CHP'li Belediye Başkanı Murat Çalık bir kez daha cezaevine gönderildi... İki kez kanser atlatan ve dün anjiyo yapılan tutuklu Beylikdüzü Belediye Başkanı Murat Çalık, yeniden Buca Cezaevi'ne gönderildi. İBB soruşturmaları kapsamında tutuklanan, iki kez kanser atlatan ve cezaevinde 3,5 ayda 18 kilo kaybeden, dün anjiyo yapılan Beylikdüzü Belediye Başkanı Murat Çalık için adli tıp raporu beklenirken, elleri kelepçeli şekilde yeniden Buca Cezaevi'ne götürüldü...
SÖZCÜ Gazetesi'ne konuşan doktorları, Murat Çalık'ın kanserinin yeniden nüksetme ihtimalinin yüksek, değerlerinin de sınırda ve durumunun riskli olduğunu belirttiler... Çalık'ın doktoru, cezaevine yeniden sevkine ilişkin kararın İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na ait olduğunu belirtirken; cezaevi koşullarının kanserinin yeniden nüksetmesine neden olabileceğini bir kez daha vurguladı... Çalık'ın sağlık durumu gerekçesiyle tahliyesine ilişkin Adli Tıp Kurumu'nun raporu bekleniyor. Çalık'ın Adli Tıp Kurumu raporu gelmeden, Savcılık kararıyla da tahliye edilmesinin de hukukça mümkün olduğu biliniyor...
Bu konuya ilişkin konuşan Murat Çalık'ın avukatı Melih Koçhan; "Müvekkilimiz sayın Mehmet Murat Çalık, geçirdiği sağlık sorunlarının ardından kaldırıldığı hastanede yapılan tetkikler ve müdahalelere rağmen, bugün koroner yoğun bakımdan çıkartılıp, yeniden cezaevine sevk edilmiştir. Hayati risk taşıyan sağlık durumu devam etmekte olup, cezaevi koşullarında bu sürecin sağlıklı bir şekilde yönetilemeyeceği açıktır. Tutukluluğa inceleme duruşması tamamlanmış olup, halen değerlendirme aşamasındadır ve henüz bir karar verilememiştir, o kararı bekliyoruz" demiş...
Ne suç işlemiş bu Beylikdüzü CHP'li Belediye Başkanı M. Murat Çalık !? Kendi İlçesi ve insanlarını mı bombalamış? Adam mı öldürmüş !? Uyuşturucu baronluğu mu yapmış!? Başka ülke adına casusluk edip, vatanına mı ihanet etmiş, ne yapmış!? Sağlık sorunu ve yaşlılık nedenleriyle bu ülkede "Domuz bağı ile adam öldüren" dinci teröristler bile affedilmedi mi !? Başkan Murat Çalık da iki kez 'Kanser' hastası olmuş, tedaviyle kurtulmuş, şimdi de kalp sorunlarıyla uğraşıyor, adam hastalıktan başını kaldıramıyor, neden böyle insanlarımız hastane yerine alelacele hemen hapse tıkılırlar acaba!? Maazallah orada ölürse eğer, bu aileye, bu işin hesabını kim verecek!?
Bizler 1918 yılında başlayan 'İşgal Yıllarını' göremedik!.. Kurtuluş Savaşımızdan 30 yıl sonra dünyaya gelmişiz, Cumhuriyet ve Demokrasiye Geçiş yıllarında doğup-büyüyüp-yaşamış, şanslı nesillerdeniz!.. Acaba diyorum, o 'İşgal Yıllarında' da bugünkü gibi insanlarımıza zulüm ve eziyet ediliyor muydu!? Bir kısım 'Pişmanlık Yasasından' yararlanan suç işlemiş adamların iftiraları ile halkın oylarıyla seçilmiş nice görevlileri, daha deliller ortada yokken içeri attılar, aylardır iddianameleri yazılmadan, keyfi olarak içeride tutuluyorlar, bunu vicdanları nasıl kaldırabiliyor acaba?
Geçenlerde CHP Gurup Başkanvekili sayın Av. Ali Mahir Başarır şöyle diyordu: "Yahu, içeri attığınız arkadaşlarımız 'Kaçacak' diye mi böyle yapıyorsunuz? Ben sizin yerinizde olsam, bunların kaçmasını sağlardım, çünkü bunlardan tamamen kurtulmuş olur, bütün seçimleri yeniden siz kazanırsınız, bu daha akıllıca değil mi?" diyordu... Haksız mıydı yani?
Neyse... Bugünkü yazımızı bir Orhan Veli şiiriyle bitirelim:
"İçkiye benzer bir şey var bu havalarda/ Kötü ediyor insanı, kötü/ Hele bir de hasretlik oldu mu serde/Sevdiğin başka yerde/ Sen başka yerde/ Dertli ediyor insanı, dertli!..// İçkiye benzer bir şey var bu havalarda/ Sarhoş ediyor insanı, sarhoş!.." Sakin KOŞAR...