"KÖŞENDE GEREĞİNİ YAPACAKSIN ABDÜLKADİR BEY !.."

 

                "KÖŞENDE GEREĞİNİ YAPACAKSIN ABDÜLKADİR BEY !.."

Bu tarihi günü ve o güya 'Gazetecilerle TV Açık Oturumunu' hiç, ama hiç unutmayacağım!.. 28 Eylül 2022 Çarşamba günü akşam haberleri sonrası saatleri!.. CNN ve Kanal-D televizyonları ortak yayın yapıyorlar. Konukları, Türkiye Cumhuriyeti'nin 12. Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı sayın Recep Tayyip Erdoğan!... Karşısında her türlü soruyu soracak olan güya 'Gazeteciler' ; Ahmet Hakan, Abdülkadir Selvi, Hande Fırat ve Zafer Şahin. Programın Moderatörü de Fulya Kalfa.

Soru ve yanıtlarının önceden hazırlandığı belli olan programın bir yerinde, Hürriyet yazarı Abdülkadir Selvi çok önemli (!) bir çanak soru sordu; "Efendim, Şehir Hastaneleri konusunda muhalefet çok eleştiri yapıyordu, son günlerde sesleri kısıldı, bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?" dedi. Sayın Erdoğan da yanıt olarak; "Vallahi Abdülkadir Bey, bunun gereğini köşende sen yapacaksın, bak Ahmet (Hakan) Bey yapıyor!" dedi.

Demokrasinin tam işlediği Batı Ülkelerinde, kim olursa olsun, gerçek bir gazeteciye biri böyle dese, o gazeteci hemen o sözü 'emir' gibi söyleyen kişiye demediğini bırakmaz, belki de stüdyoyu bile terk ederdi!.. Çünkü, bunların çok örnekleri var!.. ABD Başkanları Trump ve Biden'ın, Fransa Cumhurbaşkanı Macron'un, İngiltere eski Başbakanı dağınık başlı Boris Johnson'ın başına defalarca geldi. Kimse orada, emreder gibi gazetecilere görev veremezler!.. Ama bizde durum farklı, zati o program da sanal ve kurgulanmış bir program olduğu için, her şeyi hoş karşıladılar, sayın Erdoğan'ın sözlerinden hiç alınmayan Abdülkadir Selvi ve Ahmet Hakan, sadece pişkin pişkin gülüp, "tabii, tabii" demekle yetindiler!..

Bense hemen kızarmış yüzüm ve diken diken olmuş tüylerimle TV'yi kapatıp, kös kös balkona hava almaya koştum!.. 27 yıllık yerel gazetecilik hayatımda ve artık 72'ye dayanmış yaşımla, böyle görüntüleri ve böyle sözleri artık kaldıramıyorum dostlar!.. Maşallah, yandaşlıklarının zirvesindeki koca koca adamlar pek rahatlar!.. Kendilerine mesleklerinde uzun yıllar sağlık ve böyle başarılı (!) çalışmalar dilerim efendim!..

Merhum Muğla Gazeteciler Cemiyeti Başkanımız ve Devrim Gazetemizin imtiyaz sahibi Ünal Türkeş büyüğüm hep derdi ki; "Yerelde olsun Ulusalda olsun; bir "Gerçek Gazeteciler" vardır, bir de "Gazeteci Kılıklılar" vardır!.. Gerçek gazeteciler hiç doğrulardan sapmazlar, kimselerin emir eri olmazlar, yanlış işe sebep olan babaları bile olsa, haberin doğrusunu okuyucularına ulaştırırlar!.. Gazeteci kılıklılar ise, kendi şahsi menfaatleri için yalan söylemekten, haberleri çarpıtmaktan, adeta tetikçilik yapmaktan bile geri durmazlar!.. Bu mesleği yapacaksak eğer, adam gibi, kirlenmeden yapıp, öldükten sonra da yıllarca saygıyla anılmak, en büyük zenginliğimiz olacaktır!.." derdi.

Ne kadar doğru sözlerdi bunlar!.. İşte Uğur Mumcu, işte Mustafa Ekmekçi, işte İlhan Selçuk, işte Bekir Coşkun, işte Hasan Pulur ve işte kendisi, hâlâ aynı saygınlıkla anılan Ünal Türkeş ve daha isimlerini sayamadığım niceleri!.. Ancak, her gün bir yalan, iftira, her şeye bir kılıf uyduranların akıbeti nasıl olur, vallahi ben de çok merak ediyorum, sırf sonlarını görebilmek için, sırf bu yüzden biraz daha yaşamak istiyorum ya!?

Neyse, bugünkü yazımızı da bizim deli Orhan Veli'nin 1940 yılında yayımlanan "Kitabe-i Seng-i Mezar" adlı şiirinin bir bölümüyle yazımızı bitirelim:

"Hiçbir şeyden çekmedi dünyada/ Nasırından çektiği kadar/ Hatta çirkin yaratıldığından bile/ O kadar müteessir değildi/ Kundurası vurmadığı zamanlarda/ Anmazdı ama Allah'ın adını/ Günahkâr da sayılmazdı/ Yazık oldu Süleyman Efendi'ye!.."                   Sakin KOŞAR.

YAZARIN DİĞER YAZILARI