İMAMOĞLU ŞU AN BELEDİYE BAŞKANLIĞINDA OLABİLİRDİ

İMAMOĞLU  ŞU  AN  BELEDİYE  BAŞKANLIĞINDA  OLABİLİRDİ

Özgür  Özel'e  bir saldırıda bulunan Tengioğlu büyük bir cezadan kurtulma düşüncesiyle, önceden tasarladığım bir olay  değildi,  karşılaşınca elim kendiliğinden havaya  kalktı  ve vurdum dedi. Tengioğlu,  Kürt  değil  ama ölen  DEP Partili Süreyya  Önder'i  sevdiği  için  O'nun anma  törenine geldiğini  söyledi. Aslı yok. Tören yerine geldiğinde Atatürk Kültür Merkezine girmemiş, iki saat dışarıda ve protokol kapısı önünde durarak beklemiş.

Tengioğlu'nun eli kendiliğinden havaya kalkmış değildi, bu olası değil, kendiliğinden kalkan elin birine vurulacağı,  bu da olası bir iş değil. Tengioğlu, olayın ardından kendine sorulan 'Sen kimsin?' sorusuna 'Ben Osmanlı'yım' diye cevap veriyor ve olay ortaya çıkıyor. Tengioğlu,  Cumhuriyet   Yönetimimiz,  özgürlükler  ve  demokrasi  karşıtı olan biri. Bir siyasal  İslamcı  olduğu açık. Özel'in   gazetelerde  çıkan  demokrasi  çabalarını gördükçe O'na  öfkeleniyor  ve  O'nu  cezalandırmaya karar veriyor. Çünkü o, kendi iki çocuğunu öldüren yani, kendini denetleyemeyen biri.

Tengioğlu  önemli  bir cezayla  karşılaşmamak için yumruk  vurmuyor, fotoğraflara bakın, parmakları açık olan eliyle Özel'e tokat atıyor. Yapılı biri olduğu  için  Özel'in  onun  tokadından etkilenmiş olması  doğaldır.  AKP  iyi niyet  gösterilerinde  buluna  dursun, o  hapse  girmeyecek gibi görünüyor. Olayın hafif olduğu ve kişinin ruh sağlığının tam olmadığı ileri sürülecektir. CHP'nin  önceki   Başkanı  Kılıçdaroğlu   benzeri  bir saldırıya uğradığı için Parti'nin,  korumaların, yürümelerde bile nerelerde yer  tutmasını  yöntemli  olarak belirlemesi  ve bunu devamlı uygulaması gerekir.

Özgür  Özel'in  devlet  başkanı  adaylığının zamansız olarak önceden  belirlemesinin  yanlış bazı sonuçlara yol açtığı görülüyor.  Devlet başkanı adayının belirlenmesi yapılmamış olsaydı İmamoğlu şu an belediye başkanlığında olabilirdi. Özel'in,  Mansuroğlu  ve  Yavaş'tan  birinin cumhurbaşkanı  diğerinin başbakan olacağı biçiminde bir görüşünü duyurması, Erdoğan'ın,  "Cumhurbaşkanlığı yolunda  bakalım daha kaç CHP'li telef olacak" yönündeki açıklamasını getirdi. Bu açıklama, Erdoğan'ın,  Özel'in  kendini  adaylıkta tek  bırakma çabası içinde olduğunu  görüp keyiflendiği  diye de düşünülebilir, ancak bu düşünüş çok etik bir suçlama olduğu için,  Özel  dikkatli olmalıdır.

Polonya Dış İşleri Bakan Yardımcısı Radwan "Türkiye'nin AB'ye üyelik  sürecinde  iktisadi, politik  konular  ve değerler göz önünde bulunduruluyor. Ama tango için iki kişi gerekli.  Türkiye kendine düşenleri yerine getirmeli." dedi.  Bu  onların  görüşü,  bizse yıllardır iktisadi, politik konular  ve değerler  açısından  Avrupa'nın  bize benzemesini  bekledik.  Bizden  çok  uzak oldukları  çok açık. Bunca  yılda benzemek  için hiçbir çabada bulunmadılar.

Şakamız bir yana, ama hayret,  AB'ye üye olma isteğimiz sürüyor gibi görünüyor.  AB  ülkeleri,  Trump'ın,  yeterince savaşa hazır olmadıkları için onları savunmayabileceği  eleştirisi  ve  onun  dostça bulmadıkları  vergi  istekleri  üzerine,  ABD'ye nazlanma amaçlı olduğu açıkça anlaşılan, NATO'dan ayrı bir Avrupa güvenliği örgütlenmesi düşüncelerini  ileri sürmekteler.  AB'ye  girmemize  yarayacağını düşünerek  Hükümetimiz,  Avrupa güvenliği  örgütlenmesine katkıda bulunmak  istediğimizi  bildirdi. Bu  nedenle  bizi,  şimdi kesin,  AB'ye alacaklardır, gene şakamız  bir yana olsun.  Avrupa ülkelerinin iki ayrı  örgütün  giderlerini  karşılayamayacağı  ve bunun gerçekleşmeyeceği  kolaylıkla  görülebilir.

Sözümü  Uğur  Dündar'ın  Sözcü'de  yayınladığı  "Hiçbir başarının cezasız kalmadığı yalnız ve güzel  Ülkem" sözüyle bitiriyorum.

 

 

 

 

               

YAZARIN DİĞER YAZILARI