Üç tarafı denizlerle çevrili, iki harika Boğaz'ı, bir iç denizi, onlarca gölü-nehri ve devasa çayları olan Türkiye Cumhuriyeti'nin şimdiki Kültür ve Turizm Bakanı geçenlerde çıkıp, kendi yoksul vatandaşlarına aynen şöyle dedi: "Siz tatilinizi Kış aylarında yapın, daha ucuza gelir!.. Turistik otel ve lokantalarda ücretleri yarı fiyatına ödersiniz!" dedi.
Hay Allah razı olsun, bu bizim gibi kıt bütçelilerin hiç aklının köşesine bile gelmemişti!.. Sayın Bakanımız herhalde turistik yörelerin müdavimi olduğu için, oraların fiyatlarına bakmış, bir de bize verdikleri ücretleri hesaplamış, en doğru tatilin böyle yapılabileceğini bize tavsiye ediyordu!.. Bu ne büyük incelik, bu ne akılcı düşüncedir böyle, vallahi kendisine hayran kaldık!..
Zati Yaz aylarında bizim sahillere, turistik otellere ve lüks lokantalara hep yabancı turist misafirlerimiz geliyor, bize zaten yer kalmıyor, yer olsa da, cüzdanlarımızın gücü o tarihlerdeki fiyatlara yetmiyor!.. Allah'ın her mevsimi bir değil mi yahu; ha Yazın tatil yapmışsın, ha Kışın, ne fark eder ki!? Yani olsa olsa, Kışın denize girdiğinizde biraz üşür, biraz titrer kendinize gelir, biraz grip-nezleye tutulur, bir müddet hapşırır-aksırır, kıçınız buz tutmaya başlayınca da denizden çıkıp soyunma odasına gidersiniz!.. Bunlar bize engel değil ki, ne de olsa atalarımız "Bir Türk Dünyaya Bedeldir!" diye boşuna mı demişler yani!?
Bir de şöyle düşününüz: Kış gelmiş, siz tatile çıkmışsınız, otelinizin olduğu yere kar yağmış, alır çocuklarınızı 'Kardan Adam' yapar, otel görevlileri ile 'Kartopu' oynar, karda kayıp düşer, elinizi-kolunuzu kırar, böylece çocuklarınızı eğlendirirsiniz, fena mı? Hem Kış aylarında 'Sivrisinekler' olmaz, kıyıda köşede gezen 'röntgenciler' karınızın-kızınızın mayolu vücutlarını dikizlemezler; başlığı olan, kabanlı, elleri bile yün eldivenli kadınlara kim bakar, hem siz de durduk yerde başınızı belâya sokmamış olursunuz!..
Merak ettiğim için bunu söyleyen sayın Bakanımıza sormak isterim; "Acaba sizin, hiç Yaz tatili yerine, Kış tatili yaparak geçirdiğiniz bir yılınız oldu mu? Elin Avrupalıları Yaz aylarında akın akın bizim bu güzel yurdumuza akarken; bu toprakların gerçek sahibi bizler, kapılardan burnumuzu çıkaramayacağımız kadar soğuk günlerde niye tatil yapalım ki!? Bu Cennet ülkenin esas sahipleri olarak bizler Yaz aylarında çalışacak, evlere hapis olacak, kimsenin sıcak evlerinden dışarı çıkmadığı zamanlarda tatil yapıp, oralarda dinleneceğiz, öyle mi!? Ayıların bile mağaralarına çekilip, o soğuk Kış günlerinde "Kış Uykusuna" yattığı günlerde, bizler burunlarımız kızararak, ellerimiz donarak, kıçımız buz tutarak, güya tatil yapıp da dinleneceğiz, öyle mi!?
Siz ne dediğinizin farkında mısınız efendim!? "Bakan" deniliyorsunuz ama, siz bu millete bakarken bile göremiyorsunuz galiba!? Bu millete güzel vatanını geri veriniz artık!.. Atalarımız bu Cennet toprakları, 'dışarıdan paralı turistler gelsin de, burada keyif çatsınlar' diye kurtarmadı, kefensiz bu toprakların altlarına girmediler bayım!.. Koskoca mevkilere geliyorlar, ağızlarından çıkanın ne anlama geldiğini bile fark etmiyorlar, yeter artık ama!.. Bu ülkeyi yönetecekseniz eğer, benim insanlarımın Yazın tatil yapacağı kazançlara sahip olacak şekilde yönetiniz, başaramıyorsanız da, bu görevleri bunu başaracak olanlara devrediniz, bu makam ve koltuklar, sizlere ait özel mülkler değil çünkü!..
Biliyorum ne desek boş; çünkü 20 yıldır derdimize çözüm bulamayanlar, bizim söylediklerimizi anlarlar mı? Bir fıkrayla yazımızı bitirelim:
Bir gün sahilde Temel'in yanına gelen turist, İngilizce olarak çıkış yolunu sormuş, Temel anlamamış. Sonra turist Almanca sormuş, Temel'den ses yok. Fransızca, İtalyanca ve İspanyolca sormuş, Temel'den gene çıt yok, öfkeyle uzaklaşıp gitmiş. Dursun hemen Temel'e; "Ula uşağum, bizum heman bir yabancı dil öğrenmemiz lâzım daa" deyince, Temel omuz silkip; "Boş ver ula Tursun, adam 6 dil biliyor da, meraminu anlatamadı ya!" demiş.
Sakin KOŞAR.