İlçemiz Yatağan'da 06 Ağustos 2025 Çarşamba günü erken saatlerde öyle bir santral bacaları kirliliği vardı ki, bugüne kadar böylesi hiç görülmemişti!.. Göz gözü görmüyor, herkes nefes almakta güçlük çekiyor, görüş mesafesi de neredeyse 20 - 30 metreye kadar düşmüştü!..
Halktan gelen yoğun tepkiler üzerine, Yatağan Belediye Başkanı sayın Mesut Günay basına bir açıklama yaptı ve dedi ki; "06 Ağustos 2025 Çarşamba günkü Santral kirliliği, hemen akabinde Kükürtdioksit, Azot Oksit, Partiküler Madde ve ağır metaller havamıza karıştı!.. Bu zehirli bileşenler nefes almamızı zorlaştırmakta; Astım, KOAH gibi hastalıkların yanı sıra Kalp-Damar Hastalıkları ve Kanser türlerinin artmasına neden olmaktadır!.. En çok da çocuklar ve yaşlılar bu kirlilikten etkilenmektedirler!..
Yıllardır temiz hava için mücadele ediyoruz!.. İlçemizde sağlıklı bir çevre için vatandaşlarımızla birlikte mücadelemizi sürdürüyor ve sürdüreceğiz de !.. Bu sessizlik kabul edilemez; Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımıza çağrıda bulunuyorum; 'Baca gazı arıtma sistemi devre dışı mı? Yoksa yetersiz mi çalışıyor?' Bu soruların net cevabını derhal duymak istiyoruz!.. Bakanlığımızın bu kadar sessiz kalması bizi endişelendiriyor!.. Halk olarak derhal bir açıklama bekliyoruz!.." dedi...
Okuyabildiniz mi bilmiyorum; Sözcü Gazetesi yazarı sayın Yılmaz Özdil, 22 Temmuz 2025 tarihli köşesinde "Bermuda Şeytan Üçgeni" başlıklı bir yazı yazmış, bizim Yatağan İlçemizin sorunlarını bizden daha iyi anlatmıştı, o yazıyı mutlaka bulup, okuyunuz!..
Yılmaz Özdil Şöyle diyordu: "... 1982'de Yatağan Termik Santralı açıldı... İlk aşamada 10 kadar köyü haritadan silindi!.. Santral bacasından adeta 'KANSER' fışkırıyordu: Bitkiler öldü, börtü-böcekler öldü!.. Bizzat ben de gözlerimle şahit oldum; kuşlar bile öldü, kuşlar!.. Sonra insanlar ölmeye, bebeler sakat doğmaya başladı!.. Bu Santral var ya; tam iki Milyon Evde 24 Saat ve kesintisiz 365 gün soba yakılmış kadar linyit kömürü yakıyor!.. Üstelik de, bu ülkenin en kalitesiz linyit kömürlerini yakıyor!..
1982 yılında Yatağan'da sadece iki tane 'Eczane' vardı!.. Şimdilerde ise, sanki burada 'Bir Milyon' insana yetecek kadar Eczane açıldı, Kanser ilâcı satışları da rekor kırdı!.. Eski adı 'Ahîköy Nahiyesi' olan bu yerleşim yeri, merhum 'Halikarnas Balıkçısı'nın yadigârı olan 'Yatağan'ı işte böyle mahvettiler" diyordu...
Eveettt... Şimdi sadede gelelim: Bu santral devlet elinde iken, 2.000 yılında takılan baca filtreleri çalışıyordu, İlçemizin çeşitli yerlerine konulan "Hava Ölçüm Cihazları" 24 saat görev başında, Çevre Sağlığı Ekipleri sürekli kontrollerini yapıp, sayın Kaymakamlığımıza, Belediyemize ve Basınımıza ölçüm sonuçlarını günü gününe veriyorlardı!.. Bu santral 2014 yılında özelleşip - güzelleşince, bu titiz uygulamaların hepsi tarihe karıştı!.. Neden !?
Şimdilerde filtreler çalışıyor mu, hava kalitesi ne âlemde, bize bilgi verenler neredeler, kimseler bilmiyor !? Güzelim İlçemiz bir "Koca Gidişin İçinde" bütün insanlarımızın Kanser hastalığından ölmeleri bekleniyor herhalde !?
Yukarıda sayın Belediye Başkanımız Mesut Günay'ın söylediklerini ve ünlü gazeteci-yazar sayın Yılmaz Özdil'in 22 Temmuz günkü köşesinde yazdıklarını aynen size aktardım!.. Biz kimsenin kazandığı parada, özelleştirmede, çalışan işçilerimizin emeğinde gözümüz yok!.. Biz sadece sağlıklı bir çevre ve sağlıklı bir yaşam istiyoruz, bizi yönetenlerden 'Anayasal Haklarımıza' saygı göstermelerini bekliyoruz, hepsi o kadar!.. Bu enerjinin illâ kömürle üretilmesi şart mı!? Çağdaş ülkeler gibi, biz de "Güneş ve Rüzgâr Enerjileri" üretip de, gelecek nesillerimize doğal ve temiz bir çevre bırakamaz mıyız !? Bakınız ÇİN, artık bina üzerlerine 'Kiremit' filân koymuyor, çatılarına 'Güneş Enerjisi Panelleri' koyup, evlerinde bedava elektrik üretip-kullanıyor ve sürekli de kalkınıyorlar!.. Sakin KOŞAR...