KORONA DESTANI
   
   
  açıldı oyun kâğıdı gibi korona kartı 
  bir de tarih düşürdü kargacık burgacık
  zar zor okunuyor iki bin yirmi martı
   
  sen git buralardan sevdalı martı
  sen git buralardan uzak sulara doğru
  kör olası açlıktan kırılacak sanki memleket
  ömründe aptallığına doymuyor insanoğlu 
  ekmek makarna bulabilene aşk olsun 
  sen git buralardan sevdalı martı
   
  açıldı oyun kâğıdı gibi korona kartı
  insanlık dersinden sınıfta kaldık 
   
  dolanıyor sokaklarda yersiz yurtsuz 
  her köşede bir işsizi bir yoksulu vuruyor
  belki allı morlu gülleri de kurutur umutla açan 
  şimdi artık bir kitap adı 'kırk haramiler' şam'da
  haramileri yazıp çizenlerse yatıyor yahu damda
  kimleri koruyor karışık bir bilmece doğrusu 
  dolanıyor sokaklarda yersiz yurtsuz
   
  açıldı oyun kâğıdı gibi korona kartı
  yine yoksulun sırtında bu işin kahrı
   
  eli kırbaçsız, beli kılıçsız bir masal devi
  işte bir masal devi dünyayı sarsıyor derinden 
  yüreğimizi dağlıyor yerlere serdiği binlerce ölü 
  bir kere bile öpemiyoruz ölülerimizi gömerken 
  gökten mi indi yerden mi çıktı bu yaban dölü
  biber gazı mermi bomba hiçbiri kâr etmiyor 
  eli kırbaçsız beli kılıçsız bir masal devi
   
  hey koca tanrı, hey koca tanrı
  söz anlamıyor şu korona canavarı 
  yiğitsen bu canavara yiğitliğini göster 
  şöyle kulağını büküver gayrı
   
   
  bütün yeryüzü tanrılarından büyüktür 
  şimdi güler misin ağlar mısın be kardeşim
  bir beyaz önlüklü görse korkudan ölür
   
  bütün yeryüzü tanrılarından büyüktür
  bilmem cambaz mı desem, hokkabaz mı 
  elsiz ayaksız, topsuz tüfeksiz dolanır durur
  dolanır durur gece gündüz kalabalıkların içinde
  bir de bakarsın koynumuzda usluca uyur 
  oysa dikbaşlıdır ne fetva dinler ne ferman
  şahlara padişahlara hep meydan okur
   
  bütün yeryüzü tanrılarından büyüktür
  korku üstüne korku salıyor insanoğluna
  haydi başkan efendi yiğitsen yüzüne tükür
  dünyayı kasıp kavuruyor domuz korona
  şimdi halkın sırtına dağ gibi yüktür 
  kim dur diyecek bilmem ki ona
   
  yedi iklim dört bucakta dumanı
  ölet olur gölet olur yüreklere dökülür
  belki yüzyılın hiç görülmedik düşmanı
  bu kavganın kahramanı beyaz önlüklüler 
  aklın yolunu gösterenler de işin kaptanı
  bir de sabır taşları evlerde göğüs geren
  şimdi birlikte karşı durma zamanı
   
  tanrılardan büyükse de büyüktür
  haydi salla gitsin, haydi salla gitsin
  şöyle okkalı, dokunaklı bir küfür
  şu zulüm bitsin, şu zulüm bitsin
   
  haydi salla gitsin, haydi salla gitsin
  şu zulüm bitsin, şu zulüm bitsin
   
   
   
  tuhaf yaratıktır şu insanoğlu
  başını bin kere vursa da taştan taşa
  ne yer ne de gök yarılır baştan başa 
  bir kere olsun, şöyle bir kere olsun
  doymuyor aptallığına doğrusu 
  tuhaf yaratıktır şu insanoğlu
   
  kuşatmış hayatımızı dört bir yandan 
  nedir bilmem ki bu kahrolası oyunun adı
  ben yeryüzüne geldim geleli kavga ediyoruz
  hep kan ter içindedir çarkı döndürenler
  açlığı, yoksulluğu boynumuza doladı
  üstüne bir de korona diye yedi bela yolladı
  iki kurşun sıkasım gelir şöyle iki kurşun 
  nedir bilmem ki bu oyunun adı 
   
  eski taş plaklar koyarım gramofona
  belki yumuşar, yola gelir diye biraz
  kulak asmaz ne domuzdur korona
   
  işte gelmiş geçmiş en tuhaf darbeci
  el koydu hayatımıza hiç yasak getirmeden 
  bunu da gördü iki bin yirmide insanoğlu
  işsizlik pahalılık alıp yürümüştü zaten 
  şimdi bir de  bankalar, faturalar bindi üstüne 
  bunlar da ne fetva dinliyor ne koronavirüs
  kimi de yalan dolan masal okuyor boyuna
  doğrusu akıl fikir ermiyor bu oyuna 
   
  eski taş plaklar koydum gramofona
  nedir bilmem ki bu kahrolası oyunun adı 
  bizden uzak dursun domuz korona
   
  ben mehmet halil oğlu necati
  öyle pek yoktur adımız sanımız
  göçmeden dünyadan bitiversin gayri
  yüreğimden koptu destanımız
   
   
  NECATİ YILDIRIM
  Nisan 2020