YANİ, BU 'MISIR TARLALARI' YOK MU OLACAK!?

YANİ, BU 'MISIR TARLALARI' YOK MU OLACAK!?

Unutulmaz şair, merhum Yusuf Hayaloğlu'nun o meşhur; "Ah Ulan Rıza!" adlı uzun şiirinde, kazaya kurban giden can dostu, arkadaşı 'Rıza' için şöyle diyordu:

"...Saat sekizde gelecekti/ Bana birkaç kuruş borç verecekti/ Yoksa o nemrut karısı kaçtı da/ Onun peşinden mi gitti?// Eğer öyleyse yandık/ Gudubet, yine yaptı yapacağını/ Geçen sene de merdivenden itip/ Kırmıştı Rıza'nın bacağını!..// Bak şimdi acıdım; aşkolsun adama/ Ben olsam vallahi başedemem/ Hele beş tane velet var ki, boy boy/ Allah'tan düşmanıma dilemem!..// Bir keresinde hiç unutmam/ Üç-beş zibidi haraca dadandı/ Rıza, sandalyeyi kaptığı gibi/ Herifleri hastaneye kadar kovaladı!..//...Vay be Rıza; sonunda sen de/ Düşüp gittin Azrail'in peşine/ Dün boşuna günahını almışım/ Ne olur kızma bu kardeşine!..// Öğlen kahvede söylediler; 'Rıza öldü' dediler!../ Ne de kolay söylediler!../ Sanki dev bir taş ocağını/ Kökünden dinamitleyip, üstüme devirdiler!..//... Yani sen şimdi gittin, yani yoksun/ Yani, bir daha hiç olmayacak mısın!?/ Yani, bir daha borç vermeyecek/ Bir daha hiç bira ısmarlamayacak mısın!?// Peki beni kim kızdıracak?/ Kim zar tutacak, kim ağzını şapırdatacak/ Peki, beni bu köhne dünyada/ Senin anladığın kadar, kim anlayacak!?" diyordu ya?..

Kaç gündür Yatağan İlçemiz ve civarında herkes merak içinde, sosyal medyada yazan yazana, yerel gazetelerimiz sağlam ve güvenilir bir bilgi-haber peşinde koşup duruyorlar!.. Çevreye duyarlı insanlarımız yasal yolları çoktan aramaya başladılar!.. Şu pandemi döneminde hepimiz işi-gücü bırakıp; "Ovamızda linyit kömürü çıkartılacak mı, çıkartılmayacak mı? Kim Termik Santral'dan yana, kim halktan yana?" sorusunun yanıtlarını arıyoruz!..

Tıpkı şiirdeki gibi; yani biz Yatağanlılar olarak, korktuğumuz başımıza gelirse ne olacak!? Yani bu sulak ve verimli ovalarımız tarumar mı olacak? Yani bizler, artık çoluk-çocuğumuzu alıp da, sıcak Bahar-Yaz günlerinde oralara çalışmaya veya pikniğe gidemeyecek miyiz? Yani, bahçelerimizdeki binbir çeşit meyvelerimizi dallarından koparıp da yiyemeyecek miyiz? Çaylarımızda ve göletlerimizde balık avlayamayacak, gönlümüzce yüzemeyecek miyiz? Yani mısır tarlalarımıza geceleri (güya) 'domuz avı' bahanesiyle gidip, sabahlara kadar köze mısır atıp, dostlarımızla rakı içemeyecek miyiz? İyi de, mısır tarlası sahipleri Tahsin-Asım Demirel, Niyazi Bülbül, Mustafa Ali Hanay... bize küsmezler mi?  Vakti geldiğinde domuz bekine götürmedim diye M. Öztürk, Necmettin, Kemal Bank, Müh. Hasan, Bülent, Mümtaz, Bekir, Av. Mustafa, Metin-45, Camcı... benim başımın etini yemezler mi?

Ya merhumlar, domuz beki üyelerimizden Şükrü Şahbudak, Sedat Işık ve Şükrettin Öztürk, aşağıda bizden hesap sormazlar mı? Eee, ovalar susuz kalıp tarumar edilirse, domuzlar mısır yemek için elin Çine, Söke, Dalaman Ovalarına mı gidecekler?.. Ya bizleri domuz bekine kim çağıracak? Bir gecede yarım vagon mısırı yiyince, sabah Tahsin Demirel gibi bizi kim arayıp da; "Abi bir daha benim tarlaya gelmeyin, bunca yıldır hiç bir domuz sürüsü sizler kadar zarar vermemişlerdi!" diye, kim çemkirecek!? Görüyorsunuz ya, bu iş her yönüyle bizleri derinden etkileyecek!.. Kim bilir, bizim gibi daha nice insanlar buna benzer alışkanlıklarından vazgeçmek zorunda kalacaklar!? Bir avuç 'kara kömür' için bütün bunlardan vageçmeye değer mi? Bizler bu arazilerimizin sevdasından nasıl vazgeçeriz!? Ama onlar, tıpkı 'Şeker Fabrikalarına' yaptıkları gibi; miyadı dolmuş, son kullanma tarihi geçmiş Termik Santral'dan vazgeçebilir, bizlerin de 'sağlıklı yaşam hakkımız' olduğunu hatırlayabilirler?..

24 Şubat günkü Ziraat Odası'ndaki toplantı öncesinde, dernek çalışmalarında çok iyi işler başaran 'Turgut Yeşil Yaşam Derneği' Başkanı sayın Kazım Erol söyledi: "Yatağan Ovasının su havzasını tutan su geçirmez tabakası, kömür çıkarırken bir kırılırsa; bütün kaynak suları ve yer üstü sularının doğruca 'Gökova Denizi'ne döküleceğini, ODTÜ'lü uzmanlar raporlarında yazmışlar!.. Bu işleri bizler veya Termik Santral sahipleri, o uzmanlardan daha mı iyi bileceğiz? Gelin, iş işten geçmeden bu sevdadan vazgeçiniz lütfen!.. Kaş yapayım derken göz çıkarıp da, ömür boyunca bu yörenin insanlarının beddualarını almayınız!..               Sakin KOŞAR...

YAZARIN DİĞER YAZILARI