EZDA'NIN ÇOCUKLARI


Yetmiş üçüncü defa

Sıcak bedenler düşerken toprağa

Ölümden kaçar çıplak ayaklar

Silahın ucunda kanla yıkanır öfke

Bir çocuk çığlığı saplanır kara toprağa

            Ey Ademin kanlı soyu, yaratılan tüm mahlukatın en soysuzu insan!

            Döktüğünüz kanların suladığı yeryüzüne mahkum edildiğinizi bilmiyor musunuz?

Yukarıdaki satırlar, Dibeklihan'daki bir etkinlikte tesadüfen tanıştığım yazar arkadaşım Sevim Sewe Ünal'ın yazdığı 'Ezda'nın Çocukları' adlı romanından alıntıdır. Dibeklihan sonrası yine Akyarlar'da bir etkinlikte bir araya gelerek kitaplaştık. Ezda'nın Çocukları adlı eserini geçen hafta içinde hüzünle okudum. Ezidiler'in çektikleri acıları, çileleri okudukça etkilendim. Yazar, 2014 yılında Suriye-Şengal bölgesindeki katliamlara duyarsız kalmamış, kaçıp kurtulmayı başaran ve Almanya'nın Celle kentine yerleşmiş kişilerle bağlantı kurarak kendileriyle röportajlar yapmış ve topladığı ayrıntılar ışığında Ezda'nın Çocukları adını verdiği bu romanı oluşturmuştur. Kitabın ilk baskısından elde ettiği geliri Türkiye'de kamplarda kalan Ezidi kadın ve çocuklara bağışlamıştır. Baraka Yayınevi tarafından basımı yapılan bu güzel eseri mutlaka okuyunuz. Tavsiye ediyorum. Yazarın edebi dili güzel, harika ve insanı heyecana sürükleyen akıcı bir tempoda yazdığı için de okunaklı. Kalemine sağlık. Kutluyorum.

             Sevim Sewe Ünal, 1991 yılında, sanatla ilgili hayallerinin peşinden giderek Belçika'ya göç etti. Yedi yıl boyunca İngilizce ve Hollandaca dil dersleri aldı ve aynı dönemde Berchem Akademisi çizim atölyesinde modern resim eğitimi alarak 1994 yılında mezun oldu. Beş yıl boyunca Berchem'de açtığı atölyede resim çalışmalarına devam etti. 1999 yılında bir gurup arkadaşla Sesimiz Tiyatro'sunu kurdu. Senaryolar, oyunlar yazdı ve sahneledi. Resim ve heykel çalışmalarına dönmek adına tiyatroyu bıraktı. On yıl boyunca farklı gazetelerde köşe yazarlığı yaptı. Sanatçının, ''Ezda'nın Çocukları'', ''İspanyol Komşu'' ve Hollandaca ''Een Paar Vleugels'' adlı üç kitabı, birçok tiyatro oyunu, öykü, şiir, düzyazı ve makaleleri bulunmaktadır. Sewe, ressam, heykeltıraş ve yazar olarak Antwerpen şehrinde yaşıyor.

         Roman, Ezidi Merksas ve eşi Adar'ın hayat öyküsüyle başlıyor ve devam ediyor. Olaylar genelde katliamla son buluyor. Ezidileri taptıkları, inandıkları yüce 'Melek Tavus' bile yardım edemiyor. Gözü dönmüş terör gurupları emperyalistlerin oyunuyla halkları birbirine düşman ederek kıyım yapıyorlar. Ortadoğu'nun acı gerçeklerini bu romanda göreceksiniz, okuyacaksınız. Geceleyin birer mücevher gibi parlayan iri yıldızların altında yaşlıların bedduaları, çocuk ağlamalarına, kadınların havar seslerine karışıyordu. ''Havar yüce Ezda, havar (imdat kurtarın), diye yalvarıyordu kaçışanlar ve bu yakarışları kimse duymuyordu. Şengal Dağlarında savaş devam ediyordu. Ezilerin katliamına sessiz kalınıyordu.

        Romanın editörlüğünü yapan yazar arkadaşımız Zerrin Oktay'a da teşekkür ederiz. Kitabı mutlaka edinin. Öneriyorum.

           

           

YAZARIN DİĞER YAZILARI