30 Kasım 2025 Pazar günü haber merkezlerine düşen bir haber, bütün dünyayı şoka uğrattı!.. Deniliyordu ki; "3. Dünya Savaşı 89 saniye sürecek!.. Pentagon: '2027'ye kadar hazır olun" dedi... Yani, yaşam süremiz sadece 'bir dakika 29 saniyede' son bulacak!..
Dünya, Soğuk Savaş sonrası en tehlikeli eşiğe mi giriyor? ABD'nin derin strateji dehlizlerinden gelen Pentagon ve RAND raporları, 2026-2027 tarihlerini "büyük güçler arası sıcak çatışma" riskinin zirve yaptığı kritik bir pencere olarak işaretledi. Çin-Tayvan gerilimi ve Rusya-NATO çatışması merkezli bu raporlar, nükleer silah kullanımı riskini şok edici bir seviye olan 'Yüzde/ 48' olarak gösteriyor. Olası bir küresel nükleer savaş durumunda 'dünya 89 saniyede yok olabilir' denildi... (Haber-Hüseyin Biçe...)
Bilim insanlarının Kıyamet Saati'ni yok oluşa 89 saniye kala olarak güncellediği bir dönemde, askeri uyarılar ile Papa Leo'nun İznik'ten verdiği "hazır olun" mesajının kesişmesi, küresel domino etkisinin an meselesi olduğunu mu gösteriyor?..
Bu tehlike çanlarının merkezinde iki büyük fay hattı yatıyor: Çin'in Tayvan'a yapacağı o kaçınılmaz, ani hamle ve Doğu Avrupa'da Rusya-NATO geriliminin kontrolden çıkışı... Dünya düşünce kuruluşları, "Savaş Kesin!" diye ifade etmiyor, ancak masadaki rakamlar, tüm insanlığın uykularını kaçıracak cinsten!.."
Evet, dünyaya servis edilen haber aynen yukarıdaki gibiydi... İnsanlar olarak yaşayabildiğimiz tek dünya, şu üzerinde yaşadığımız dünyadır!.. Kısıtlı imkânlarımızla zaman zaman bazı gezegenlere gidip, orada insan yaşamına uygun olan yerleri hâlâ arıyoruz, ama bir türlü bize uygun bir yeri henüz bulamadık, değil mi?
Bilim insanlarımız uzun zamandır uyarıyorlar; "Atmosferimizi kirletmeyelim, onu ısıtmayalım, şu lânet olası atom-hidrojen-nötron bombası denemelerinden vazgeçelim, havadaki azot-karbondioksit-kükürt-dioksin-furan-arsenik oranlarını düşürelim, bunlar yüzünden aşırı kirlettiğimiz atmosfer ısındıkça, Kuzey ve Güney Kutbu buzullarını aşırı şekilde eritiyor, dünyamızda yaşam koşullarının sonunu getiriyoruz" dediler... Peki dinleyen kim !? Sorunu en çok dile getiren gelişmiş ülkeler, ama atmosferi en çok zehirleyen-ısıtan ülkeler de onlar değil mi? Nükleer bombaların sadece kendilerinde olmasını isteyip, başka ülkelere yasaklayanlar da aynı ülkeler değil mi? Peki, dünyada ilk 'Atom Bombasını' Japonya'ya atan kimdi? Şimdilerde bunu kontrol etmeye çalışan ABD değil miydi?
Peki, bundan önce 'Dinamiti' bulan kimdi? 1833 yılında İsveçli Alfred Nobel değil miydi? Bu bilim insanı sadece yol yapımında, kayaların tahribinde kullanılması için bulmuştu, ama biz insanlar bunu savaşlarda kullanıp, topluca insan katletmeye başlayınca bu icadından çok pişman olmuş, adına ödüller koyarak kendini affettirmeye çalışmıştı değil mi? Peki, atomu ilk parçalayan kişi kimdi? Roma'da 1934 yılında Enrico Fermi idi... Bunu ilk 'Atom Bombası' olarak icat eden kimdi? Yahudi kökenli bir Amerikalı olan Robert Oppenheimer idi ve 1945 yılında bu iki bomba Japonya'nın Nagazaki ve Hiroşima kentlerine atılmış, yüz binlerce kişiyi öldürmüş, bir o kadarını da sakat ve hastalıklı bırakmışlardı!..
Önceleri sadece ABD'de olan bu Atom-Hidrojen-Nötron Bombaları, artık Rusya-Çin-Hindistan-Kuzey Kore-Pakistan-İngiltere-Fransa-İsrail gibi ülkelerin ellerinde de bulunuyor!.. İran'ın ise henüz yapmayı başarıp-başaramadığı bilinmiyor? Yani, ortalık karıştığında kimin, ne halt edeceği de kestirilemiyor!? Onun için yukarıda verdiğimiz haber, bir tehlike, dünyanın bir sona ulaşım haberidir ve çok önemlidir!.. Yani şu anda söz sahibi dünya liderlerinin ahval ve şeraitleri düşünüldüğünde, bizleri hiç de hayırlı günler beklemiyor!.. Sakin KOŞAR...