ONLAR ARTIK VAR! GALAKTİK FEDERASYON NE GETİRİP NE GÖTÜRÜR

 

 

ONLAR ARTIK VAR! GALAKTİK FEDERASYON NE GETİRİP NE GÖTÜRÜR

(*Galaktik Federasyon; Samanyolu galaksisinde uzay yolculuğu yapan medeniyetlerin birliğidir)

 

 

 

15/17 yaş aralığında, uzay ve uzaylılara ait yayınlarla ilgilenirdim, benim gibi birkaç arkadaşımda, ilgiliydi ve hepimiz konunun oldukça meraklısı tıfıl delikanlılardık. Uzay ve uzaylıları daha iyi tanımak, uzay aracına binip tur atmak(!) ve uzay boşluğunu görmek için, o yılların Muğla'sında bulabildiğimiz yayınları okuyup, bilgi sahibi olmayı çalışıyorduk. Amaç, varsa yoksa uzaylılarla temas kurmaktı. O vakitler akşamın olmasını dört gözle beklerdik. Çünkü okuduklarımız: "Uzaylılar kendileri ile temas kurmak isteyenleri algılar" diye yazıyordu. Bunun için mutlaka açık ve yüksek tepelerde, gece gökyüzüne bakarak, yoğunlaşmak ve buluşmak için beklediğimizi, düşünce yöntemi ile gönderilebileceğini, öğrenmiştik.

Nihayet, temas kurmaya karar verdik. O heyecanla: "Şu dağa mı çıkalım, yoksa karşı dağın yamaçlarına mı gidelim veya hemen yakınımızdaki tepeye mi tırmanalım muhabbetini sabaha kadar sürdürdük. Kendimizce uzaylılarla buluşacaktık, bizim için önemliydi. En nihayet kararı verdik. En iyi buluşma noktası, şehre çok yakın bir tepe idi! Kimseler görmeyecek, duymayacaktı! Zaten buluşma herkesin uyuduğu saatte olacaktı. Uzaylıların, buluşmayı hangi vakitte gerçekleştirileceğini bilmiyorduk. Biz kasabın önünde bekleyen kedi gibi bekleyecektik.

Bir yaz akşamı alaca karanlıkta, elimizde el fenerleri dağın tepesine çıkıp sabahın saat: 03.00 üne kadar bekledik. Ara sıra korkuyor, ürperiyorduk. Ama yine de, yiğitliği elden bırakmıyor, kuyruğu dik tutmaktan vazgeçmiyorduk. Sonuçta gelmediler, öfkelendik ve geldiğimiz yoldan geri döndük.

Ancak o yaz gecelerinde, ıssız dağlarda beklerken meteorun atmosfere girip yanışı ve iz bırakma halini gördüğümüzde, korkuyorduk. Arkadaşın biri: "Valla ben korkmam. Ölüm urganda da var, yorganda da" Demesi, kötü bir olayla karşılaşabileceğimizin mümkün olduğu düşüncesini aklından geçiriyor olmasıydı. Neticeten, gelen giden olmayınca da, efelenmeye başlardık: "Yavu, gelecekleri varsa görecekleri de var" Diye, biraz önce korku ile un ufak olan efeliğimizi, derleyip toparlamaya çalışırdık. Çünkü daha 15/17 yaşlarında 4-5 zıpırdık.

Bir gün yine bir başka tepede, sersem âşıklar gibi buluşma beklerken gözlerimiz milyonlarca yıldızı seyrediyordu. O an'da çook yükseklerde uçak gibi hareket eden, fırlatılmış uydu mu, yoksa başka bir araç mıydı bilmiyoruz, ama belli istikamette akıp gidiyordu. İçimizden biri heyecanla ve tabii Muğla ağzı ile: "Anaa, taa ba! Vallaha geggelile, şert osun geggelile." Diyerek parmağı ile milyonlarca yıldızın içinden hareket halindeki bir cismi gösteriyordu.

