EKONOMİSİNİN ÇÖKERTİLMESİ BASKISI ALTINDA TÜRKİYENİN İSTEDİĞİNİ YAPAMAMASI
Öcalan silahların bırakılması ve PKK'nın kendini sonlandırması için PKK'ya çağrıda bulundu. Bu çağrıda İran ve Suriye PKK'larından söz edilmiyor. Bu çağrıda değişik ülkelerde ki PKK örgütlerini birleştiren çatı kuruluşu KCK'ye de çağrı yok. YPG çağrı bize değil diyor, haklılar. İran PKK'sı PJAK ve KCK'dan ses çıkmadı. AKP ise YPG ve SDG'yi belirleyerek silah bırakacaklar diyor. Silah bırakmayanlara harekat yapacağız diyor. ABD'nin, Beşar Esad ve Deyrezor Araplarının saldırılarından uçaklarla koruduğu SDG'yi koruyacağı kesindir. Türkiye, Suriye sınırı boyunca düşündüğü 30 km. eninde ki güvenlik şeridini gerçekleştirmeye kalktığında Trump telefonda Erdoğan'a "Aptal, ekonominizi çökertirim" deyince Erdoğan operasyonu durdurmuştu.
PKK'ya çağrısında "Aşırı milliyetçi savruluşun zorunlu sonucu olan; ayrı ulus devlet, federasyon, idari özerklik, kültüralist çözümler tarihsel toplum sosyolojisine cevap olamamaktadır. " diyen uluslar arası, önder Kürt milliyetçisi Öcalan, bu usta işi saptamayı, Suriye'deki YPG'ye neden söylemez.
PKK, kongre toplayacak ve; " Bu kongreyi Öcalan burada bulunarak yönetmeli. Mecliste süreç için bir komisyon oluşturulmalı. Demokratikleşmede siyasi ve hukuki boyutun tanınması gereklidir. Bunlar olmadan silah bırakılamaz." demekte. Kürtler'de AKP'ye karşı bir güvensizlik de olduğu anlaşılıyor. Böyle düşünmemeliler. Siyasi ve hukuki boyutun ne olduğu biraz belirsizdir, açıklanmalıdır. Amaç demokratikleşmenin yapılmaması ise DEM Parti anayasa oylamasında anayasada demokratikleşme yer almazsa oyunu yeni anayasa için kullanmaz.
AKP pazarlık yapılmadı diyor ama Hüdapar Başkanı Yapıcıoğlu: "Öcalan'la görüşmeler bir yıl önce başlamış. Silahlar nereye bırakılacak? Bırakanlar nereye gidecek? Bu mekanizmalar üzerinde çalışılmış. Irak ya da Suriye'de teröristler için bir kamp kurulması, üst düzey yetkililerin Avrupa'ya gönderilmesi konuşulmuş. ABD süreçte yer alıyor." dedi. Özgür Özel de " Görüşmeler bir yıl önce başlamış. Görüşmeleri dört kişilik bir heyet yapmakta. Yargıtay'dan üyeler ve yüksek hakimlerden 20 üzerinde hukukçu süreç üzerinde bir çalışma yapıyor." diyor.
Şu anda Türkiye olarak PKK'nın kongreyi toplamasını ve silahları teslim etmeye başlamasını beklemekteyiz. Öncelik PKK'da.
Kürtler, Kürt kimliğinin Anayasa'da tanınmasını istiyorlar. Madde 66: "Türk devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk'dür." Bu tümce insanda biraz mantık dışı olma duygusu uyandırıyor. Burada ülkede ki tüm milliyetleri saymak ve herkes Türk'dür demekten vazgeçmek gerekir. Ben bu milliyetlerden kişilerin Türk olduklarını düşünmüyorum. Türkiye ve Türkiyeli denmeli ya da bu maddeden tümüyle vazgeçilmelidir. Çok da önemli bir madde olarak gözükmüyor zaten.
PKK'nın sonlandırılacağı düşüncesi Batıyı üzmedi. ABD, terör sonlanacağına göre Türkiye YPG ve SDG konusunda rahatlamalıdır dedi. Ama Türkiye YPG'yi bugünün teröristi olarak değil geleceğinin teröristi olarak görüyor. Ve bunun böyle olacağı çok kesin. Biz malımızı tanırız.
AKP siyasal İslamcı bir parti olarak demokratikleşemez. Kürtlerle demokratikleşmede uyuştuğu görülüyor. Şu an bu nedenle bir düşünce ve eylem çatışması arasında kaldığı görülüyor. Önümüzde ki aylarda Kürtler engellenmeyecek, hukuk baskısı altında kalmayacak, Türkler engellenecek, tehdit edilecek ve hukukdan uzak yaşayacaktır. AKP'nin çözümü böyle olacak.