BİR GÜN; BANA, SANA VE O'NA DA.

   BİR GÜN; BANA, SANA VE O'NA DA.

 35 yaşlarında genç bir hemşerim günaydın diyerek yaklaştı. Tabii bende, günaydın deyip teşekkür ettim, birlikte kısa süre konuşmadan yürüdük. Sonunda: "Buyurun, bir sorun mu var?" "Ağabey bir yere gidip çay içsek, size bir şey soracaktım da!" Diye yanıtladı. "Olur, içelim tabii." Deyip, çarşı içinde bir çay bahçesine gittik. Bir masaya oturup çaylarımızı sipariş ettik ve: "Bana ne soracaktınız, meraklandırdınız?" dedim.

 O sırada çaylarımız geldi ve genç adam sordu: "Ağabey, Sayısal Loto ve ona benzer şeyler oynar mısınız?" Delikanlının yüzüne üç/dört saniye bakakaldım! Acaba biraz rahatsız mı, gibilerden. "Yani şans oyunları?" "Evet" dedi. Hayır, oynamam desem yalan söylemiş olacaktım ve: "Sık olmamakla birlikte; birkaç kez devir eden ikramiyede, şansımı herkes gibi denerim." Dedim. Yeniden sordu: "Peki makineye mi oynatırsınız, yoksa kuponu kendiniz mi işaretlersiniz?" Diye bir başka soru yöneltince, evham bastı: ".Allahallaaah, kuşluk vakti hayırdır inşallah. Bu delikanlıyı Tanrı mı gönderdi yoksa karşıma? Nereden çıkıp geldi yahu?" Dur bakim. "Yoksa bana ikramiyenin nasıl kazanılacağını mı öğretecek?" Diye aklımdan geçirdim ve inanın biraz da heyecanlandım.

 Öyle ya, bir inceliği öğretir ve bende ona göre oynarım ve bir an'da milyonlar kazanırım, ondan sonra yemede yanında artık. İnsan heyecandan küçük dilini yutar, yahu!

 "Dediğim gibi, nadiren oynadığımdan elime kalem alıp, onu mu yazsam, bunu mu yazsam diye zihnimi meşgul etmeden makinede oynar geçerim. Tabii, kazanamayacağımı tahmin etmeme rağmen!" diye yanıtlayınca, genç adam: "Evet" dedi ve devam etti. "Makinede oynamak kazandırmıyormuş, çünkü makineler kazandırmamak için programlanmış bu nedenle mümkün değilmiş. Sadece kendiniz kuponu işaretleyip oynarsanız şansınız olurmuş!" Merak edip sordum: "Bunları kim söylüyor?" Sorumu: "Bu durumu herkes, biliyor ağabey!" Diye yanıtladı!

 Ancak bu bilginin lafügüzaf olduğunu düşündüm. Ciddi bir konuyu tartışıyor gibi uzayıp gideceği ve konuşmanın da gereksiz tarafı olacağımı hissedince, ayrılmak istedim: "O zaman size tavsiyem, makinede oynatmayın! Ama ben oynarsam yine makineye oynatırım." Diyerek izin istedim, fakat bir an içimdekilerin, tamamını söyleyip öyle gideyim diye düşündüğümden devam ettim: "Bu konuyu benimle niye konuştunuz? Merak ettim." Deyince, yanıt: "Sizin haberiniz vardır, işin aslı nedir, yani makinede oynamak gerçekten kazandırmıyor mu? Sizden öğrenmek istemiştim. Ama bilmediğinizi anladım." 3-5 saniye, düşünüp: ".ben bunu nasıl bilirim kardeşim? Hatta bilmekte, istemem. Eğer, sorduğun sorunun gerçek olduğu doğru çıkarsa, o zaman bu bir zül'dür. Sen bir bilen bulursan ona sor, merakını gider." Demek zorunda kaldım.

 "Ağbim her hafta makine ile oynarım, içimdeki ben: "Bu hafta ikramiye sana çıkıyor, gözün aydın!" Diye mutlu eder. Ama kahrolası gene çıkmaz! Çıkmadığı için vazgeçmek isterim, ancak gene de vazgeçemem" Diye iç geçirdi. Genç arkadaşıma biraz acıdım. Çünkü zekâsını ve parasını şans oyunlarında harcıyordu.

 Ayrılmak üzere iken bu kez de benim merakım depreşti ve sordum: "Neden öğrenmek istiyorsunuz? Dahası, öğrenince ne olacak? Ne yapacaksınız? Devlet bu oyunlardan vergi alıyor, resmi kuruluşların bazılarına pay dağıtıyor, belli miktarını da, katılımcıya veriyor, bildiğim bu. Her önüne gelene ve her şansını deneyene ikramiye verilmeyeceğini düşünmelisiniz! Ancak şans oyunlarının oynandığı makinelerde ve ana bilgisayarda düzenleme yapılabilir mi, hiçbir fikrim yok. İkramiyeyi nihayet bir kupon kazanıyor!"

 Ne var ki, yurttaş şans oyunlarına epey süredir şüphe ile bakmaya başladı. Hani bir atasözü vardır:(Ateş olmayan yerden duman çıkmaz) Diye. İyi de; söylenti var, ama fol da yok yumurta da. Fakat bu şüphe neden ve nasıl oluştu diye düşünüldüğünde; geçmişte aynı şehre veya ilçeye üst üste ikramiye isabet etmesi ve yanı sıra bilette de, örneğin: bir seyyar bayinin defalarca büyük ikramiye kazanan bilet satmasının bu tür şüpheleri oluşturduğu belirlenmiştir.

 Emekli bir milletvekili de, bu tür şüpheli olayları dile getirmiş, bunun dışında, ciddi bir şey de söyleyen olmamıştır. Ancak dedikodu tarzındaki söylentilere göre; biriken ve devreden yüksek miktar paranın, özellikle Süper ve Sayısal Loto oynayanların iştahını kabartsa da, bunu bir kişinin kazandığı belirtilmektedir. Bu ikramiye miktarı birkaç kişi arasında paylaşılmamaktadır. İsabetin çok zor olduğundan söz ediliyordu ki, bu da nasıl yapılır, teknolojik olarak mümkün müdür, mümkünse bu güne kadar kaç kez gerçekleşmiştir, bilinmemektedir.

 Velhasılı kelam sonuç olarak hepsi tevatürden öteye geçmiyor. Bu arada (Hackerler marifetiyle, özel hesapların boşaltıldığı biliniyor. Ama bunun, konu ile bir ilgisi yok.) Ancak kamuoyunda: "On Numara tanımlı şans oyununun her gün oynanması ve ikramiye dağıtılması hali, teselli edici olduğu ve şans oyunlarına talebi arttıracağı hususu, düşünülüyor sanırım!"

 Çünkü kuruluşa karşı, bir güvensizlik olduğu genel kabul görmektedir. Bunun bir şekilde ortadan kaldırılmasının zorunlu hale geldiği de, itiraz kabul etmeyen bir gerçek olarak ortada durmaktadır. Yoksa her geçen gün oyunlara para yatıranların sayısının azalabileceği ihtimalini dikkatlerden uzak tutmamak gerekir.

 Âlemin keyfi yerinde yine maşallah, bir gün; bana, sana ve o'na da, süper loto çıkar inşallah(!)

 

 

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI