Kurucusu Mustafa Kemal Atatürk olan ve bu ülkenin ilk partisi CHP'de İstanbul İl Başkanlığı, üç dönem Milletvekilliği ve bir dönem de Parti Genel Sekreterliği yapan, şimdi de İstanbul CHP İl Başkanlığı'na 'Kayyum' atanmasına balıklama atlayan 'Gürsel Tekin' için hemen, bakınız 04 Eylül 2025 günü neler demiş:
"12 Eylül 1980'de gece yarısı askerler geldiği zaman partimizin bekçisi Seyit Ali, dönemin Genel Sekreteri Mustafa Üstündağ'ı arayarak; 'Askerler geldi' demişti... Bilgiyi onlar almışlardı. Bugün Gürsel Tekin'in açıklaması; 'Pazartesi il binasında olacağım' demesi bana o günleri hatırlattı!.. Üzülerek söylüyorum ki, bu kutsal çatıda görev yapmış, bu kutsal çatıya seçilerek gelmiş bir kişi, 'AKP'nin postalı' olmuş durumda!.. Bu yüzden bir kez daha kendisine buradan bir tavsiyede bulunmak istiyoruz: AKP'nin postalı olma!.. Darbenin maşası olma ve buraya kayyum sıfatıyla da gelme!.. Gürsel Tekin olarak geleceksen, bu çatının herkese kapısı açık, ama 'postal' olarak gelecek, demokrasiyi hiçe sayacak her kimse ona kapımız kapalı!.. Ülkede hukuk yoluyla bir darbe yapılmak isteniyor. Bu ülkenin önce İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı konuşuyor. Dün Adalet Bakanı konuşuyor. Bugün İstanbul için karar veren mahkemenin dosyası Ankara'dan isteniyor. Seçilmiş Cumhurbaşkanı adayımız Ekrem İmamoğlu bir darbe sonucu cezaevinde!.. Belediye Başkanlarımız, arkadaşlarımız cezaevinde ve Savcı diyor ki; 'delil çok' diyor!.."
Sahi, bunca olan-bitenden sonra, herkes CHP'ye vururken, önceleri CHP'nin adını 'reklâmı olmasın' diye bir tek programda ağızlarına almayanlar, bugünlerde CHP'nin kendi içindeki kavgaları körüklemek maksadıyla, hemen her programda, hiç ara vermeden konuşuyor, -aday yapılmadıkları için- partiye küsüp giden 'Mehmet Sevigen, Barış Yarkadaş, Savcı Sayan... gibi, eski dönek CHP yöneticilerini bulup, orada onları öttürüp duruyorlar!.. Yahu insanın aklı almıyor; eyy Gürsel Tekin, eyy Kemal Kılıçdaroğlu; siz hâlâ bu işin ayartına varamadınız mı, yoksa rakip partiler için, CHP'yi içten çökertmeye mi çalışıyorsunuz!? Sizler 'Kayyum' olarak partinin başına dönseniz -dönebilirseniz tabii- ne olacak!? Şu anda parti üyelerinin en az % 90'ı sizleri gönüllerinden ve defterlerinden çoktan silmiş vaziyetteler!.. Siz şu mitinglerde söylenenleri, şu sosyal medyada her gün yazılıp-çizilenleri hiç görmüyor musunuz, yoksa hepsini görüp de, 'İhanet' denilebilecek bu işleri illâ da yapmak mı istiyorsunuz!? Yarın insan içine nasıl çıkacağınızı hiç düşünmüyor musunuz!? Ne oldu size; efsunladılar mı, kiraladılar mı, zehirlediler mi!?
CHP Grup Başkanvekili Av. Ali Mahir Başarır'ın "Postal" benzetmesini çok iyi keşfetmiş değil mi? Bu tiplere başka ne denilebilirdi ki zaten!? Dün göreviniz başındayken neleri başardınız da, bugün yine o koltukları şevkle yeniden istiyorsunuz!? Sizin cenazelerinizi illâ o koltuklar üzerinden mi kaldıracağız kardeşim; sizden başka bu görevleri yapacak yeni gençleri yok mu bu partinin !? Nedir bu hırs, nedir bu sizdeki iştah, anlayabilen beri gelsin!..
08 Eylül Pazartesi gelsin, hayrolsun bakalım!.. Bakalım Gürsel Tekin beyefendi sözünü tutup da İstanbul İl Binası'na gelebilecek mi, yoksa arkasında iktidarın gönderdiği bir sürü polis-asker-eski döneklerle mi orada boy göstermeye kalkışacak? Bekleyip göreceğiz inşallah...
Bir 'Lise Mezunu' siyasetçi olan Gürsel Tekin gibiler için, bakalım Koca Yunus Emre tam 'Sekiz Asır' önce neler demiş:
"İlim, ilim bilmektir/ İlim kendin bilmektir/ Sen kendini bilmez isen/ Ya nice okumaktır!?// Okumaktan murad ne/ Kişi Hakkı bilmektir/ Çün okudun, bilmezsin/ Ha kuru bir ekmektir!..// 'Okudum, bildim' deme/ 'Çok tâat kıldım' deme/ Eğer Hak bilmez isen/ Abes yere yelmektir!.." Bunlar üzerine başka söz söylenir mi artık?..