DÜNYANIN EN MEŞHUR FUTBOLCUSU KİMDİ !?

Bir İngiliz oyunu olan futbol, dünyadaki en yaygın spor olma özelliğini hiçbir diğer spor dallarına kaptırmamıştır!.. Dünyanın Batısından Doğusuna, çok az insanın yaşadığı Kuzey ve Güney Kutuplarına kadar, her yerde futbol vardır, en fazla seyircisi olan da budur!.. Efsane Brezilyalı futbolcu 'Pele' sonrasında, bu spor dalının girmediği ülke de kalmamıştı...

Şimdi başlıktaki soruya birçok insanın hemen "Pele, Ronaldo, Messi, Romario, Jozef Bican, Müller, Zidan, Becham, Ronaldinho..." dediklerini duyar gibiyim... Evet, bunların bazıları efsane olmuş, hepsi meşhur, birçoğu Gol Kralı, kimisi en yüksek paralarla transfer olmuş futbolculardır ama; ben ihtiyar dallama yazarınıza göre ne Pele, ne Messi, ne Müller... Bunların içinde bana göre en unutulmaz futbolcu; 1980-Brezilya doğumlu olan futbolcu, 'Ronaldinho' idi... Yaptığı hareketler, adeta estetik şovlar yaparak attığı goller, çok güçlü ayak hareketleri, topuk pasları, topa falsolu vuruşları, orijinal pasları, frikikleri, hiç yüzünden eksik olmayan gülümsemesi ve kimseye faul yapmaya çalışmamasıyla akıllarımızın köşelerine yerleşmişti!.. O, yıllarca futbol oynamadı; adeta ritmik danslar ederek, çok akıllıca rakiplerinden kaçarak, her pozisyonda gol attı ve takım arkadaşlarına da attırdı!.. 

Pele, Messi, Müller, Romario kadar yüzlerce gol atamadı, gol kralı da olamadı belki ama, herkese doyumsuz birer futbol oyunu sergileyerek, futbolun da bir sanat, Tanrı vergisi bir beceri işi olduğunu gösterdi!.. 2015 yılında, daha 35 yaşındayken -yani tam vaktinde- yeşil sahalara veda etti, ama oynadığı futbol görüntüleri, bugün bile İnternette müzik eşliğinde en çok izlenen görüntüler içinde gösteriliyor, onun zamanında futbolunu izleyemeyen yeni neslin de hâlâ çok hayran olduğu bir futbolcu olarak gösteriliyor!.. Ben TV'lerdeki naklen maçlarını izlerken, maç süresi olan 90 Dakikanın hiç dolmasını istemez, sabahlara kadar bu maçları sürsün isterdim!.. Çünkü onun futboluna bir türlü doyamıyorduk !.. Bu durum, bu sevgi ve beceri kaç futbolcuya nasip olurdu ki !?

Belki bana kızanlarınız olacaktır ama, özgür düşünce sahibi bir insan olarak benim görüşüm bu!.. Bazılarınız da bizim eski milli futbolcu, yeni Meclis kürsü önü boksörü olan "Alpay" kardeşimizi unutulmaz futbolcumuz olarak beğenebilirler !? Buna da saygı duyarız, çünkü ülkemizde 'özgür düşünce' olduğu sıkça söyleniyor ya !?

Neyse... Bu futbol-futbolcu meselesi bütün dünyada "Arabın Yalelli Şarkıları" gibi, bir başladı mı bitmek-tükenmek bilmez, o bakımdan bu konuyu da tadında bırakıp, yazımızı bir şiir ve bir fıkra ile bitirelim bari...

Bizim deli 'Orhan Veli'nin 1944'te yazdığı "Dedikodu" şiiri:

"Kim söylemiş beni/ Süheyla'ya vurulmuşum diye?/ Kim görmüş ama, kim/ Eleni'yi öptüğümü?/ Yüksekkaldırım'da güpegündüz/ Melahat'ı almışım da, sonra/ Alemdar'a gitmişim, öyle mi?/ Onu sonra anlatırım, fakat/ Kimin bacağını sıkmışım tramvayda!?/ Güya bir de Galata'ya dadanmışız;/ Kafaları çekip çekip/ Orada alıyormuşuz soluğu!?/ Geç bunları anam-babam, geç/ Geç bunları bir kalem/ Bilirim ben ne yaptığımı !?// Ya o Muallâ'yı sandala atıp/ 'Ruhumda Hicranım'ı söyletme hikâyesi ne !?"

Bizim Temel işsiz gezerken, bir lokanta kapısında "Bulaşıkçı Aranıyor !.." yazısını görmüş... Hemen içeri dalıp, patrona 'bulaşıkçı olmak istediğini' söylemiş... Patron tepeden tırnağa Temel'i süzüp; "Kaç yabancı dil biliyorsun evlât?" diye sorunca, Temel hemen; "Ha pen 24 yabancu dil bileyurum efendum!" demiş... Patronun kaşları çatılmış, öfkeyle Temel'e; "Ulan sen benimle dalga mı geçiyorsun, dallama!?" deyince, Temel hemen cevabı yapıştırmış; "Ula ne diye dalga geçeyum  çii, ha punu önce siz başlattunuz ama..." deyip, çıkıp gitmiş...                Sakin KOŞAR...

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI