Üçüncü partisine 11 Ekim 2022 tarihinde park etmiş vaziyetteki Bağımsız İzmir Milletvekili 'Mehmet Ali ÇELEBİ' biladerimiz hakkında, 12 Ekim günü çıkan yazımı belki de okumuş, ziyadesiyle feyz almışsınızdır umarım!? Bugün size, yerimiz yetmediği için yazamadığım bazı hususları da aktarıp, bu lüzumsuz konuyu ebediyyen kapatıyorum, çünkü çok başka ve daha önemli konular var anlatacağımız, zati bu konuya iki yazı bile çoktu, fazlası kayda değmezdi!..
Efendim, bu genç ve hızlı siyasetçimiz Mehmet Ali Çelebi ısrarla; ".Ben Cumhuriyetçiyim, ben Atatürk'ün askeriyim, FETÖ ve PKK severlerin hoş görüldüğü yerlerde bulunamam!" diyordu ya? İçişleri Bakanı sayın Süleyman Soylu da ısrarla bu arkadaş için; "M. Ali Çelebi haysiyetsiz FETÖ'cüler gibi davranıyor!" diye suçluyordu, sonra da sosyal medya hesabından sildi ya? Kendisi CHP Milletvekili iken Meclis kürsüsüne çıkıp, şimdi yeni katıldığı partisine; "Siz kim, reform yapmak kim!? Cumhuriyet, laiklik ve hukuku yok etmeye çalışanların reform yaptıkları nerede görülmüş!?" diye zehir-zemberek eleştiriler yapıyordu, bu da Yüce Meclis kayıtlarında mevcut ya? Aynı parti içinde şimdi bunlar ne yapacaklar, hepimiz merakla bekliyoruz efendim.
Müsaadenizle, merak ettiğim birkaç soruyu kendisine sormak istiyorum:
1-) Siz AKP saflarına katılacağınız zaman, RTÜK'ün İYİ Parti'den üye almamak için seçim yazısını aylarca Meclis'e göndermediğini, AKP Vekil sayısının sizinle artmasını beklediğini biliyor muydunuz?
2-) Siz yeni partinize katılırken, bu RTÜK meselesini AKP'liler size anlatmışlar mıydı?
3-) Yeni partinize geçerken, sizden önce bu partiye pervane gibi dönüş yaparak gönül vermiş ve sizin hapishanedeki 'Nikâh Şahidiniz' olan Prof. Dr. Metin Feyzioğlu'nun bir tavsiyesi ve dahli oldu mu? Feyzioğlu, bu dönüşünün mükâfatı olarak KKTC Lefkoşa Büyükelçisi yapıldı, size de Kıbrıs Rum Kesimi Büyükelçiliği sözü verdiler mi? İki 'pervane' olarak oralarda ülkemiz için çok hayırlı işler yapacağınıza olan güvenimiz tamdır çünkü (!..)
4-) Sürekli olarak 'Ben Atatürk'ün Askeriyim' diyordunuz ya? Gittiğiniz partidekilerin Atatürk ve İnönü'ye 'İki Ayyaş' dediklerini, Atatürk heykellerine 'Beton Mustafa' dediklerini hiç duymuş muydunuz? Duydunuzsa, siz bu sözlerin övünç sözleri olduğunu mu sanıyorsunuz?
5-) Gazeteci Barış Yarkadaş ve İzmir CHP Seçmenleri; "Biz seçimde oyumuzu CHP'li Mehmet Ali Çelebi'ye vermiştik!.. O gidip de bizim oylarımızı AKP'ye aktarsın diye vermedik, sabahlara kadar seçim sandıklarının başında bunun için yatmadık, 'Çelebi' derhal bizim oylarımızı geri versin, acilen de Milletvekilliğinden istifa etsin" diyorlar, ne diyeceksiniz?
6-) Gazeteci sayın Merdan Yanardağ da; "Mehmet Ali Çelebi bu davranışıyla, tam da 'Cellâdına âşık olan' bir zavallı durumundadır, bu hastalığa 'Stockholm Sendromu' denir! Seni 41 ay hapiste CHP mi yatırmıştı?" diyordu, ya buna sizin yanıtınız ne olacak?
Söylenecek çok şey var da, ceremeye verecek para yok!.. Merhum Atatürk mucize olarak şööyyle bir ayağa kalksa, 'Ben Atatürk'ün Askeriyim!' diyen bu muhtereme neler derdi acaba? Çelebi'nin, Anıt Mezarında O'nun kemiklerini sızlattığından adım gibi eminim!.. Şu yaptıklarından sonra, sakın bu sözü bir daha söyleme, şimdiden yerini aldığını düşündüğümüz "Siyaset Mezarlığı" nda edebinle istirahat etmeye bak kardeşim, yeter artık!..
Dedim ya bu yazım, bu konudaki son yazımdır, bir daha adını bile andığımı kimseler görmeyecek, üzerinde konuşmaya bile değmez çünkü!.. 'İnsanın kendi kendine ettiğini, cümle âlem toplansa yapamaz' derler ya, işte size en iyi ve belgeli örneği buydu!..
Yazımızı Orhan Veli dizeleriyle bitirelim bari: "Sokakta giderken kendi kendime/ Gülümsediğimin farkına vardığım zaman/ Beni deli zannedeceklerini düşünüp/ Yine gülümsüyorum!.."
Olsun; gülmek, düşünmek ve stok yapmak insanlara mahsustur!.. Sakin KOŞAR.