ÜNİVERSİTENİN ADINI DA DEĞİŞTİRİN BARİ !?

 

                      ÜNİVERSİTENİN ADINI DA DEĞİŞTİRİN BARİ !?

"İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi!.." Çiğli tarafındaki bu üniversitemizin haberini, 25 Şubat 2021 tarihli gazetelerinde içimiz burkularak okuduk!.. Bu bilim ve eğitim kurumları ne hallere düşürülmüş böyle? 'Sayıştay' raporunda; Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Dişçilik Hizmetleri bölümünde iki öğretim görevlisi kadrosu bulunurken, bunlara Rektör Yardımcılarının kızları atanmış... Bir Akademisyen eşine, 90 puan alan aday yerine, 35 puan daha az puan alan akrabaya kadro verilmiş...

Sayıştay diyor ki; "Objektif ve denetlenebilirlik ilkelerine riayet edilmemiş, işe alım ilânlarında belli bir kişiyi çağrıştıran şartlar istenmiş..." diye rapor ediyor!.. Peki, bunun araştırması ve gereği yapılıyor mu? Eğer bu Sayıştay'ın raporları bir işe yaramıyorsa, bu kurum ve kuruluş çalışanlarına ne diye bizim vergilerimizden maaş ödeniyor!?

CHP İzmir Milletvekili Mahir Polat; "Binlerce vatandaşımız sınavlarda ter dökerek daha fazla puan alıp, kadrolara alınmazken; birileri bu kadrolara sınavsız geliyor, işe alınıyor!.. 'Kul Hakkı'ndan bahsedenler, eş-dost-akraba atamaları için kul hakkı yiyorlar!.." diyerek, TBMM'ye verdiği soru önergesine, bu Kâtip Çelebi Üniversite'sinin Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse şu resmî cevabı gönderiyor:

"Şube Müdürlüğü'nden daha üst görev niteliğinde bulunan kadroların 16'sının Şube Müdürlüğü kadrolarına sınavsız olarak atamasının yapıldığı; Rektör, Rektör Yardımcısı, Dekan ve Öğretim Görevlileri arasında tespit edilebilen 27 kişi arasında akrabalık bağı bulunduğu görülmüştür..." diyor, iyi mi?

Hay bre maşallah, 27 aile bireyi ha!? Bence bu sayı daha da fazladır da, belki gözden kaçanlar olmuştur, bir daha sayılması uygun olur!.. Burası halkın vergileriyle kurulan, tarafsız, devletin ciddi atamalar yapması gereken bir bilim ve eğitim yuvası mı, yoksa bir ailenin veya şarkıdaki gibi 'Ali Baba'nın bir çiftliği midir!? Adını da; "Bizim Aile Üniversitesi" koyun bari? Siz bu kurumlara sınavsız adam alacaksanız, ne diye sınavlar yapıp, elin gençlerinden sınav paraları filân alıyorsunuz ki? Eşkıya insanı dağda soyar, siz milleti sınavlarda mı soyuyorsunuz yoksa!?

Hepimiz zamanla çocuklarımızı okuttuk, bir meslek sahibi olmaları için dershanelere ve özel hocalara dünyanın paralarını döktük, hâlâ da aileler bu paraları harcıyorlar!.. Üniversite bitiren çocuklarımız, işe girme sınavlarında en yüksek puanları alıyorlar, sonra da "İş Yok" denilerek 'Genç İşsizler Ordusu'na katılıyorlar!..

Artık durum buysa, çıkın da açıkça söyleyin bari; "Her üniversite bitirene, her yüksek puan alana iş vermek zorunda mıyız!?" deyin bari... Şu geçim sıkıntısı arifesinde, bu aileler "üniversite sınavı-okulu-iş sınavı" gibi lüzumsuz yerlere para harcamasın, çocuklarımız 4-5 sene okuyoruz diye, Yunus Emre'nin dediği gibi, oralarda "Abes yere yelmesinler" bari... İlkokulu bitirince bir ustanın (Berber, Terzi, Demirci) yanına çıraklığa verelim, bir meslek öğrensiler bari, ne dersiniz ha!?

Üstat Orhan Veli Kanık, Nisan-1940'ta yazdığı 'Güzel Havalar' şiirinde şöyle diyordu:

"Beni bu güzel havalar mahvetti/ Böyle havada istifa ettim/ Evkaftaki memuriyetimden!/ Tütüne böyle havada alıştım/ Böyle havada âşık oldum/ Eve ekmekle tuz götürmeyi/ Böyle havalarda unuttum!/ Şiir yazma hastalığım/ Hep böyle havalarda nüksetti/ Beni bu güzel havalar mahvetti!.."

Yıllardır ülkemin o güzel havaları bozuldu, Şairin zamanındaki gibi iyi bir hava yok ki, biz de bozulalım!? Bizi de bu kötü havalar mahvetti!..                     Sakin KOŞAR...

YAZARIN DİĞER YAZILARI