Toplumlarda ekonomik, siyasa kültürel açısından insanlar arasında çeşitli farklılıklar vardır. Egemen anlayışlar her zaman bunları yönetim anlayışı olarak kullanmaktadırlar. Öylesine ki insanları birbirinden uzaklaştırmak için. birlikte davranış yapmalarını önlemek için; BÖL-YÖNET anlayışına destek için kullanırlar.
İnanç farklılıkları. Etnik farklılıklar yetmediği zaman de cins farklılıkları bile farklılaştırıcı unsurlar olarak kullanılabilmektedir.
Bu farklılıkları bazen ortak değerler içinde gizleyerek de kullanırlar.
Yani BÖL VE YÖNELT için ne gerekiyorsa onu öne çıkarıp farklılaştırmağa çalışırlar.
Bunun için en çok kullanılan söylem ise KARDEŞLİK söylemidir.
Din kardeşliği.
Türk -KÜRT KARDEŞLİĞİ. Halkların kardeşliği gibi belirli dönemlerde en çok kullanılan söylemlerdir dünya da..
İnsanlığın en büyük ortak değerlerinde biridir KARDEŞLİK DEĞERİ..
Her insan için her kültür için yadsınamaz bir gerçekliktir.
Kimse buna karşı çıkamaz aksine destek sunmak zorundadır.
Desteklemezse de kolayca dışlanabilir ve suçlanabilir.
Etnik politikaların az olduğu dönemlerde geçerli olan DİN KARDEŞLİĞİ söylemi olmuştur Dinlerin yayılmasında da bu bakış açısının önemli katkıları olmuştur Gerçekte baktığımız zaman dünyanın en acımasız saldırıları, savaşları din adına yapılmış savaşlardır.
Son günlerde TERÖRSÜZ TÜRKİYE kavgasında sıkça kullanılan bir söylemde TÜRK-KÜRT KARDEŞLİĞİ olmuştur. Yaklaşık elli yıldır -çok evveliyatı da vardır- süren binlerce gencin yok edilmesine neden olan. Anaları bacıları acılar içinde yaşatan, binlerce insanı sakat bırakan milyarlarca zararı getiren bu kavga sürüp giderken kardeşlik muhabbetleri yapılıyordu ama bu kavgaları bitirmeğe yetmiyordu bu slogan..
Eğer bu toplum başlangıçtan beri bunlar Kürt bunlar Türk diye bakmak yerine sadece insan olarak. Sadece toplumun BİREYLERİ OLARAK bakmağa becerebilseydik bu kardeşlik kavgası yine de olacak mıydı?
Eğer biz bu toplumda yaşayan her birey, bireylerin sahip olması gereken hakları ve özgürlükleri aynı şekilde onlara verebilseydik bu kavga olacak mıydı gene?
Eğer biz bu toplumda yaşayan herkes önce insandır. Belli bir yaşa gelince bireydir, diyebilseydik ve bunların olması gereken tüm hakları. özgürlükleri. Kültürel unsurlarını aynı şekilde karşılayabilseydik böyle bir kavga çıkacak mıydı yine de?
Birileri bize farklılaştırıcı bakışlarla birbirimize bakmayı zorunlu hale getirmemiş olsaydı biz neyin kavgasını yapacaktık o zaman?
Demek ki birileri bizim Kardeşliğimizi çaldı ve öteki gibi bakmayı soktu benimize öteki gibi bakış oluşunca büyük kavga yaşanıyordu.
Bu öteki gibi bakışı kimler soktu? Bu gün onu sorgulamak zorundayız. Bu bakışı kimler aşıladı çocuklarımıza bunu sorgulamak zorundayız..