İRANDA Şİİ HASAN SABBAH 1037-1124 VE Şİİ NİZARİ İSMAİLİYE DEVLETİ 1090-1256 & SELÇUKLULARIN BİR ÖZETİ


Büyük Selçuklu İmparatorluğu Melikşah döneminde zirvede iken karşısına çok büyük bir tehdit ortaya çıktı Hasan Sabbah. Selçuklu devletini kuranlar Müslümanlığın suni Hanefi mezhebindendi. Hasan Sabbah Müslümanlığın Şii Nizari İsmaili mezhebinden idi. Aralarında çok ciddi görüş ayrılığı vardı. Daha önceki savaşlar Müslüman devletler arasında hakimiyet kurmak içindi. Bu defa durum mezhep çatışmasına dönüştü. İki mezhep diğerini düşman bildi.

Hasan Sabbah hakkında çok çelişkili bilgiler bulunmaktadır. Hasan Sabbah kendi ifadesine göre ailesi Yemen'den İran'a gelmişlerdir. Bir kaynağa göre Şiiliğin merkezi Kum kentinde başka bir kaynağa göre Rey kentinde doğmuştur. Babası Ali bin Muhammet Şiiliğin önde gelen liderlerinden biriydi.

Hasan Sabbah gençliğinde Şii inancını benimsemiş bunun için Şii Fatımi halifelerinin merkezi Mısır da Kahire'ye gitmiş orada eğitim almıştır. Oradan tekrar yaklaşık 1081 yılında İran'a dönmüş Şii inancını yaymak için tüm İran'ı dolaşmıştır. 1090 yılında Alamut Kalesi'ni ele geçirerek Şii Nizari İsmaili devletini kurmayı başarmıştır.

Selçuklu Sultanı Melikşah ve veziri Nizamülmülk Hasan Sabbah çok büyük bir tehdit görmüş kaleyi yok etmek seferler düzenlenmiş ama başarılı olamamışlardır. Üstüne üstlük Nizamülmülk 1092 tarihinde Hasan Sabbah tarafından gerçekleşen bir suikastla öldürülmüş ve aynı yıl Sultan Melikşah'ın ölümü Büyük Selçuklu Devletini kaosa sürüklemiştir.

Hasan Sabbah'ın suikastlar için kurduğu teşkilat ve pek çok suikast düzenleyen Haşhaşiler olarak adlandırılmıştır. Haşhaşiler batılı kaynaklarda "Assassin" olarak bilinir.

Hasan Sabbah Alamut Kalesinde hüküm sürmüş, burasını merkezi üs olarak kullanmıştır. Başka Kaleleri de ele geçirmiştir. Hasan Sabbah terörist eylemleri yanında kendini yetiştirmiş matematik astronomi bilen bir kişi olduğu bilinmektedir.

Hasan Sabbah 1124 yılında Alamur Kalesinde ölmüş, kurduğu Şii Nizari devlet 1256 yılında Moğol Hükümdarı Hülagü Han tarafından ortadan kaldırılmıştır.

Ancak Nizari İsmaililik bugüne kadar gelmiştir. Son İmamı Kerim Ağa Han idi.

SON OLARAK BÜYÜK SELÇUKLU DEVLETİNİN BİR ÖZETİ

İran'da Büyük Selçuklu devleti kuran hanedan Oğuz Türkleri Kınık boyundandır. Kurdukları Selçuklu Devletleri İran'ın dili Farsçayı resmi dil kabul etmiş Fars kültürünü benimsemiştir. Dini yönden Arapça kullanılmıştır. Türkçe ise resmi olmayan bir alt dil olarak kalmıştır. Selçukluların Türk dili ve kültürüne bir katkısı olamamıştır.

Büyük Selçuklu devletinin mezhebi Suni Hanefi mezhebidir. Hasan Sabbah olayında görüldüğü gibi Şii mezhebi karşısına çıkmış bu mezhebin sonunu getirmiştir. Daha sonraki olaylarla da Şii mezhebi ister başta Fars ister Türk ister başkası olsun İran'ın büyük çoğunluğunu kazanmıştır. Bugün de İran'ın önde gelen kimliği Şİİ oluşudur.

Buna Karşılık Anadolu Selçuklu Devletinde de resmi Farsça olmuş, İran'ın aksine Suni Hanefi merkezinin kalesi olmuş sonradan gelen göçlerle Farsça önemini kaybetmiştir.

Özetle Türkçeyi ve Türk geleneklerini Göktürklerden sonra tekrar canlandıran Türkiye Cumhuriyeti olmuştur. Atatürk'ün sözü "Ne mutlu Türküm diyene" her şeyi özetlemektedir.

 

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI