Evet, bu konuda bize en iyi akılı, ünlü mizahçımız sayın Müjdat GEZEN, Cumhuriyet Gazetesi'ndeki köşe yazısında şöyle vermişti: "...Bence de Yeni Anayasa hemen yapılmalıdır!.. Ancak, Yeni Anayasamız 'TEK MADDEDEN' oluşmalı o madde şöyle olmalıdır:
'Madde-1 : Baştaki kişi, her konuda ülkeyi yönetmekte tek yetkilidir ve hiçbir sorumluluğu da yoktur!.. İş bu Anayasa, bu madde de dahil olmak üzere, tek bir maddeden ibarettir!..' Herkese hayırlı olsun!.." diyordu vesselâm...
Yok yookkk... Ben bugün size siyasetten, iktidar veya muhalefetten, işsizlikten, ekonomiden, enflasyondan... filân bahsedip de kafanızı asla şişirmeyeceğim!.. Mizah Ustamızın yazısından sadece bir alıntı yapıp, sizleri bu konuda bilgilendirmek istedim, hepsi bu!.. Bu fakir, bugün sizin neler yaptığınızı sorup, kendi yaşantımdan da kısaca bahsederek, sadece birazcık sohbet edecek!.. Ben ne hukukçuyum, ne ekonomistim ve ne de siyaset uzmanıyım!.. Hasbelkader yerel bir gazetede bir köşe kapmış, her gün bir şeyler uydurup, size yutturuyorum, o kadar!.. Yoksa, siyaset ve hukuk gibi tehlikeli işlerle benim ne ilgim olabilir ki? Zati 'Silivri' yeterince kalabalıklaştı, bana ihtiyaçları yok ki!..
Efendim; bendeniz her gece yatmadan önce rahat uyuyabilmek için cep telefonuma kaydettiğim; Müzeyyen Senar'ın "Geceler"; Seranad Bağcan'ın "Mağusa Limanı" ve Songül Güler'in "Dağlara mı Yazdın?" şarkılarını dinler, kuzu gibi yatarım... Her sabah saat '07.00'de kalkar, bir bardak suyumu içerek; Petar Mark'ın akordeonundan "Bella Ciao"; Dana Winner'ın "Woman İn Love" müziklerini ve Daria Pacheva'nın "Latin Dansını" internetten izler, kahvaltımı öyle yaparım...
Şayet kahvaltı sırasında tam '54 yıllık' sevgili eşimle ağız tadıyla yeteri kadar kavga edememişsek eğer, hemen kahvaltı sonrasında TV'de hangi programı izleyeceğimiz konusunda kıyameti kopartırız!.. Benim favori programlarım tabii ki 'Sabah Haberleri' olur, bizimkinin izlemek istediği programlar ise; ya bir yemek yarışması veya bir 'Müge Anlı-Seda Sayan-Nihat Hatipoğlu' ile Astroloji programlarıdır!.. Yani, bu kadar lüzumsuz konulara kadınlarımız tarafından neden bu kadar rağbet edilir, bir türlü anlayabilmiş değilimdir!?
Neyse... Kahvaltı ve sabah kavgası faslı bittikten sonra, gazetelere bir göz gezdiririm, ilginç bulduğum haber ve yazarları okur, demlikteki çayın son damlasına kadar içerim!.. Hani çok tiryaki filân olduğumdan değil de, 'eşek yüküyle' para verip de aldığımız çaylar yabana gitmesin, dökülmesin diye içerim... Sonra bilgisayarımın başına geçip, eksik yazılarım varsa tamamlarım... Saat 11.00 veya 12.00'ye gelmiş olduğundan, tıraşımı olur, dışarı çıkarım...
Pazartesi ve Perşembe günleri önce gazetemiz 'DEMEÇ' e uğrar, ertesi günü çıkacak yazılarımı verir, yapacak işi yoksa biraz patronla muhabbet eder, önceden kalmış ve bugüne sarkmış yarım kavgalarımız varsa onu bitirir, gazeteden ayrılırım... İlk durağım bizim 'Terzi Osman'dır... İlçede, yurtta ve dünyadaki yeni gelişmeleri konuşur-tartışır, Manav Mehmet'e uğrarım... Birbirimizin bozuk saatlerini orada tamir eder, "Çözüm Cafe" işletmecisi Mustafa'ya uğrarım... Davut, Nahit, Yaşar ve İskender oradalarsa, çaylarımızı orada içer, her konudaki muhabbeti yapar, her gün cebime konulan listeye göre alışverişimi yapar, Kahveci Ercan'ın oraya uğrarım... Bizim Emekli Veteriner Mehmet Bey orada ise, bir de oraya park eder, güncel dedikodumuzu yapar, kalkarız!.. Bu sürede saat de zati 16.00 veya 17.00 olduğu için, pidelerimizi alır eve döneriz !.. Hiç ısrar etmeyiniz, sonrasını söyleyemem!..
Benim rutin yaşamım böyle geçiyor dostlar!.. Ya sizinkiler nasıl geçiyor, neler yapıyorsunuz? Şimdiye kadar bu yazılarımla ilgili olarak, bazı telefon aramaları dışında, sizden sosyal medyada pek fazla ileti alamadım... Anlatacağınız veya itiraf edeceğiniz bir şeyler varsa eğer, hemen bana yazabilirsiniz!.. Çok iyi bilirsiniz ki, biz gazetecilerden asla sır çıkmaz, sadece İlçemiz dışında da kimseler duymaz!.. Benim adım Hıdır, bugünlük diyeceklerim sadece budur!.. Hadi gari bana eyvallah... Sakin KOŞAR...