Başkan Aras: "Türk halkı, Ekrem İmamoğlu'na yapılanın siyasi bir müdahale olduğunu biliyor"

Başkan Aras: "Türk halkı, Ekrem İmamoğlu'na yapılanın siyasi bir müdahale olduğunu biliyor"

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) 81 ilde Cumhurbaşkanı adaylığı için ön seçime gitti. Medya AŞ. soruşturması kapsamında tutuklanan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun tek aday olarak katıldığı seçimde, Muğla'da 150 farklı noktada kurulan sandıklarda CHP üyeleri ve vatandaşlar oy kullandı. Menteşe İlçesi Düğerek Mahallesinde oyunu kullanan Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, "Türk halkı, Ekrem İmamoğlu'na yapılanın siyasi bir müdahale olduğunu biliyor ve buna inanıyor. Bugün sandıklardaki durum da bunu gösteriyor. Günün sonunda, büyük bir destekle İmamoğlu'nun cumhurbaşkanlığı adaylığı da yeniden burada tescillenmiş olacak" dedi.

Altar Zeyhan

CHP'nin cumhurbaşkanı adayını belirleyeceği ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun tek aday olduğu ön seçim oy verme işlemi, 23 Mart Pazar günü sabah saat 08.00 itibariyle başladı. Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras da Menteşe ilçesine bağlı Düğerek Mahallesi'nde oyunu kullandı. Aras, oyunu kullandıktan sonra İmamoğlu'nun MEDYA AŞ. soruşturması kapsamında tutuklanmasına ilişkin açıklama yaptı.

"DEMOKRASİ ŞÖLENİYLE OY KULLANMAK İSTERDİK"

Aras, İmamoğlu hakkındaki sürecin hukuki değil, siyasi olduğunu belirterek, "Bugün demokrasi şöleniyle, neşeyle, coşkuyla oy kullanmak isterdik. Ancak bugün alınan bu karar bizleri ziyadesiyle üzdü. Öncelikle apar topar diploma iptal edildi, sonrasında yine birdenbire hızlandırılmış bir süreçle gözaltına alındı. Ardından da gizli tanık ifadeleriyle bugün tutuklanmış oldu. Daha terörden dolayı adli kontrol verilip verilmediğini tam olarak bilmiyoruz, tam olarak belli değil, takip ediyoruz. Ancak diğer dosyada gizli tanık ifadeleriyle tutukladılar. Türkiye'de gizli sanık meselesi artık iyice çığırından çıkmış durumda. Çünkü birine kızan, biriyle ters düşen, biriyle anlaşamayan gidip gizli tanık ifadesi verip arkasından da birilerini kolayca suçlayabiliyor. Burada da gizli tanık ifadelerini hepimiz okuduk" dedi.

"SORUŞTURMANIN GİZLİLİĞİ İHLAL EDİLİYOR"

Soruşturmanın gizli olması gerekirken basına yansıyan belgelerin bunun aksini gösterdiğini ifade eden Aras, "Ayrıca soruşturmanın sözde gizliliği vardı, onu da biliyorsunuz. Gördük, bu işin siyasi olduğu zaten soruşturmanın gizliliğinin ihlal edilmesinden anlaşılıyor. Çünkü 'gizli' ibaresi bulunan MASAK raporu dahi bugün benim cep telefonumda var. Bir yerlerden geldi, gönderiyorlar. Basında dolaşıyor, sosyal medyada dolaşıyor. MASAK raporunun üzerinde 'gizli' ibaresi var. Aynı şekilde, bütün toplanan deliller veya delil olduğu iddia edilenler şu anda basında, televizyonlarda tartışılıyor. Bunun siyasi bir linç kampanyası olduğu, siyasi bir karar olduğu zaten İstanbullunun büyük bir teveccühüyle seçilmiş belediye başkanının, aynı zamanda cumhurbaşkanlığı adayının, önünün kesilmesiyle sonuçlanacağı veya bu sebeple tertip edildiği belli" diye konuştu.

"TÜRK YARGISINA GÜVENİYORUZ"

Türk yargısına güvendiklerini ancak yargılama sonuçlanmadan peşin hüküm verilmesine karşı olduklarını belirten Aras, şöyle konuştu: "Biz Türk yargısına güveniyoruz. Tabii ki Yargıtay sürecine kadar herkes masumdur. Yargıtay'da son karar verilene kadar herkes masumdur. Ama Türkiye'de artık sizi şafak operasyonlarıyla veya itibar suikastleriyle öyle bir duruma getiriyorlar ki sanki suçlusunuz. Yani birilerinin iddia ettiği gizli tanıkların ifadeleriyle sizi herkes bundan sonra suçlu ilan edebiliyor. Bunun da farkındayız, bunu da görüyoruz. Ama dediğim gibi biz Türk yargısına güveniyoruz. Masumiyet karinesinin önemini biliyoruz ve buna riayet edilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Yargılama sonuçlanana kadar hiç kimsenin peşin hüküm vermesine tahammül edemiyoruz. Çünkü sonuçta iddialar olabilir ama ben Ekrem Başkan'ın ne terörle ne de yolsuzlukla herhangi bir bağının olacağına kesinlikle inanmıyorum. Bu tamamen Ekrem Başkan'ın önünün kesilmesiyle ilgili, Cumhurbaşkanlığı sürecine giderken, büyük bir coşkuyla halkın teveccühünü kazanmasıyla ilgili bir yaptırım, bir süreç olarak görüyorum. Umarım bizim bağımsız, tarafsız Türkiye yargımız doğru kararı verecektir. Çünkü Türkiye'nin imajı, özellikle hem iç meselelerinde hem de uluslararası platformda çok sarsıldı. Görüyorsunuz, bütün gençler, çocuklar, herkes özgür, demokratik gösteri hakkını kullanarak meydanlara indi. O süreci kirletmeye çalışıyorlar.

"SADECE EKREM İMAMOĞLU MESELESİ DEĞİL"

Bu mesele sadece Ekrem İmamoğlu meselesi de değil. Bu mesele Türkiye'nin demokratik yapısının gün geçtikçe zarar görmesi, hukuk sisteminin zarar görmesi, anayasa kararlarına uyulmaması, yine ekonomik açıdan büyük bir çöküşe doğru gitmesi gibi birçok konuyu kapsıyor. Sadece Ekrem İmamoğlu meselesi değil, halkın genel tepkisi bütün bunların hepsine. O yüzden halkın demokratik tepkisini zorbalıkla, baskılarla kontrol altına almaya çalışmamak lazım. Çünkü Anayasa'nın 34. maddesine göre herkes izin almadan, bildirim yapmadan toplanma ve gösteri yapma hakkına sahiptir. Anayasa'nın 34. maddesi insanlara bu hakkı verir. Tabii ki şiddete, vandallığa başvurmadan, kırıp dökmeden, kolluk güçlerine herhangi bir fiziki müdahalede bulunmadan her türlü gösteriyi yapabilir, slogan atabilir ve toplanabilir, yürüyüş de yapabilir. Bu anayasada yazıyor. Ben söylemiyorum, Anayasa'nın 34. maddesini açarsanız insanların gösteri ve yürüyüş hakkını, demokratik tepki hakkını görebilirsiniz. İşin bir de bu boyutu var.

"GÜNÜN SONUNDA, BÜYÜK BİR DESTEKLE İMAMOĞLU'NUN CUMHURBAŞKANLIĞI ADAYLIĞI DA YENİDEN TESCİLLENMİŞ OLACAK"

Yani bu gösteriler ve yapılan yürüyüşler sadece şu anda Ekrem İmamoğlu sürecine yönelik değil, Türkiye'nin son yıllarda geldiği noktaya hem ekonomik hem sosyal hem de hukuki açıdan geldiği noktaya bir tepki olarak düşünüyorum ve böyle görüyorum. Bugün de oylarımızı kullandık. Sandıklara büyük bir talep var. Bu da aslında kamuoyunun Ekrem İmamoğlu'na yapılan bu hukuksuzluğun karşısında olduğunu göstermekte. Tabii bütün yandaş kanallar durmadan, bıkmadan, dinlenmeden Ekrem İmamoğlu'nu şimdiden suçlu göstermeye gayret ediyor. Bunun da farkındayız. Gazetelerde ve televizyonlarda günlerce tartışılıyor, üzerine tepiniyorlar. Bunun da farkındayız. Ancak yaratılmaya çalışılan bu algıyı kamuoyu satın almadı. Türk halkı, Ekrem İmamoğlu'na yapılanın siyasi bir müdahale olduğunu biliyor ve buna inanıyor. Bugün sandıklardaki durum da bunu gösteriyor. Günün sonunda, büyük bir destekle İmamoğlu'nun cumhurbaşkanlığı adaylığı da yeniden burada tescillenmiş olacak."

DİĞER HABERLER