraber?// Çığlıklar, içinde can verdiği bu an/ N'olur, gözlerine geceler dolmadan/ Bana altın gibi bakışlarını ver!.."                  Sakin KOŞAR...

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI