KIRAATHANE!...

KIRAATHANE!...

Cumhurbaşkanının seçim vaatlerinden bir tanesi ‘kitap okunacak’ kıraathaneler açmak… Evet kitap okumak çok önemli ama asıl amaç ne? Bunu soruyoruz çünkü Türkiye İstatistik Kurumu yıl yıl ülkedeki kütüphane ve üye sayısını açıkladı. Buna göre ülkede 2014'te 1'i milli, bin 121'i halk, 559'u üniversite ve 27 bin 948'i eğitim kurumu olmak üzere toplam 29 bin 629 kütüphane vardı. 2015'te bu sayı 107, 2016'da ise 445 azaldı. Sen ülkendeki kütüphanelerin kapatılmasına göz yumarken ki yenilerini açman gerekirken şimdi neyin kıraathanesi?…

 Okumak bir insana neler kazandırır bir bakalım mı:

1.Gelecekte iyi bir konuşmacısı ve yazar olabilmemize yardımcı olur,

2.   Sözün rengini görmemizi, yeşilin sesini duymamızı, zamanı yakalamamızı, çağa ayak uydurmamızı sağlar,

3.   Uygar bir topluma kavuşmamızı, kimsenin yardımı olmadan kendi ayaklarımızın   üzerinde insanca yaşayabilmemizi sağlar.

4.   Akıl ve fikir dünyamızı genişletmemizi, bilimin bize sunduğu imkanlardan en iyi şekilde faydalanmamızı sağlar,

5.   İçinde bulunduğumuz karanlık denizinden çıkıp, ışığın sahillerinde dolaşmak ve ışığın gölgesinde yaşamamızı sağlar,

6.   Yaratılış nedenimizi bilmemizi, dinimizi ve gerçek hayat kurallarını öğrenmemizi sağlar,

7.   Kültürünüzü arttırır,

8.   Bilgili kişilerle doya doya sohbet edebilirsiniz,

9.   Hayata bakışınız değişir,

10. Hızlı konuşma ve kendinizi daha kolay ifade edebilme yeteneğiniz artar,

11. Okuduğumuzu anlama ve yorum yapma yeteneğimiz gelişir,

12. Her şeyden önemlisi kitap okumanın verdiği huzuru içinizde hissedersiniz.

13. Üç boyutlu dünya dışında dördüncü boyutu, maddenin mana alemini görmemizi, iyiliğe, doğruya, güzele ve gerçeğe ulaşmamızı sağlar,

14. Geleceğin öğretmeni, belki de bir başbakanı olabilmemizi sağlar. Çünkü okuduğumuz sürece özgürüz ve bizler özgür olduğumuz sürece hayatı daha iyi yaşayabiliriz,

15.   Toplumdaki diğer insanlardan farkımız olur,

16.   İş hayatımızda, öğrencilik hayatımızda kısaca bütün yaşamımızda başarılı olmamızı sağlar,

17.   Mümkün olduğunca temiz ve sağlıklı olmamızı sağlar,

18.   Ülkemizin kalkınarak daha ileriye gitmesine katkıda bulunmamızı sağlar,

19.   Herşeyi daha iyi anlamamızı, yorumlamamızı ve problemlerimizi karşımızdakine daha iyi anlatarak kısa sürede çözümler bulmamızı sağlar,

20.   Kitap okuma hayatı sevdirir,

21.   Kitap okuma düşünceleri olgunlaştırır. Okuma, düşünceyi besleyen, geliştiren ve çabuklaştıran ana kaynaklardan biridir,

22.   Kitap okuma stresi azaltır,

23.   Kitap okuma zihni açar, hantallıktan kurtarır,

24.   Kitap okuma birçok şeyi güzel görmemizi sağlar,

25.   Kitap okuma bizi bir bilen yapar,

26.   Kitap okuyanın güvenilir bir çevresi oluşur,

27.   Bilgi dağarcığımızı ve kelime hazinemizi zenginleştirir.

28.   Genel kültürümüzü artırır. Etkin ve etkili bir insan olmanın yollarını açar.

29.   Dünyaya bakış açımızı değiştirir.

30.   Toplumsal ilişkilerimizin kalitesini artırır.

31.   Hayal gücümüzü geliştirir.

32.   Okumak haz duymaya, zihnimizi süslemeye, karar verme yeteneklerimizi geliştirmeye yarar. İnsanı olgunlaştırır, erdemli kılar.

