TELÂŞA HİÇ GEREK YOK BOZÜYÜKLÜLER !?

Uzun tartışmalar sonrası, defalarca geri çekilip de, en son 24 Temmuz 2025 tarihinde yasalaşıp, Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren "Zeytinliklerin de maden çıkarılmasına açılması" hakkındaki kanun, bütün Ege-Marmara ve Akdeniz Bölgesi insanları gibi, en çok da bizim 'Muğla İlimiz Zeytincilerini" derinden endişeye sürükleyip, üzdü !.. Bir türlü cepleri ve gözleri doymayan 'Maden Şirketleri' nihayet bu yasayı da iktidara çıkartmayı başardılar!.. Siyanürle altın arayanlar, ormanları yok eden linyit ve mermer şirketlerinin doğamıza verdikleri zararlar, yakın tarihlerde kaç yerde insanlarımızı katlettikleri ve zehirledikleri hepinizin malûmu zaten... Milyonlarca siz halka rağmen, üç-beş şirketin dediği oldu ya, bunun sonucunu ilk seçimlerde bizzat görürler herhalde !?

Yasa çıktığı günden beri, bizim "Güzel Köyüm Bozüyük" adlı sosyal medya hesaplarından her gün endişeler dile getiriliyor, moraller ise bozuk!.. Bu konuyu en çok dillendiren "Baki Gencel, İbrahim Ertin, Faruk Bozüyük, Ali Irgat, Nazmi Güneş, Rifat Bacak, Hakkı Karaman, Şafak Tütüncü ile Hanife, Macide, Hamiyet..." gibi daha sayamayacağım birçok kardeşlerim müsterih olsunlar!.. Benim bildiğim Bozüyük, halkının birlik içinde vereceği mücadele ile bir tek zeytin ağacını bile bu madencilere yedirtmezler!.. Çünkü bu bizim tarihi köyün her başı belâya girdiğinde, bir kurtuluş yolu bulmuş ve ürettikleri çözümlerle bu belâlardan kurtulmayı bilmişlerdir!..

Size bazı tarihi olayları hatırlatayım: Eski köyümüz Değirmenbaşı-Han yanındayken, Sıtma hastalığından kırılıyorlarmış... 1522 yılında Rodos Seferi yapan ve köyümüzde konaklayan Kanunî Sultan Süleyman'a bu sorunu anlatmışlar, o da şimdiki yere göçmemizi istemiş, köy halkı bu salgından öyle kurtulmuştu... Cumhuriyet'ten sonra köyümüze 1929 yılında resmen ilk atanan 'Öğretmen Hacı Şükrü Bilginsoy'  Latince olan "Yeni Türkçe" harfleri çocuklara öğretmeye başlamıştı... Aynı günlerde köyde "Veba" ve "Kolera" hastalığından çok sık ölümler oluyormuş... Öğretmen Hacı Şükrü Efendi, ölenleri sönmemiş kireçle gömdürüp, herkesin evde ayrı çanaktan ve ayrı kaşıklarla yemek yemesini, herkesin havlusunu ayırmasını öğretmiş, bu iki hastalığı da kısa sürede sona erdirmişti !..

Demokrasiye 1950 yılları sonrası, Bozüyük Pazarına gelen bazı yabancılar, gece vakitlerinde mahalle aralarında sarhoş gezip, kadın ve kızlarımıza sarkıntılık etmeye başlamışlardı... O tarihte çok genç olan Hacı Faik Bilginsoy ve 6 genç arkadaşı "Altıncı Kol" adında bir ekip kurup, bu kıyıda gezenleri birkaç hafta içinde pataklayarak, bunu yapanları bin pişman etmişler, köyde düzeni sağlamışlardı...

Muğla Belediyesi 2016 yılında, Kızılcağız Ovası'ndaki 12 su kuyusuna ilave olarak, Gökpınar'dan Bozüyük Pınarbaşı kaynak suyu hattı üzerine 5 tane daha kuyu kazacaktı!.. İki köy hemen örgütlendik, Belediye makineleri çevresine önce kadınlar, önlerinde de çocuklar, ellerinde taşlarla oturdular, ama hiçbir makineye zarar vermediler!.. 7 gün boyunca hiçbir iş yaptırmadık, sonuçta çekip gitmek zorunda kaldılar, ama ben de bu direnişte 'yüz felci' geçirip, günlerce tedavi olmuştum...

Demek istediğim şu: Bozüyük tarihi geçmişi ve kültürün beşiği olan bir köydür!.. Yaratıcı insanları her dönemde çıkıp, her türlü problemi çözmeyi bilmiştir!.. Yeni Maden Yasası çıkmış, zeytinlikleri hiçe sayarak, 57 adet köyün altını-üstüne getirmek isteyebilirler!? Tıpkı Bozüyük halkı gibi, diğer çoğu yerleşim yeri halkının, bu işe bir çözüm bulacağını umut ediyorum!.. Çok iyi biliyorum ki, demokrasilerde çareler tükenmez!.. Yukarıda bunlardan bazılarını yazabildim!.. Bunların hepsi gerçek, hepsi yaşandı, tarih tarih de notlara geçmişti... Yazımızı, ünlü siyasetçimiz, merhum Süleyman Demirel'in bir sözüyle bitirelim:

--"Silâh satan biri, hiç Barış ister mi?

--İlâç satan biri, hiç Sağlık ister mi?

--Din tüccarı, hiç İlim ister mi?

--Hırsız olan da, hiç Hukuk ister mi gardeşim !?"                        Sakin KOŞAR...

YAZARIN DİĞER YAZILARI