Evet, günümüz ülkelerinin ve insanlarının başındaki en büyük belâ, maalesef bu dört sözcük ile tarif edilebilir? Tabii ki, bunlara 'eğitim, sağlık, işsizlik ve bozuk ekonomi' sözcükleri de eklenebilir ama; temelde en tehlikeli olanları bunlardır sevgili dostlar!..
Bahis, yani 'KUMAR' bunların en tehlikelisidir!.. Devrim Gazetemizde beraber yazı yazdığımız bir büyüğümüzdü, merhumun bir sözü hiç aklımdan gitmez: "Kumarda bir gece sabaha karşı 'Üç As' ile kazandığım üç apartman dairesini, ertesi günü akşam bunlarla birlikte 'Muğla Gazete Baş Bayiliğini' de, birçok arsamı da 'Üç Papaz' ile kaybetmiştim" diye anlatmıştı... İlimizin en zenginlerinden biri iken, o günden sonra bir türlü kendisini toparlayamadığını da söyler; "Kumar, dünyanın en kötü alışkanlığıdır, aman uzak durunuz!.." tavsiyesinde bulunur dururdu...
TFF Başkanı sayın İbrahim Hacıosmanoğlu, çok korkunç bir açıklamada bulundu ve dedi ki; "Profesyonel liglerde 571 aktif hakemin 371'inin bahis hesabı var. 152'si aktif olarak bahis oynuyor. Birisi tek başına 18 bin 227 kez oynadı. Üst klasman hakem 7, üst klasman yardımcı hakem 15, klasman hakem 36, klasman yardımcı hakem 94! Bunların içinde 10 hakemin de 10 Binin üzerinde bahis oynadığı, bir hakemin tek başına 18.227 kez oynadığı, 42 hakemin ayrı ayrı 1.000'in üzerinde futbol müsabakasında bahis oynadığı, bazı hakemlerin de 'tek bir seferlik maç' oynadığı tespit edilmiştir" dedi, iyi mi? Sonra yine öğrendik ki; Hakem Komitesi Başkanı'nın da bu bahis listesinde adı çıktı, ya bu nasıl !?
Allah aşkına, bunca zahmetlerle kurulan takımlardan, bunca özenle transfer edilen hocalar ve futbolcuların çabalarından, bunca gönül vermiş taraftarların desteklerinden, böyle 'Hakemlerimiz' varken hiç hayır gelir mi, kimse hak ettiği başarısını gösterebilir mi!? Bu maç için 'bahis oynayan' bir Hakemin menfaati uğruna vereceği bir 'penaltı', göstereceği bir-iki 'kırmızı kart' bütün emeğinizi alıp götürmez mi!? Bu ülkenin futbolundan hayır gelir mi artık!? Bu hakemler kimlerse, hemen tespit edilip, derhal bu meslekten atılmalı, acımasız tazminat rakamları kendilerine derhal ödetilmelidir!.. Ahlâksızlığın ve cüretin bu kadarı da biraz fazla değil mi yani !? 'Eden bulmalı' değil mi!?
Eskiden bizim ülkemiz insanlarının, -özellikle hapiste yatanlarda- ufak tefek 'esrar' içenlerinden başka bir uyuşturucu dertleri yoktu!.. Ne zaman ki Amerika 2003 yılında Saddam'ı devirmek için Irak'ı işgal etti, Ortadoğu'da göçler ve mülteci akınları da başladı... Özellikle de, 2011 yılında Suriye İç Savaşı'nın başlaması sonucunda, Türkiye'ye savaştan kaçan ilk mülteciler giriş yapmaya başladı. 252 kişilik ilk mülteci kafilesi ülkeye 29 Nisan 2011'de Hatay, Reyhanlı'da yer alan Cilvegözü sınır kapısından giriş yaptılar; ardından Afganlılar, İranlılar, Yemenli ve Somaliler de kuyruğa girdiler!.. Maalesef sınırlarımıza hâkim olamadık, bazılarına da hoşgörü gösterdik ve ülke insanlarımız her türlü uyuşturucu belâsını tanımaya-alışmaya başladı, bugünlerde kullanım yaşının 10 ile 11 yaşlarına kadar düştüğünü bizzat bu işin resmi uzmanları söylüyorlar!..
Bunlara paralel olarak, tabii ki fuhuş belâsı da birden artış gösterdi; daha birkaç gün önce Ankara'da bir hayır kuruluşu sahibini, 'Yardım karşılığında fuhuş teklif ettiğin' bizzat Suriyeli dul kadınlar polise anlatmışlardı, hatırladınız mı? Çocuk yaştaki kızların doğum sayıları da birden bu son 10 yılda çok fazla arttı...
'Döneklik' artık son günlerde iyice moda oldu: Özellikle bazı muhalefet partilerinden seçilmiş Milletvekilleri ve Belediye Başkanları, peş peşe diğer partilere ve özellikle de iktidar partisine kapağı atıp, hiçbir şey olmamış gibi keyiflerine bakar oldular!.. Seçimlerde kendilerine oy veren seçmenlerinin düşüncelerine hiç aldırmadan, utanıp-sıkılmadan, sırf kendi çıkarları için başka partilere katıldılar!.. Biz bunları 1970'li yıllarda da yaşamıştık, ama bu kadar ucuz ve bu kadar kolayca 'döneklik' yapmamışlardı... 1990'lı yıllarda bir tek DSP Afyon Vekili 'Kubilay Uygun' üç-beş haftada tam 6 parti değiştirmiş, namı 'Fırıldak Kubi'ye çıkmış, sonra bu tür olaylar biraz durulmuştu!.. Bundan böyle, nerede olursanız olun, siz döneklere kim oy verir artık!.. Sakin KOŞAR...