EYVAH!.. ÜLKEDE YİNE 'MİZAH' YÜKSELİYOR !?


Hani çoğu insanımızın bildiği çok eski bir 'Padişah Fıkrası' vardır ya: Bitmez tükenmez savaşlar nedeniyle hazinesi tamtakır kalmış bir ülkenin Padişahı, akılcı 'Barışlar' yapıp da bu savaşlara son vereceği yerde, halkının üzerine birbiri ardına saldığı Vergilerle, halkını perişan ediyormuş ya ?..

Saldığı her yeni vergi sonrasında halka bunları duyuran Elçilerine sorarmış; "Yeni saldığım vergileri halk nasıl karşıladı?" deyince, Elçileri de Padişaha karşı çekine çekine ve üzüntü içinde; "Ulu Hünkârımız; insanlar dövünüp duruyor, aç-bilâç gezdiklerini, borçlarını ödeyemediklerini, toprağa ekecek tohumu bile bulamaz hale geldiklerini söyleyip, başlarını taşlara vuruyorlar efendim!.." derler, bunları duyan Padişah da; "Oh ohhh, tam beklediğim gibi, çok iyi..." der, yeni vergiler salmaya devam edermiş ya?..

Artık tahıl ambarlarının boşaldığı, ahırdaki hayvanlarından sonra, kümesteki tavuklarına ve yumurtalarına varıncaya kadar, her şeylerini vergi olarak aldıkları bir zamanda, Padişah yine Elçilerine sormuş; "Aziz halkım ne âlemde, son vergilerden sonra neler yapıyorlar?" deyince, her bölgeden gelen Elçiler, bu sefer de; "Ulu Hünkârımız siz çok haklıymışsınız; son vergilerden sonra hepsi çok memnun olmalı ki; herkes yiyip-içip-eğelenip, her yere şarkı-türkü söyleyerek gidip geliyorlar, size de dualar ediyorlar!.. Şu vergileri biraz daha arttırabilirsiniz, çünkü halkımızın keyfi çok yerinde, hepsi çok memnunlar!.." dediklerinde, bu sefer de Padişah tahtından ayağa fırlayıp; "Eyvahhh, şimdi yandık işte!.. Hemen gidin son vergileri kaldırdığımızı herkese duyurun!.." demiş ya?..

Evet, ülkedeki işsizliğe, yoksulluğa, yolsuzluğa, çaresizliğe, yasaklara ve yalanlara karşı hiçbir şey yapamayan ve dertlerine çare bulamayan halk, dünyanın her yerinde, son olarak 'Mizaha' yönelirler!.. Çünkü herkes biraz gülmek-eğlenmek ihtiyacı hisseder!.. Bu yaşanmış ve değişmez bir gerçektir!.. Zaten onun içindir ki; en önemli yazarlar, en büyük mizahçılar, en unutulmaz sanatçılar, hep böyle bunalımlarda ortaya çıkarlar, yarattıkları eserleriyle halktan da çok büyük ilgi görürler ya?!..

Bakınız; o dehşet 'II. Dünya Savaşı' ve sonrasındaki 10 yıllık DP iktidarı, ülkemizde Aziz Nesin, Sadri Alışık, Öztürk Serengil, Müjdat Gezen gibi mizahçıları ortaya çıkarmıştı... 1970'li ve 1980'li yılların siyasi bunalımında Uğur Mumcu, Bekir Coşkun, Emin Çölaşan, Rahmi Turan... gibi gazeteciler yanında, bir de Zeki Alasya-Metin Akpınar, Levent Kırca, Kemal Sunal, Şener Şen, İlyas Salman... gibi yetenekleri ortaya çıkarmıştı... 1990'lı yılların bunalımlı yıllarında ise Cem Yılmaz, Okan Bayülgen, Ata Demirer, Yılmaz Erdoğan, Şahan Gökbakar, Ali Sunal... gibi yetenekler bizleri güldürdüler...

Şimdilerde ise yeni şov yetenekleri olan Hayrettin Karagöz-'KAOS ŞOV' ile Hasan Can Kaya isimli şovmenimiz de sahnelerimizde milleti gülmekten kırıp geçiriyor!.. Sosyal Medya deseniz, çok komik 'Sokak Röportajları' ile bizleri güldürüp-eğlendiriyor... Örneğin; Elinde mikrofonla biri Sergen Yalçın'a sordu; "Dünya Şampiyonu Mike Thayson ile ringe çıksan, onu yener misin?" deyince Sergen Yalçın; "Tabii ki yenerim, adam 65 yaşında artık!" dedi... Spiker de; "Sen onun yarısı kadarsın, nasıl döversin? Onu döversen kulağını ısırır, adamın öyle bir huyu var, senin kulaklara dayanamaz çünkü!" demez mi? Sonra yolda çevirdiği yaşlıca bir kadına sordu; "Sayın Erdoğan'ın soyadı neydi teyze?" diye, teyze de sanki biliyormuş da unutmuş gibi yapıp, daha sonra da sevinçle; "Tamam hatırladım; Erdoğan'ın soyadı 'Kılıçdaroğlu' idi" diyordu... Siz gelin de bu yanıtlara gülmeyin gari şimdi...

Son günlerdeki bir başka değişim de şuydu: Artık kimse borçtan, faizden, krediden filân korkmaz oldu, herkes istediğini alıyor, yiyor-içiyor ve borçlar da katlanarak artıyor, ama insanlarımız bunu dert etmez oldular!.. Bu hiç hayra alâmet bir değişim değildir!.. Çünkü mizahın ve eğlencenin arttığı yıllar, hiç de hayra alâmet zamanlar değildir!.. Tıpkı eski Padişahın en son saldığı vergileri sonrası; "Eyvaahhh" deyip de ayağa fırladığı ve yeni vergileri hemen kaldırdığı gibi; bizi yönetenler de, toplumun bu yeni durumundan gerekli dersleri çıkarmalıdır diye düşünüyorum?.. Sürç-ü lisan eyledikse de, tarafınızdan affola...                                      Sakin KOŞAR...

YAZARIN DİĞER YAZILARI