AHLAKİ DEĞER YARGISI İLE İLGİLİ OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM

 

 

AHLAKİ DEĞER YARGISI İLE İLGİLİ OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM

 

En nihayet 2024 yılının 1nci haftasında yaşamaya başladık. Başladıkta insan arkasına dönüp, geçmişine bakınca, merak ediyor! Onca yılın; ayları, haftaları, günleri nasıl gelip geçmiş diye şaşırıyor ve geçen zamanın derinliklerine dalıp, geçmişten bir şeyler arıyor! Bir ara: "Vay be!" diye mırıldanıyor. Yıllar içinde yaşanarak geçip giden güzellikleri ve sıkıntılı zamanları anımsıyor ve yine tekrarlıyor: "Vay, vay vay! Neler yaşanmış" demeden edemiyor. Kimi zaman: "Aaah ülen ah!" diye hayıflanırken bazen "Vaah ki vah!" demek ihtiyacı duyuyor. Yaşamın sonuna doğru; pişmanlıklar, ah'lar, vah'lar, keşkeler, arşivdeki belgeler gibi gözünüzün önüne geliveriyor. Çünkü kendinizi yargılamanız henüz vuzuha ermemiş oluyor. Ama yaşamınızın tek düze sürmesi de mümkün görünmüyor. Sonunda ömür tükenip, ağzınızdan son nefes "Püf" diye çıkınca, ebedi yolculuğunuza, bir daha geri dönmemek üzere eller üzerinde taşınmaya başlıyorsunuz.

TANRI'DAN İSTEMLER KALBİN VE RUHUN AYNASIDIR

Tanrı'dan bu yıl için istediklerim, şunlardı: Önce sağlıklı bir yaşam. Devamındaki süreçte, ülkemizin bölgesel savaşlardan uzak, Yurtta Sulh/Cihanda sulh ilkesi içinde kalkınmasını sürdürmesi, borçlarını ödemesi, demokrasi ve laikliğin değerini daha çok önemsemesi, ülkemiz için en güzel yönetim ve yaşam biçiminin demokrasi olduğu inanç ve kararlılığını benimsemesiydi.

ATATÜRK

Hele hepsinin önünde ve pek çok şeyin ötesinde, uluslararası nitelik ve niceliğine önce kendi inanmış halkımız ve sonra tüm Dünya milletlerinin oluşturduğu Birleşmiş Milletlerce teyit edilen kahraman Atatürk'e; sevgimizin, saygımızın eksilmemesidir. Çünkü! Peygamberimiz, Tanrı'dan almış olduğu buyrukları, kullara bildirme görevi nasıl verilmiş ve bu görev ilk sırayı almışsa, Türk ulus devletini kurma görevinin de Atatürk'e verilmesini, Tanrı'nın ilâhi bir takdiri ve hükmü olarak düşünüyorum.

VE TANRI ATATÜRK'Ü YARATMIŞTIR

Öte taraftan, tüm Dünya devletleri tarafından tanınan ve adeta kutsallaşan Atatürk isminin, ağızlarda kirletilmemesi için: Tanrı'nın Yunus Emre'ye verdiği akıl, mantık ve yetenekle, kullarını uyarma şekli bence çok ilginç: "Yaratılanı sev, yaratandan ötürü!" Dikkat edilirse denilmek istenilen çok açıktır, bakınız ne kadar açık. Bu demektir ki: "Atatürk'ü Tanrı yaratmıştır, ona aklı ve mükemmel öngörü yeteneğini, Tanrı vermiştir. Onu savaşma ve devlet kurma görevini, elbette diğer Türk devleti kuran liderler gibi, Tanrı'nın bahşettiği kuşkusuzdur! Onun savaşlarda galip gelmesini sağlayan; aklı, fikri ve uzak görüşlülüğüdür ve bu bir Tanrı lütfudur! Ama daha henüz 57 yaşında iken, ruhunu göklere çekmenin uygun olduğu kararını veren, her zaman, her yerde yaratma, düzenleme ve irade koyma gücü sahibi de Tanrı'dır! Bunlar pek çok kez çeşitli vesilelerle ortaya konmuş ve konulmaya devam edeceği mutlaktır.

İNSANİ İLİŞKİLER

İnancıma ve naçizane görüşüme istinaden, her ciddi problemin çözümünde, yurttaşın birbirine saygı ve anlayış gösterip konuşarak sonuçlandırması esastır. Çünkü uzun süreli çözümsüzlüklerin bu yol ve yöntemle hallinin çabuklaştığı yıllarca denenerek görülmüştür. Yurttaşın birbirine kardeş gibi yaklaşması muhteşem ve takdire şayan bir olgunluk başarısıdır, ötesinde tebessüm ile selamlaşması, sorunun yarısının o an itibarı ile çözümlenmiş olması demektir. Zira gezegende böyle davranan canlı türü, -aklı başında insan- diye tanımlanır.

İYİ RUH VE KARAKTER HER SORUNUN ÇÖZÜMÜNDE ANAHTARDIR

Diğer güzelliği ise, insanların birbirine böyle yaklaşımının, iki tarafa hiçbir maddi külfet getirmediği gibi, birinin cezaevi, diğerinin mezara konulmasında yaşanan hüzün verici hâl ile karşılaşılmamasıdır.

İNSAN OLABİLMEK ZORDUR

Ancak insan olabilme beceriksizliği başa öyle derttir ki, bu eksiklik anti sosyal bir kişilik olduğunuzu ortaya çıkarır ve bu gezegende, bir bakarsınız yapayalnız kalıvermişsinizdir! Hatta bu durum, ötelenmenize bile neden olur. Ancak sıradan bir insan olsanız bile sevilmek, kurduğunuz dostlukları hiçbir şiddetin yıkamaması alkışlanarak tebrik edilecek şampiyonluğa benzer.

HAYVANLAR KOKLAŞARAK.

Hayvanların birbirini tanımaları ve anlaşmalarının yolu bilinen malum şekilde gerçekleşir! Ancak insanın herhangi bir kişi ile tesadüfen rastlaşıp o kişi ile hemen anlaşması ve arkadaş olması olabildiğince zordur. Çünkü bu anlaşmanın sağlanması için, karşı tarafında en az sizin kadar yüksek dereceli ahlâki değerlere vakıf, prensipleri olan ve kurallara sıkı sıkıya uyan bir kişilik olması esastır.

AHLAKİ DEĞER YARGISI İLE İLGİLİ OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM

Bir kişiyi tanımak ve arkadaş olmak için zaman ve referans gereklidir. Karşınızdaki muhatabınıza, güler yüz ile yaklaşmak, sizin iyi bir kişi olduğunuzu gösterse de karşı tarafında aynı nezaket ve güler yüzle size yaklaşması zorunluluktur. Mutlu, güzel ve huzur içinde yaşamak her insanın hakkıdır. Ama bunun birazda ahlaki değer yargısı ile ilgili olduğunu düşünüyorum!    

YAZARIN DİĞER YAZILARI