Biliyorsunuz, her yılın 'Ekim' ayında toplanıp, memur-işçi-asgarî ücretli ve emeklilerin yeni yılda alacakları ücretleri; ülkenin içinde bulunduğu ekonomik şartlara-enflasyona-bütçe olanaklarına ve tabii ki aslan 'TÜİK'in verdiği son enflasyon rakamlarına göre tespit edip, bir rakam önerirler, Meclis'te kabul edilince de bu yeni zamlı ücretler 'Ocak' ayında hak sahiplerine ödenmeye başlardı değil mi?
Lâkin bu yıl yine 'Ekim' ayında başlayan bu sayısız 'Komisyon' toplantıları, önce İşçi Sendikalarının bu komisyona katılmayacaklarını açıklaması sonrası, yine defalarca toplandılar, ancak bugün 2025 yılının son Aralık ayının '22'sine gelmiş olmamıza rağmen, hâlâ bu Komisyon, bizim ne ücret alacağımıza dair bir defa olsun rakam açıklayamadı!..
İnsan oturup, düşünüyor ve: "Yahu, zati tamamı 'erkeklerden' oluşmuş bu Komisyon üyeleri, orada uzmanların verdikleri bilimsel ekonomi rakamları üzerinde mi tartışıyorlar; yoksa bu sayısız toplantılarda birbirlerine 'askerlik anılarını, tatil maceralarını, yeni duydukları fıkraları' filân mı anlatıyorlar!? Eğer bizim yeni yıl ücretleri için toplanmış olsalardı, üç ay boyunca bir kerecik olsun bir rakam telâffuz etmezler miydi yahu!?" demeye başladık... Sadece bunu bizler değil, tarafsız ekonomi uzmanları, aklı başında Sendika Başkanları da bunları söylüyor, biz de sizlere aktarıyoruz...
2025 yılının son Aralık ayı bitiyor, ufukta Hâlâ yeni ücretlerin ne olacağı belli değil, ama maşallah, 'Yeni Yıl Zamları' peş peşe gelmeye, zati Verem hastalığına tutulmuş cüzdanlarımızdan bu zamlı fiyatları ödemeye başladık bile!.. "Almadan vermek, sadece Yüce Allah'a mahsustur!" der dururdu eski büyüklerimiz... Eee, -çok estağfurullah ama- biz de zaten Yüce Tanrı olmadığımıza göre, daha yeni ücretlerimizi almadan, bu zamlı ödemeleri niye yapıyoruz ki !? Eyy, 'tam 10 asgarî ücret' toplamı kadar Milletvekili maaşı alan 'Muhalefet Partileri Vekilleri', bari bunları çıkıp da her gün siz itiraz ediniz; ne işe yararsınız, nerelerdesiniz sizler kardeşim !?
Şimdi size bu konuyla ilgili Cumhuriyet Gazetesi'nde 21 Aralık'ta çıkan bir haberle devam edelim:
"...Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan'ın işçiler masada olmadan devam eden asgari ücret görüşmeleri için yaptığı "Rakam için çok erken" açıklaması tepki çekti. Işıkhan bu açıklamayı yaparken, Meclis kayıtlarına göre CHP'li Özgür Karabat; bundan bir ay önce, 12 Kasım'da Meclis'e Işıkhan'ın yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesinde bugün işçilerin katılmayı protesto ettiği asgari ücret tespit komisyonunun yapısını eleştirdi.
Karabat önergesinde "Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, asgari ücret tespit komisyonu toplantılarını göstermelik bir formaliteye dönüştürmüş; işçi temsilcilerinin talepleri duymazdan gelinmiştir" diyerek "2026 yılı için asgari ücret belirleme sürecinde işçi konfederasyonlarının karar alma süreçlerine katılım oranı nedir?" sorusunu yöneltti. Ancak Bakan Işıkhan, bu önergeye hâlâ yanıt vermedi..."
Ben bu konuda daha ne yazayım ki?.. İşte haberler, işte yapılanlar, işte Halep, işte arşın, işte sonuç... Hadi bugün de size fıkraları aratmayan bir anıyla veda edelim bari:
--- "Birini Öldürür, Diğerini Kullanır!.."
ABD eski Dışişleri Bakanı olan Yahudi kökenli, merhum Ecevit'in de okuldan Hocası olan 'Henry Kissinger' hep şöyle derdi: "Amerika iki yönüyle güçlüdür ve öyle de devam edecektir: 1-ABD kendi vatan hainlerini bulur ve hemen öldürür; 2-Diğer ülkelerin vatan hainlerini de çok çabuk bulur, onları sürekli besler ve kullanır!.." Sakin KOŞAR...