Kitap okumanın faydalarının bir kısmını saydım. İşte bu nedenlerle toplum olarak bizler kitap okumalı ve bizden küçüklere kitap okuma alışkanlığını kazandırmalıyız ki, bugünün küçükleri büyüdüklerinde bu ülkenin bulunduğu durumu anlasınlar ve ülkemizi modern refah seviyesine ulaştırabilsinler. Ancak ‘kıraathane’ fikriyle gerçekten de istenilen bu mudur? Zira 16 yıllık iktidarın kütüphane sayısındaki azalmayı açıklaması gerekmez mi önce? Eğitim seviyesindeki düşüşü açıklaması gerekmez mi? İlk emri ‘OKU’ olan bir dinin mensuplarının neden dünyanın en geri kalmış ülkeleri olduklarını açıklaması gerekmez mi?

Hadi şimdi gerçekten de ülke insanının okuması, güzel gelecekler adına yapılıyor bu hamle… Ama yine kafamda soru işaretleri çok:

Deniliyor ki her mahalleye bir kıraathane… Peki kaç mahalle var ülkemizde?

Deniliyor ki her birine bir kütüphane kurulacak… Peki hangi kitaplar konulacak? Sadece dini kitaplar mı? Ya da sadece iktidarın izin verdiği kitaplar ve yazarların kitapları mı?

Deniliyor ki her kıraathanede bir veya iki görevli olacak… Peki bunlar kimler olacak? Gerçekten kitaplardan anlayan kütüphaneciler mi yoksa sadece çay-kek servisinden anlayan kişiler mi?

Tabii bir de işin ekonomik boyutu var… Mesela kitaplara kaç milyar lira ödenecek? Çalışanlara kaç milyar lira verilecek? Keke, çaya, çaycıya, garsona kaç milyar lira verilecek? Bunlar da bir açıklansa ya…

Ya hadi bunların hepsini bir kenara bırakalım da aklım hep 1910 yılında Filistinli Yahudi muhtarın ilk yaptığı şey Filistinli gençler için kıraathaneler açtığında. Nedeni ise üreten değil tüketen ve sıfırı da tüketip ardından evini, toprağını satmaya zorlayan bir İsrail projesi…

Şimdi düşünün genç insan o kahveye gidiyor orada bedava kahve ve kek yiyor. İş yok, eğitim yok... Hatta arada bir cep harçlığı yine o kahvehaneden veriliyor. Yanında 3 tanıdık daha getir 300 tl al kampanyası... Sonra kahveye keke küçük miktarda uyuşturucu konuyor amaç düşünmeyen ve idrak edemeyen bir nesil... Genç işsiz ve yıllar geçiyor paraya da ihtiyaç var, öyle ya üzerine elbise lazım, ayağına ayakkabı lazım, hasta oldu doktor lazım, ilaç lazım, evindeki suyun, elektriğin faturasına, v.s. para lazım… İşte orada başlayacak asıl plan. Önce evler ve araziler yok pahasına satılacak. Sonra halk uyandığında bir bakacak ki Türkiye’nin %90’ı satılmış yabancılara…

İşte tüm bu nedenlerden dolayı diyorum ki: Ülkeni, evini, tarlanı, atalarının mezarını bir kahve bir keke satma. Bu oyunu boz. Halihazırdaki halk kütüphanelerinin sayısı her yıl azalırken kanma bunlara. Ülkede 1 kütüphaneye 2 bin 761 kişi düşüyor. Toplam kütüphane sayısı 28 bin 970'e düştü. Durum böyle iken samimiyet nerede? Hem görünen o ki temelleri sağlam cumhuriyetimizi galiba bu proje ile yıkacak gençler yetiştirmeyi hedefliyorlar… Dikkat!...

Arzu KÖK

 

 

 

       

 

 

 

 

 

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI