ÖZGÜRLÜKÇÜ ORTAMI ZEHİRLEMEYELİM

  

ÖZGÜRLÜKÇÜ ORTAMI ZEHİRLEMEYELİM

İçinde bulunduğumuz ortamın ve sahip olduklarımızın değerini ancak onları yitirdiğimizde anlarız. O zaman “keşke şöyle yapsaydık, keşke böyle davransaydık diye dövünüp dururuz. Ama ne yazık ki bu keşkeler işe yaramaz. Atalarımız “Son pişmanlık fayda etmez.”diye boşuna dememiş.

31 Martta gerek şehrimiz, gerekse ülke çapında geleceğimiz açısından büyük önem taşıyan yerel seçimler yapılacak. Bu seçimler, halkın yokluğa, pahalılığa karşı tavrını belirleyecek bir halkoylaması niteliğinde olacaktır. Elbette belediye başkanı seçilecek kişilerin kişilik özellikleri birinci derecede seçmeni ilgilendirmektedir. Ancak şehrimiz ve ilçeleri açısından belediye başkan adaylarından çok şehrimizin gelecekteki yaşantısı öne çıkmaktadır. Çünkü Muğla ve ilçeleri, Türkiye turizminin en önde gelen yöreleridir. Dünyanın her yanından gezginler gelerek özgürce bir tatil yapmanın zevkini ve mutluluğunu yaşayarak geldikleri şehir ve ülkelerine mutlu biçimde dönerler.

Acaba bunun nedenini düşündük mü? Nedeni yalnızca doğa güzellikleri midir? Mavi denizlerine dalmanın onlara tattırdığı doyum olmaz hazlar mıdır? İnsanlarımızın konukseverliği midir?

Elbette bunların hepsi de doğrudur. Bir düşünelim: Eğer en küçük yerleşim birimlerimizde bile bir genç kızımızın istediği giysiyle günün yirmi dört saatinde hiç rahatsız edilme endişesi taşımadan özgürce dolaşabilmesi mümkün olmasaydı, onun giyiminden kiminle konuşup konuşamayacağına kadar başkaları karar verip yine onlar tarafından özgürlükleri kısan bir anlayış egemen olsaydı yine durum aynı mı olurdu? Buna aklı başında hiçbir kimse olumlu yanıt veremez.

Bunun yerel seçimlerle ne ilgisi olduğu sorulacaktır. Yanıtlayalım: Eğer Şehrimiz ve ilçelerinde CHP dışında bir parti kazanırsa şehrimizin bu demokrat dokusu bozulacak ve birtakım zihniyet değişiklikleri nedeniyle ülkemizin parmakla gösterilen bu şehri ve ilçeleri bir huzursuzluk alanı haline gelecektir,

Pekçok seçmen dostumuz, “Ben falan adama oy vermem.” diyerek tepki göstermektedir. İşte böyle bir anlayış, şehrimizin ve ilçelerinin bir barış adası olmasını ve demokrat dokusunu bozacağı için son derece yanlış, hatta bir ihanet sayılmalıdır. Bir adayın her seçmenin istediği özellikte birisi olmasının olanağı var mıdır? Tüm seçmen kardeşlerimizden rica ediyoruz. Böyle bir anlayışın karşısında olalım. Bu seçimlerin şehrimiz ve ilçeleri için demokrat dokusunun oylanacağı bir halkoylaması olacağı düşüncesi asla aklımızdan çıkmamalıdır.

CHP’sinde adaylık beklediği, ancak başka birisinin parti yönetimince aday gösterilmesi üzerine “Ben seçilemedim, varsın o da seçilemesin.” anlayışıyla hareket ederek başka partiden aday olanlara itibar etmemek ve oy vermemek gerekiyor. Elbette her vatandaş, başka bir partiye geçebilir, o partiden ya da bağımsız aday olabilir. Ama sormak gerekiyor: Neden bu işi aday gösterilmediğin için şimdi yapıyorsun da daha önceden dönerek yapmadın be kardeşim, neden? Senin ilkelerin yok mudur? Bu partiye oy veren bizler, seni oylarımızla belediye başkanlığı görevine getirmedik mi? Sırf seni CHP’si yeniden aday göstermedi diye onun oylarını bölerek başka bir anlayıştaki partinin adayının kazanmasına dolaylı yardım edip şehrimizin demokrat dokusunun ters yüz edilmesine çanak tutmak, en hafif deyimiyle biz seçmenlere saygısızlık değilse nedir?

Özellikle hangi görüşü paylaşırsa paylaşsın tüm öğrencilere, gençlere sesleniyorum: İstediğiniz saatte arkadaşlarınızla özgürce dolaştığınız bu şehrin ve ilçelerinin giyiminizden kimlerle nasıl gezeceğinize karışılarak bugünkü özgür ortamın bozulmasını istemiyorsanız oylarınızı fırsatçılara değil, CHP’li adaylara vermeniz gerekiyor.

Şehrimizin demokrat dokusunun bozulmasını istemeyen tüm seçmenlerimizden rica ediyorum. Lütfen bu güzel yöremizin özgürlükçü ortamını zehirlememek için kişisel tutkularını tatmin amacıyla fırsatçılık yapmak isteyenlere oy vermeyelim.  İş işten geçtikten sonra keşkelerin bir işe yaramayacağını unutmayalım, unutturmayalım, 13.03.2019

Nuri Çelik

YAZARIN DİĞER YAZILARI