Aynı arkadaş Muğla ağzı ile: "Vallaa en sonunda bizi gördülee! Vay bee!" Deyip, amacın hedefe ulaştığını ve başarıldığına inanıp kendimize, hayran olmuştuk(!). Çünkü bir aydır sabah güneşi doğarken evlere giriyorduk. O an sevinçten zilleri takıp bir oynamadığımız kalmıştı. Hareket halindeki o aracı yıldızların arasından görmek, bayağı işti. Ben göremedim. Diğer arkadaşların hepsi gördük diyordu, ama bana Halüsinasyon gibi geldi. Bende görmüş gibi davranıp, "Haggetden geggelile" dedim. Bu işi halletmiş olmanın sevinciyle, durmadan "Vay anasını yaa!" Diyor birbirimizi tebrik ediyorduk. Sabah 03.30 sularıydı.

"Hadi inelim artık" Teklifini yapınca, diğerleri hemen "Tamam" Dediler. Çünkü edindiğimiz bilgilerde: "Uzay aracı tam tepede durur,(Helikopter gibi) sonra kapı açılır, içerden biri kapıyı açıp, buluşmak isteyenleri ışınlayarak uzay aracına alır ve hemen bulunduğu yerden ayrılır" diye yazıyordu. Bu nedenle içime bir korku düşmüştü. Öyle ya, uzay aracına girdiğimizde: "Söyleyin bakalım! Bizimle neden buluşmak istediniz?" Diye sorduklarında, ne diyecektik? Hatta ne diye hitap edecektik; "Dayı" "Amca" "Ağbi" mi, yoksa "Müdür bey" mi? Nihayet: "Uzaylı ağbi" Hitabında karar kıldık ve: "Kusura bakmayın yaa, öylesine aklımıza geldi, heveslendik buluşalım dedik.

Meşgul ettiysek özür dileriz" diye yanıtlamanın uygun olacağını da, kararlaştırdık. O zaman da, araç komutanı: "Ulan, zibidiler buluşacak başka birini bulamadınız mı? Bana bir sürü masraf ettirip, taa, uzaklardan, bunun için mi çağırdınız? Kabahat benim develerde! Sizin gibi beygirleri ne diye karşıma diktiler ki?" Deyip, görevlilerden birini çağırarak: "Atın len, bunları aşağıya. Buluşacaklarmış. Daha neden buluşacaklarını bilmiyorlar" Diye emir verir, görevli uzaylı da, bizi kapıya kadar götürüp, uzay aracının kapısını açtıktan sonra, arkamızdan ittirdiğinde, aşağıya nasıl düşeceğimizi düşünüp, yürek oynağı olmuştum. Sonuçta buluşma, yine gerçekleşmedi.

 

Hafta içinde haberleri izlerken, Amerikalılar: Bir Ufo görüntüsünü ekrana getirdi ve nihayet: "Uzaylılar artık var" Dediler.  Allah aşkına siz uzaylıların olduğunu yıllardan beri biliyordunuz. Ama Dünya kamuoyundan gizliyordunuz. Örneğin: İsrail'in eski Uzay Güvenlik Şefi tarafından açıklandığına göre:  Trump'ın, uzaylıların varlığını Dünya kamuoyuna açıklamak istediğini, ama "Galaktik Federasyonundaki uzaylıların" Trump'ı durdurduğunu savundu.(Alıntı)

Tevekkeli değil, Amerikalıların yıllardır uzaya taşınmalarının bir nedeni varmış?! Aklıma hemen şu takıldı! Uzay'lıların, acaba Dünya'lıların yaşamını etkilime yetileri var mı? Varsa hangi alanları ve neleri kapsar? Örneğin: (Salgın hastalıklar ve Dünya'ya asteroit çarpmasını önlemek gibi!) Ayrıca uzaylılar Amerikalılarla temas halindeler mi? Federasyon çatısı altında birleşen uzaylı varlığı, gezegenimiz için ne getirip, ne götürür?" Diye düşündüm. Konu ile ilgili düşünceniz var mı? Varsa yorumlayın bilgilenelim.

 

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI