Yaşam sıfırdan başlar

Yaşam sıfırdan başlar

En azından bize öyle öğretildi. Hayatın doğum ile başladığı. Oysa hayata baktığımızda sıfırdan başlamadığını “-1” den başladığını görürüz. Hayatın başlangıcı “-1” yani doğum öncesi dönemidir aslında. Sıfıra varmamıza çok az kalan bir süre.

Başlangıç olarak düşündüğümüz yerde aslında başlamış olmamız ve bizim bunu çok geç algılayabilmiş olmamızdır hayat.

Hayat nasıl “-1” lerle, “0” larla ve “+1” lerle dolu ise aslında eğitim de aynı değerlerle örtüştürülebilir. Eğitimde de “-1”, “0”, “+1” değerlerle ölçtüğümüz, nitelendirdiğimiz yerler var.

Eğitim sarmal olarak ilerler. Bir nevi yaşam döngüsü gibi aslında. Her bir döngü diğerine bağlı olarak ilerler. Bir sonraki eğitim hayatımız bir önceki eğitim hayatımıza bağlıdır. Bir önceki eğitim hayatımızın bir sonrakini de etkileyeceği gibi.

Söz konusu olan bu değerlerin net bir şekilde ifade edilmesidir. Artısına, eksisine ve sıfırına bakmadan.

Mükemmeliyetçi bir toplum içindeyiz ama bizim dışımızda her şey mükemmel.

Çocuğumuzun, anne baba olarak ta bizim mükemmel olduğumuzu düşündüğümüz ve başkalarının da buna inanmasını istediğimiz mükemmelin/mükemmeliyetçiliğin içindeyiz. Mükemmeliz veli-çocuk olarak ama öğretmenler mükemmel değil ki. Sorsanız öğretmenlere mükemmel olmaktan ziyade insan olmayı tercih ederler. Çünkü öğretmen de olsa onların da artı ve eksileri vardır. Ve öğretenler bunu bilir. Öğretmenler bilir mükemmel olmanın aslında iyi bir şey olmadığını.

Yeni nesil anne babalara bakın ortalama 35-40 yaş olanlara, bu anne babaların kendi geçmişlerine bakın “-1” den gelmişlerdir. Ama söz konusu çocukları olunca “+1” den başlarlar. Çünkü onca mükemmelin içinde bırakın “-1” i, “0” bile onların mükemmel çocukları için kayıptır.

Biz hangi değerle büyüdük acaba?

Ya da daha net olmak adına değerle büyüdük mü?

Değer içinde bile büyümediğimiz, aldığımız değer içinde yetinen bir nesil olarak neden hayata karşı çocuklarımızı “+1” ile başlatıyoruz?

Onlara sunduğumuz artıların kaç eksiye mal olabileceğinin neden farkına varmıyoruz?

Üzmüyorum/üzmüyoruz dediğimiz çocuklarımızı birileri bir şekilde üzecek. Biz buna neden engel olamadım diyeceğiz?

Olmayacağız.

Çünkü gerçek hayat “-1”, “0”, ve “1” değildir.

Gerçek hayat demek,

Başarısızlık demek,

Üzüntü demek,

Yorulmak demek.

Ve de daha fazlası…

Gerçek hayat rakamla ölçülemez.

Rakamlarla değer verilemez.

Bir çocuğu çocuk yapan “-1” den başlayıp “0” ı tanıyıp ta “+1” olmaya çalışmasıdır.

Bir okulu okul yapan, bir okulu en iyi eğitim kurumu yapan eğitim kadrosudur.

Diğer her şey aslında sıfıra bile ulaşamamaktır.

Eğitimde de aslında “+1” e ulaşabildik mi?

Ulaşabildik mi “+1” den önce de sıfıra?

Eksilerimizi bile anne-baba-çocuk-okul olarak göremediğimiz bir yerde bir tek “+” nın değerinin ne anlamı olur ki?

Önce insan, önce çocuk, önce anne baba, önce öğretmen olarak değer görebileceğimiz nice günlerimize.

YAZARIN DİĞER YAZILARI